Yıllardan beri dile getiriyorum. Ne yazık ki, Türk futbolu yanlış yönetiliyor. Siz düğmeyi yanlış yerden iliklediğinizde, sonuç da yanlış oluyor. Bundan dolayı da özellikle dört büyük takım olmak üzere, bütün futbol takımlarımız borç batağında. Çoğunluğu da artık Bankalar Birliği’nin denetimi altında. Bu şartlar altında izinsiz hiçbir takımın transfer yapmaması gerekiyor. Ancak hesap kitap bilmeyen bazı yöneticiler, gelirlerine göre yeni bir gelecek planlaması yapmak yerine, borçla transfer yapmaya devam ediyor. Bundan dolayı da son yıllarda takımların alt yapılarından bir üst lige çıkan oyuncu sayısı bir elin parmağını geçmez seviyede.
4 TAKIMIN TOPLAM BORCU 40 MİLYAR LİRA
Yukarıda izah ettim. Büyük takımların borç seviyesi 40 milyar lira düzeyinde. Futbolcu satışı da olmadığı için taşıma suyla değirmen döndürülmeye çalışılıyor. Ancak şunu net olarak ifade edeyim ki; tünelin sonu karanlık. Benden uyarması. Daha birkaç ay önce birkaç Fransız takımı iflasını açıkladı. Sebebi de işte tam bu. Plansız yapılan transfer ödemeleri ve futbolculara haksız fesih karşılığında ödenen paralar. Sonuç ortada. Birkaç yıl içerisinde hem Türkiye’de hem de Avrupa’da benzer iflaslar artarak devam edecek. Kaldı ki, bağımsız bir denetleme şirketi Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Trabzonspor’u incelese, yüzde 90 transfer yasağı koyardı. Ancak kendi şirketlerinde yıllık milyonlarca lira kar açıklayan takım başkanları, konu takımlar olunca göz göre göre zarara rıza gösteriyor.
Bu yazıyı neden mi yazmam gerekti? İnanır mısınız, yıllardan beri Türkiye’deki transfer piyasasını takip ederim. Avrupa ligleri de tabii ki uzmanlık alanım. Ancak beni Türkiye’de şaşırtan, bir o kadar da hayal kırıklığına uğratan temel bir sorun var. Ancak bu olaylarla ilgili de hem başkanlar hem yönetimler üç maymunu oynamayı tercih ediyor. Konu çok basit. Bir takımda Scout ekibi olur. Bu ekip yıl içerisinde ligleri ve ülkeleri karış karış gezer ve gelecek vaat eden oyuncuları kadrosuna katar. Avrupa takımlarının yaptığı temel strateji bu aslında. Ancak Türkiye’de izleme ekibini geçtim. Bir hoca takıma gelir. Elindeki listeyi yönetime verir. Bunları istiyorum der. Ya başarısızlık halinde bu oyuncular ne olacak? Hiçbir cevabı yok!
FESİH ZARARI KULÜP BÜTÇESİNE
Yönetim de koltuğunu korumak adına, hocanın isteklerini kabul eder. İstenilen oyuncular getirilir. Birkaç yıllık sözleşme yapılır. Bonservis ve menajer ücretleri de ödenir. Ancak sezon içerisinde takım başarısız olunca hoca gönderilir, oyuncuların da sözleşmesi fesih edilir. Bu esnada hoca ve oyuncuyu bağlayan hiçbir madde ve hukuki süreç olmaz. Fesih edilen oyuncunun parasını kulüp kasasından öder. Zararı kime yazılır. Kulübün borç defterine. Ne de olsa, zarar şahısları bağlamadığı için, gelen ve giden yöneticinin zerre umurunda olmaz.
Diyorum ya, son bir ay içerisinde dört büyük takımların, yaptıkları transferlere ve fesih anlaşmalarına bakın. Onlarca oyuncunun sözleşmesi fesih ediliyor. Taraftarlar sadece bu olayı KAP açıklamalarında görüyor. Onların da çok umurunda değil. Takım batmış ya da çıkmış. Önemli olan takımın kazanması. Kazansında ne olursa olsun. Ancak hiçbir şahıs, şunu düşünmüyorum. Birkaç yıl daha böyle devam ederse, ortada takım diye bir şey kalmayacak.
BORDO MAVİLİ TAKIM 48 FESİH YAPTI
Bana göre son dönemin en başarısız hocası Abdullah Avcı. Avcı gittiği her takıma onlarca transfer yaptırdı. Bu oyunculardan satış yapılan sayısı neredeyse sıfır seviyesinde. Ancak fesih edilen oyuncu sayısı onları geçiyor. Bunun maliyeti de yüzlerce milyon lira. Yani Avcı, özellikle Trabzonspor tarihinde bütçeye en fazla zarar veren hoca konumunda. Hocanın yüksek bonservis ile alıp, kulübede oturttuğu da çok. Kaprisli olunca, dünyayı o yaratıyormuş gibi davranıyor maalesef.
Gelelim Bordo Mavili takımın fesih yaptığı oyunculara… Karadeniz ekibi, 2018-2019 sezonunun yaz transfer döneminden bu yana 20 futbolcu satarken 48 futbolcunun ise sözleşmesini feshetti. Bordo-mavili ekibin, 48 oyuncu için ödediği ‘sözleşme fesih bedeli’ ise dudak uçuklattı. 2022 yılının yaz transfer döneminde 3 milyon euro bonservis bedeli ödeyerek kadrosuna kattığı Uruguaylı golcü Maxi Gomez’in sözleşmesini geçtiğimiz hafta 700 bin euro fesih bedeli karşılığında sonlandıran Trabzonspor, son olarak geçen yıl kadrosuna kattığı Yunan hücum oyuncusu Fountas’ın sözleşmesini ‘karşılıklı’ olarak sonlandırdı. Karadeniz ekibi, bir önceki başkan Ahmet Ağaoğlu yönetimindeki ilk sezon olan 2018-2019’dan bu yana 20 futbolcu sattı. Fırtına, aynı dönemde 48 oyuncusunun ise sözleşmesini feshetti. Söz konusu sezondan bu yana 48 oyuncunun sözleşmesini fesheden Trabzonspor, bu fesihler için 12 futbolcuya toplamda 6 milyon 542 bin 500 euro ‘sözleşme fesih bedeli’ ödedi. Bu bedelin 4 milyon 415 bin eurosunun Abdullah Avcı döneminde yapılan transfer için ödenmiş olması ise dikkatleri çekti. Fırtına, 35 oyuncu için ise herhangi bir ödeme yapmadı.
Bu sorunlar sadece Bordo Mavili takımla sınırlı değil ki. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin de Trabzonspor’dan farklı bir yanı yok. Bu takımlarımız sezon başlamadan yeni transferlere yer açmak adına, yüksek maaşlı oyuncuların sözleşmesini fesih etmek zorunda kaldı. Bunun karşılığında sözleşmesindeki maddeler gereği de oyuncunun bütün maaşını kuruşuna kadar ödemek zorundasın. Fesih sürecinde oyuncunun ve menajerinin inşasına kalmış durumda kulüpler. Çünkü FİFA prosedürlerine göre; maaşlar ödenmek zorunda. Aksi durumda takımlara bazı cezalar veriliyor. Ağır müeyyideler olduğu için ödemeleri yapmak mantıklı geliyor. Ancak iki üç yıllık maaşlar, faydalanılmadan oyunculara neden veriliyor. Bu sorunun cevabını kimse vermiyor…
O zaman ben size bir ipucu vereyim. Futbol sadece futboldan ibaret değil.
İşin işinde onlarca bağlantı var. Bundan dolayı da görev zararlarına kimse ses çıkarmıyor. Ses çıkaranlar da, futboldan sessiz sedasız uzaklaştırılıyor.
Siz anladınız galiba…