(The Turkish Post) – MERCAN BULUT
Türkiye’deki spesifik konularla ilgili kalem oynatmak istemiyorum. Daha ziyade toplumsal ve sosyal süreçlerle ilgili değerlendirme yapmanın daha faydalı olduğu kanaatindeyim.
Eski mesleğimden dolayı sorun üretmekten ziyade, çözümün bir parçası olma taraftarıyım.
Aslında bu bana da iyi geliyor. Sorunları öncelik haline getirdiğimde, çözüm yollarını bulmakta güçlük çekiyorum.
Bu açıdan Türkiye’de mesleğini yapan danışman arkadaşların işleri gerçekten çok zor.
Neden mi? İzlenimlerin ve duyduklarım beni gerçekten hayal kırıklığına sürüklüyor. Ortaokul ve lise çağındaki gençlerimizin dinden uzaklaşması, alkol ve uyuşturucu bağımlılığın artması ve aile içinde yaşanan ciddi travmalar beni inceden inceye düşüncelere sevk ediyor.
Aslında asli görevi bu sorunlara çözüm üretmek olan kişi ve kurumların, sessiz ya da çekimser kalması da beni endişelendiriyor.
Bakın buradan çağrıda bulunmak istiyorum. Gençlerimizin yardıma, dinlenilmeye, değer görmeye ve insanca yaşamaya ihtiyacı var. Belki de gençlerin söz konusu çıkmaza girmelerindeki temel çıkmazın kaynağı da buradan kaynaklanıyor.
Bir önceki yazımda gündeme getirmiştim. Başörtülü muhafazalar bir genç kızımızın rakı bardağı ile alkol masasında paylaştığı fotoğrafı sakın küçümsemeyin. Onu yabana atmayın. O fotoğraf mevcut düzene başkaldırmanın bir objesi durumunda. Ne demek istediğimi ileri yıllarda daha net anlayacaksınız. Tekrar ifade edeyim.
Herkes inancını ve yaşamını özgürce hayata geçirmeli. Bu konuda hiçbir eleştirim yok. Olamaz da. Ancak dini kimlik ile örtüşmeyen bir ortamın da eleştiriyi hak ettiğini düşünüyorum.
ERKEKLER DAVA AÇARSA?
Şimdi gelelim asıl konuma. Aslında sosyal medyada benim için çok yazı konusu çıkıyor. İşte bunlardan birisini de sanatçı kimliği ile öne çıkan Merve Boluğur’dan geldi. Genç sanatçı, sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Boluğur, “Erkeklerin yüzde 99’u şerefsizdir” dedi. Güzel sanatçımız hızını alamamış, erkeklere yönelik bazı ağır ithamlarına devam etmiş.
Ben burada Merve Boluğur’un sanatçı ve oyuncu yönünü ele almak, bir değerlendirmeye tabii tutmak isterdim.
Ancak hanımefendinin aşk acısı yaşadığı, muhtemelen kıyak bir kafayla yaptığı paylaşıma analiz ediyorum. Benden şimdi bütün erkeklere çağrı; sanatçı hanımefendi ile ilgili adli makamlara suç duyurunda bulunsunlar. Hadi diyelim, gönül verdiğin beyefendi senin aşkına karşılık verememiş olabilir. Bu da erkekler arasında yüzde 1’e bile tekabül etmez. Ancak yaşadığın basit bir olayı, erkeklere mal etmen ne kadar ahlaki ve tutarlı? Umuyorum ki, sanatçı hanımefendi, yaptığı hatanın farkına varır, bütün erkeklerden özür diler.
Yoksa hafta içerisinde dilekçe manyağı olacağını kendisine hatırlatmak isterim.
SOSYAL MEDYAYLA ÖN PLANA ÇIKMA GAYRETİ
Bence Merve Boluğur, bu paylaşımı düşünerek yapmadı.
Aslında bir sanatçı yaptığı işiyle ön plana çıkmalı. Bir film ya da dizideki karakteri ile gündem olmalı. Eleştirmenler buradan hareketle onun hakkında yorumlarını sıralamalı. Başarılı ya da başarısız olması temel bir kıstas haline gelmeli nihayetinde.
Ne var ki Türkiye’de son dönemde gördüğüm temel kıstas, kimse mesleği ve başarılarıyla gündeme gelmiyor. Gelmek de istemiyor.
Tam aksine bazı sanatçılar, siyasiler ya da aktivistler, başarısızlıklarını farklı çıkışları ile gölgelemeye çalışıyorlar. Benim bu paylaşımdan anladığım da, Merve Boluğur, sanatını hakkıyla icra edemediği için, basit çıkışlarla gündeme gelmek istiyor. Burada da kendinden büyük cümleler kuruyor.
Sosyal medyada ya da internet mecralarında ‘adından sıkça söz ettirdi mi’ derseniz, cevabım ‘evet’ ne yazık ki. Zaten bu çapta oyuncuların istediği de bu değil mi?
O zaman genç sanatçıya, kadın hakları savunucusuna sormak gerekiyor.
Sıradan ya da tanınan bir erkek çıksa, onun sözlerini değiştirip, “Kadınların yüzde 99’u şerefsizmiş” derse, tepkisi ne olur acaba?
Sadece Merve Boluğur değil, bütün kadınlar her birden ayağa kalkardı. İşte şimdi tam zamanı değil mi? Bütün kadınlar da ayağa kalkıp, bu hanımefendiye cevap vermeli. Erkeklerin yüzde 99’unun şerefsiz olmadığını haykırmalı gözlerinin içine bakarak. İşte o zaman ne kadar tutarlı bir davranış içinde olduklarını ortaya koyarlar.