(The Turkish Post) – SAFA KAR
Bir zamanların ‘Avrupa fatihi’ Trabzonspor artık uluslararası arenada ‘yokları’ oynuyor. Liverpool’ı, Barcelona’yı, İnter’i yendiği yıllar tatlı bir hatıra oldu artık. Her yıl transfer rekoru kıran Bordo Mavili takım onca oyuncuyu takıma kazandırmasına rağmen Edirne’nin bir adım ötesine geçemiyor.
Trabzon’un ihtiyacı olan transfer falan değil, ‘ruh’… Takımın ruhu diriltmedikten sonra ne kadar oyuncu alırsan al, faydasını göremezsin. ‘Kaybedilen yıllar’ bunu söylemiyor mu?
Tablo ortada; Avrupa Ligi’nde Rapid Wien’e elendi. Bir alt lige düştü. İsviçre takımı St. Gallen’le kozlarını paylaştı. Deplasmanda iyi oynamasına rağmen golü bulamadı. Dışarıda alınan beraberlik eleme maçlarında ‘avantaj’ kabul edilir. Kendi saha ve seyirci önünde turu geçmek için 1 gol yeter.
İsviçre futbolunun aşama kaydettiği Avrupa şampiyonasında da açıkça görüldü. Young Boys’un nasıl ‘çetin ceviz’ olduğu Galatasaray maçında ortaya çıktı. St. Gallen de İsviçre milli takımı gibi oyun disiplininden kopmayan derli toplu ekip olduğu belliydi. Avrupa maçlarında hiçbir tur ‘çantada keklik’ değil. Oynayarak, ter dökerek kazanmak zorundasınız.
İlk maçın aksine Trabzon rövanş maçına çok tutuk başladı. Sanki futbolcular savaştan çıkmış gibi yorgun, dağınık görüntü sergiledi. Maçı ekrandan izlerken Trabzon’un ‘ruhsuz oyununa’ anlam veremedim. Bir takım taç atmakta bu kadar zorlanır mı? ‘Acaba takım içinde bir sorun mu var yoksa Abdullah Avcı’dan kaynaklanan bir sıkıntı mı?’ söz konusu diye düşündüm. Yoksa seyircisi önünde bu kadar ‘aciz oyunun’ hiçbir izahı olamaz.
St. Gallen kendi sahasında bulamadığı pozisyonları Trabzon’da yakaladı. Ve golü de attı. Bordo Mavili’lerin orta sahası yol geçen hanı gibiydi. St. Gallen göstere göstere golü attı. Trabzon ilk devrede ne adam gibi savunma yapabildi ne de hücum. İleri çıkan oyuncular geri dönmekte zorlanınca St. Gallen bol bol pozisyona girdi. Farkı arttırabilirdi.
İkinci yarı biraz kıpırdadı Trabzon… Tabii bunda Cihan Çanak gibi dinamik bir futbolcunun oyuna girmesi etkili oldu. Enis Destan’ın ön direkte vurduğu kafayla Trabzon beraberliği yakaladı. Nicedir unuttuğu ‘golü’ tekrar hatırladı. Hamle oyuncularının oyuna pozitif katkısı sonucu Trabzon pozisyonlar yakaladı. 90 dakikada eşitlik bozulmadı. Uzatma dakikalarında Trezege’nin vuruşu direkten döndü.
Ve penaltılarda turu geçen takım St. Gallen oldu. Trabzon Avrupa defterini kapattı. Aslında ‘direkten döndü’ de diyebiliriz. Hem kaçan penaltı hem de Trezege’nin şutu direkte patladı. Yeni oyuncularla takım ruhu için biraz sabırlı olmak lazım. Fakat Karadeniz insanının sabra tahammülü yok. Abdullah Avcı istifa sesleri yükselmeye başladı bile. Avcı’nın suyu ısınıyor.
Beşiktaş Türk futbolunun Avrupa’daki ‘yüz akı’ oldu. Başakşehir’in de hakkını yememek gerekir. Yine bir İsviçre takımı olan Lugano’yla rövanş maçına çıkan Beşiktaş rakibini ezdi geçti. Kara Kartal çok yükseklerden uçtu. Yeni hocası ve yıldız transferleriyle göz dolduran Siyah Beyazlılar hem içeride hem de dışarıda yoluna ‘dolu dizgin’ gidiyor.
Lugano karşısında hem oyun hem de goller taraftarına ve futbolseverlere ‘bayram sevinci’ yaşattı. Nicedir bir Türk takımı Avrupa’da böylesine coşkulu oyun ve olağanüstü skora imza atmıyordu. Beşiktaş adeta gol oldu yağdı, Lugano’nun üstüne. İsviçre ekibini İstanbul’dan 5 golle uğurladılar. Yedikleri 1 gol de ‘nazar boncuğu’ oldu.
Türk sporu ve futbolu her alanda gerilerken Beşiktaş’ın bir istisna olarak pırıl pırıl parladığını söylemek lazım. Ayrıca transferin nasıl yapılacağını da diğer takımlara ispatlamış oldu. Şampiyonlar Ligi’nden düşen Fenerbahçe ve Galatasaray’la birlikte Avrupa Ligi’nde Türkiye 3 takımla temsil edilecek.