(The Turkish Post) – MERCAN BULUT
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bu hafta yapacağı grup toplantısını yapmamıştı. Bu olay haliyle Ankara kulislerinde hareketliliğe neden oldu. Kulis bilgisi peşinde koşan gazeteciler, bazı şeylerin yolunda olmadığını kaynaklarından teyit ettirmişti haliyle. Hatta bazı gazeteciler, sosyal medya hesaplarında Bahçeli’nin sağlık sorunlarıyla ilgili bazı paylaşımlarda bile bulunmuştu. MHP liderinin bir takım rahatsızlıktan dolayı, grup toplantısını yapamadığıyla ilgili.
Aslında bunlar hayatın doğal akışına aykırı şeyler değil elbette. MHP lideri Devlet Bahçeli, Türkiye siyasetinin yaklaşık 30 yılına etki eden bir siyasi figür. Devlet Bahçeli’yi bugün siyasetçisinden, sokaktaki normal vatandaşına kadar sorsanız, öncelikle beyefendiliği ve nezaketi ön plana çıkar. Haliyle bir siyasi partinin genel başkanı olmasından dolayı, grup toplantısında ve resmi toplantılarda ciddiyeti ve sertliği ön plana çıkabilir. Ancak o kürsüden aşağı indiğinde basın mensuplarıyla ya da konuklarıyla bir araya geldiğinde beyefendiliği her zaman ön plana çıkar. Özellikle geçen hafta DEM Partisi’nin MHP’yi TBMM’nde ziyareti esnasında konukları kapıda karşılaması da siyasi nezaketinin bir örneğiydi.
Aslında bu konular siyasi yazarlarımızın işi tabii ki. Mümtaz’er Türköne ve Hüsnü Yusuf Turabiç gibi usta kalemlerin alanına girmek istemem. Benim ilgi alanım sosyal iletişim ve halkla ilişkiler. Şimdi gelelim asıl meseleye. Ne yazık ki, Sayın Devlet Bahçeli’nin hastalığı ile ilgili süreçte MHP Basın ekibi sınıfta kaldı. Kaldı ki, partide Semih Yalçın, İzzet Ulvi Yönter ve Fethi Yıldız gibi siyasi bilgisi ve tecrübesi yüksek, basınla iyi ilişkileri olan siyasetçiler mevcut. MHP lideri hakkında hastaneye kaldırıldığı yönünde basına son dakika haberler düşerken, parti bu bilgileri yalanlama yoluna gitti. Hatta bir hesapta MHP liderinin gribal enfeksiyon geçirdiği, bundan dolayı dinlenme sürecinde olduğu aktarıldı.
Ben bir sosyal bilimci olarak, MHP kadrolarına yol gösterecek değilim. Ancak halkla ilişkiler açısından sürecin iyi yönetilemediğini söylemem gerekiyor. Yapılması gereken, sürecin ilk başından itibaren kamuoyunun doğrudan bilgilendirilmesi en akıllı yoldu. Bu sayede, hem MHP tabanında bir endişe oluşmayacak, hem de kamuoyu doğru yönlendirilmiş olacaktı. Bu sayede, rüzgarın kontrolü de tamamen MHP’nin elinde olacaktı. Çünkü sosyal medyanın ve iletişimin bu denli aktif olduğu bir dönemde, doğru bilgiden kaçmak mümkün değil. Kaldı ki, MHP lideri hem yaşı hem de geçmiş yıllarda geçirdiği bir ameliyattan dolayı da yeniden hastaneye gidebilir. Rutin kontrollerinin yapılması da son derece doğal. Hayatın doğal akışına uygun bir yaklaşım, neden ve niçin saklanmaya çalışılır anlaşılması mümkün değil.
Aslında Bahçeli’nin hastalık süreci, parti yönetiminin kriz iletişimi konusundaki eksikliklerini gözler önüne serdi. Bu durum, parti kadrolarının liderlerinin sağlık durumunu kamuoyuna aktarma ve süreci yönetme becerileri hakkında eleştirilere neden oldu haliyle. Bahçeli’nin 2016 yılında geçirdiği kalp ameliyatı süreci de, başlangıçta sadece “kontrol anjiyosu” olarak duyurulmuş, ancak daha sonra kalp kapakçığı değişimi ve tıkalı damarların açılması gibi ciddi müdahalelerin yapıldığı ortaya çıkmıştı. Bu tür eksik bilgilendirmeler, aslında kamuoyunda spekülasyonlara ve güvensizliğe yol açıyor. İlgili süreçte proaktif bir iletişim stratejisi benimsenmemesi, partiye yarardan ziyade zarar veriyor. Sosyal medyada yayılan spekülasyonlara karşı zamanında ve etkili yanıtlar verilmemesi, bilgi kirliliğinin artmasına neden oldu haliyle.
Ancak gecikmeli olsa MHP Genel Merkezi’nden yapılan sağlıklı bir açıklama, bütün kara bulutları dağıttı bir anda. Kriz anında yapılması gereken aslında buydu. Sağlıklı küçük bir açıklamayla kamuoyuna bilgilendirme yapılmalıydı. Bu sayede de MHP liderinin hastane süreci daha şeffaf şekilde yürütülebilirdi. Sosyal medya platformlarından gördüğüm kadarıyla, MHP Genel Merkezi’nin açıklaması üzerine, kamuoyunda bir rahatlama meydana geldi. Özellikle siyasi parti liderleri ve milletvekilleri, Bahçeli’ye ve partiye geçmiş olsun paylaşımlarında bulunmaya başladı. Bu bile siyasilerin her ne kadar muhalif ve farklı görüşte de olsalar, bir kriz anında birlikte olacaklarının en güzel örneğiydi. Umarım bu son kriz, sadece MHP’ye değil, diğer siyasi partilere de bir ders olur. Bundan sonra, en ufak bir olayda bile kamuoyu doğru ve eksiksiz bilgilendirilerek, kafalarda soru işaretleri bırakılmaz.