(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
İmralı heyeti Ada’dan bir metinle döndü. Öcalan’ın en önemli mesajı ‘Ben hazırım…’ idi. Ne hazır? ‘Örgüte silahları bıraktırma gücüm var ve bu çağrıyı yapmaya…’. Peki, neden yapmadı? Neyi bekledi? Beklediği bir müzakere ve süreç… Bu çağrıyı neyin karşılığında yapacak? Hiçbir süreç tek taraflı yürümez. Karşılıklı atılır adımlar…
Bir önceki yazıda ‘Ankara hazır mı?’ diye sormuştum. Heyetin yazılı metni pazar günü kamuoyuna duyuruldu. İktidar cenahından dişe dokunur bir cevap gelmedi. Erdoğan ‘oralı’ olmadı, Bahçeli ‘beklemeye’ aldı. Sıcağı sıcağına ayrıntılı konuşmamaları normal karşılanabilir. Fakat yüzeysel de olsa bir şeyler söylemeleri gerekmez miydi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘yeni yıl’ mesajında konuya doğrudan girmedi. ‘Terörsüz Türkiye’ vurgusunu yaparken ‘Gerektiğinde devletimizin kadife eldiven içindeki demir yumruğunu devreye almaktan çekinmeyeceğiz’ dedi. Acaba Öcalan’a bir cevap mı bu? Bir sürece işaret etmediği çok açık. Demir yumruk dediğine göre müzakereden ve masadan da söz edilemez.
Bu cümleden Erdoğan’ın ‘hazır olmadığı’ sonucunu çıkarabilir miyiz? İlk günden itibaren ihtiyatlıydı. Bahçeli’ye ‘hayır’ dememek için İmralı’nın yolunu açmıştı. Hep Bahçeli’nin bir adım gerisinden geldi. Kendini öne atmadı. 10 yıl öncesinin etkisi belki, yoğurttan ağzı yandı, sütü üfleyerek içiyor. Siyasi açıdan riskler barındıran bir mesele bu.
Kapalı kapılar arkasında nelerin döndüğünden habersiziz. Kamuoyuna yansıdığı kadarıyla AK Parti iktidarının yeni bir süreç başlatmaya niyeti yok. Erdoğan’ın ‘demir yumruk’ çıkışını başka türlü yorumlamak zor. En azından biraz beklemeye alabilirdi. Bana Öcalan’a verilmiş bir cevap gibi geliyor.
Süreci 1 Ekim’de başlatan Bahçeli ‘yeni yıl mesajında’ uzun değerlendirme yaptı. Görüşmeyi ‘Hayırlı bir başlangıcın ivmesi’ diye niteleyen Bahçeli ‘Sırayı sözden eylem safhasına geçiş almalı, nihayetinde müspet ve müşahhas sonuçların kademe kademe sahnelenmesi ve gecikmeksizin ifa ve ilan edilmelidir’ dedi. ‘Eylem safhasına geçmek’ bir süreci işaret ediyor. Ve sözün adresi de öncelikle İmralı… Ve tabii AK Parti iktidarı.
SÜREÇ VE AÇILIM YOK AMA ‘HAYIRLI BAŞLANGIÇ!’
Fakat uzun değerlendirmesinin bir başka yerinde ‘Ortada yeni bir çözüm veya açılım diye bir süreç hiç yoktur…’ cümlesi dikkat çekici. Süreç yok ve olmayacak… ‘Hayırlı bir başlangıç’ diye nitelediği nedir o zaman? Keşke adını koysa? Süreç ve açılım yok ama ‘hayırlı bir başlangıcı’ olan bir başka şey var. Adı, sanı olmayan bir şey.
Bahçeli’nin değenlendirmesinde çözüm sürecinden yana olanları da tatmin edecek mesaj var, şiddetle karşı çıkanları da… Tanpınar’ın ‘Benim bir gözüm güler, bir gözüm ağlar’ dediği gibi. Birbirinin zıttı iki manşet çıkarmak mümkün.
Erdoğan tamam baştan beri ihtiyatlı bir tutum içinde… Bahçeli’nin açıklamaları kafa karışıklığına işaret etmiyor mu? Düğmeye basan, İmralı’nın yolunu açan Bahçeli’nin kafası karışıksa önümüzdeki günlerde bir süreçten söz edilebilir mi?