(The Turkish Post) – SAFA KAR
Oysa Beşiktaş lige ne iyi başlamıştı. Süper Kupa finalinde, geçen yılın şampiyonu Galatasaray’ı gole boğmuştu. Rafa Silva’nın yıldızını parlatmıştı. Portekizli oyuncu Silva’nın transferi ‘başarı hikayesi’ olarak anlatılıyordu. Sonra İtalya’nın büyük golcüsü Immobile’yi transfer etmişti.
Hoca Van Bronckhorst takıma çabuk uyum sağlamış, üste üste kazanılan puanlarla tribünlerde şampiyonluk şarkıları söylenmeye başlamıştı.
Kara Kartal şampiyonluğun en güçlü adaylarından biriydi. Bu yıl Fenerbahçe ve Galatasaray’ı zirvede tek başlarına bırakmayacak, sonuna kadar kovalayacaktı. Birçok futbol otoritesinin şampiyon adayıydı. Hem oyun, hem kadro zafer vaat ediyordu.
Derken hava döndü. Nazar mı değmişti Beşiktaş’a. Bu kadar kısa sürede form ve puan kaybının izahı zordu. Şanssızlık veya talihsizlik belki bir maç için mazeret olabilirdi fakat puan kayıplarının önü alınamıyordu. Ve telafisi de yoktu.
Sadece büyük maçlarda değil orta düzey takımlara da puan kaptırıyordu. Hadi, ‘Trabzon deplasmanında 1 puan iyidir’ diyelim ama Galatasaray karşısında mağlup olması rakibine geçilmesi anlamına geliyordu. O hale geldi ki puan kayıplarını seriye bağladı. Kasımpaşa’ya bile yenildi.
12 maçta 3 mağlubiyet, 3 beraberlik şampiyonluğa oynayan takımı geriye düşürmeye yeter de artar bile. Kötü gidişe dur diyebilecek miydi? Göztepe maçı bir fırsattı. Saha ve seyircisi önünde kendini affettirebilir, yeniden güven tazeleyebilirdi. İzmir ekibi de ligin iyi top oynayan takımlarından biriydi.
Liverpool’un deplasmanda 3-2 kazandığı maçı izledikten sonra heyecanla ekranın karşısına geçtim. Beşiktaş’ın kazanacağını umuyordum. Başka çaresi kalmamıştı. Bir ‘çıkış maçı’ olacağını umdum. Beşiktaş maça çok da iyi başladı. Üst üste goller buldu. Fakat ‘defans zaafları’ kendini gösterdi.
1 golden adeta iki tane yedi. Köşe vuruşundan gelen toplara iyi yükselen Göztepeli oyuncular oldu. Ve bir anda maç eşitlendi. Kartal ikinci yarı mutlak kazanmak için sahaya çıktı. Fakat karşılarında dirençli ve dinamik bir takım vardı. Bir ara oyunu rakip sahaya yıkmalarına rağmen ‘son vuruş’ gelmedi. Risk ve geride boş alanları Göztepe çok iyi kullandı.
Maçın son bölümünde gol Beşiktaş’tan beklenirken kontratakta golü Göztepe attı. Ardından benzer bir gol daha. Göztepe deplasmanda ilk galibiyetini aldı. Beşiktaş ise taraftarıyla barışmak için çıktığı maçta 4 gol yedi. Aslında 1 golden iki tane… İki korner, iki kontratak… Tribünlerin öfkesi yönetime yöneldi. Ve ‘yönetim istifa’ sloganları atıldı.
Her kötü gidişin bir bedeli olur. Önce hoca kurban verilir. Yine de düzlüğe çıkılmazsa yönetim bırakmak zorunda kalır. Hasan Arat daha yeni göreve geldi. Fakat taraftarın ‘istifa’ çığlıklarına hedef olmaktan kendini kurtaramadı.
Beşiktaş kendisini affettirmek için çıktığı maçta bozguna uğradı ve lige çok erken havlu attı. Ligin boyu daha uzun olmasına rağmen Kara Kartal’ın zirve yarışına ortak olması çok zor. Bundan sonra hedefi ancak üçüncülük olur