(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
MHP Lideri Devlet Bahçeli şaşırtmaya devam ediyor. Geçen hafta Öcalan’a örgütünü tasfiye çağrısı yapan MHP Lideri, el yükseltti ve Öcalan’ı konuşma yapması için Meclis’e davet etti.
Bahçeli’nin gündemi alt üst eden sözleri aynen şöyle: “Şayet teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM DEM Parti grup toplantısında konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın. Bu dirayet ve kararlılığı gösterirse, ‘Umut Hakkı’nın kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılması ve bundan yararlanmasının önü de ardına kadar açılsın. Ne Kandil, ne de Edirne; adres İmralı’dan DEM’e uzansın, bu ağır ve tarihi terör sorunu ülke gündeminden tamamen çıkarılsın. Hodri meydan, buna varız…”
Neresinden okunursa okunsun çok ileri sözler… Bunları sokaktaki insan veya ekranda bir yorumcu söylemiş olsaydı, çoktan linç edilmiş ve gözaltına alınmıştı. İktidar muhalifi parti sözcülerinden birinin ağzından çıksaydı, konuştuğuna pişman edilir ve siyasi hayatı biterdi. İktidarın ortağı Bahçeli’den gelince başka anlam aramak durumundayız. MHP Lideri yargının muhatabı olacak değil ya…
MHP, Bahçeli’nin ne söylediğinin farkında… Ki Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız ‘Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır. Bugünden sonra siyasi değerlendirmeler 22 Ekim’den önce, 22 Ekim’den sonra diye yapılacaktır’ değerlendirmesinde bulundu. 22 Ekim vurgusu Bahçeli’nin o sözleri bu tarihte söylemiş olmasından. Tarih değil söz konusu olan, Bahçeli’nin mesajları… Yıldız haklı, Bahçeli’nin siyasi çizgisi düşünüldüğünde gerçekten sıra dışı sözler.
Bahçeli’nin sözlerini ve mesajlarını nasıl okumak lazım? DEM’i ve barış yanlısı birçok ismi heyecanlandırdı. Öcalan’ın affa kadar gidecek yolunu Bahçeli neden açıyor? Üç haftadır kademe kademe arttırdığı mesajları kendi inisayitifi mi yoksa devlet içi odakların ürünü mü? Büyük ortağı AK Parti bu sürecin neresinde? Karşısında değil fakat Bahçeli kadar ileride de değil. Erdoğan’ın açıklamaları ‘yüzeysel destekle’ sınırlı. AK Parti’siz bir açılım süreci olabilir mi?
Soru çok, cevaplar az. Bahçeli dışında konuşan yok. Adı açılım veya barış olsun herhangi bir süreç çok taraflıdır. MHP gibi bir partinin politikaları yeterli olmaz. Acaba Bahçeli bir yandan, Öcalan ve DEM’i diğer yandan AK Parti ve Erdoğan’ı kendi kurguladığı bir oyunun içine mi çekmeye çalışıyor? Eğer öyleyse Bahçeli’nin planı nedir? Hedefinde ne var? Eğer Öcalan’ı Meclis’e davet bir milat ise bu milattan sonra ne var? O yolun taşları nasıl döşenecek ve menzilde ülkeyi ne bekliyor? Bir barış süreci mi?
Gördüğünüz gibi cevap ararken bile soru üstüne soru soruyorum. Çünkü eldeki veriler fotoğrafın bütününü görmek için çok yetersiz. AK Parti’nin de elini göstermesi lazım. Erdoğan’ın yardımcısı Efkan Ala ‘Masada çözüm süreci falan yok’ dedi. Sarayın etkili danışmanı Mehmet Uçum ‘Türkiye’de yeni bir çözüm süreci olmaz, olamaz’ dedi. Ala’yı dikkate almasak bile Uçum’a rağmen Erdoğan bir sürecin içinde olabilir mi? Hep soru, hep soru…
Bahçeli’nin 22 Ekim’de söyledikleri sözlerin ‘tarihî önemde’ olduğu doğru. Kendisini aşarak çok ileri adım attığı da… Fakat bütün mesele bu sözlerin nasıl politikaya dönüşeceğinde. Söz olarak mı kalacak yoksa AK Parti’nin de devreye girmesiyle yeni bir barış süreci mi başlayacak? Barışa giden yolda yeni bir yol mu açılıyor? Evet, Ankara’da bir şeylerin döndüğü kesin… Ama ne? Bilen yok.