(The Turkish Post) – Van Gölü’ndeki Akdamar Adası’na turistlerin ilgisini çekmesi için bırakılan tavşanların sayısı kontrolden çıktı. Tarihi Ermeni kilisesinin çevresinde oyuklar açan hayvanlar, ağaç köklerine de zarar verip kuruttu.
Adadaki tehlikeye dikkat çeken Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şevket Alp, tavşanların acil toplatılmasını isteyerek şöyle konuştu: “Hem adanın kuyusunu kazıyor hem de değerini düşürüyor. Hızlı üreyip yuva için galeri açıyorlar. Galerilerle kilisenin temellerini oyuyorlar. Akdamar Adası girdabın içinde ve yavaş yavaş batıyor.”
2015’TE TOPLATILMIŞTI
Akdamar’da 2015’te de tavşan istilası yaşanmış, adaya 50 tuzak kafesi yerleştirilip tavşanları avlaması için de 4 puhu kuşu bırakılmıştı. Yakalanan tavşanlar, başka bir bölgede doğal yaşam alanlarına bırakılmıştı.
LİVANELİ’NİN ‘SON ADA’SI GİBİ
Akdamar’da yaşananlar, Zülfü Livaneli’nin ‘Son Ada’ romanını hatırlattı. 2008 yılında yayımlanan romanda, varlıklı bir adamın satın aldığı doğal zenginliklerle dolu küçük bir adada, kendi kaynaklarıyla geçinen 40 evden oluşan bir topluluğun arasında darbeci bir devlet başkanının yerleşmesiyle yaşanan kurgusal olaylar anlatılıyor. Emeklilik yıllarını sakin bir yerde geçirmek isteyen darbeci bir başkan, herkesin cennet olarak betimlediği bir adaya yerleşiyor. Ada herkesin yönetime katılmasıyla yönetilen bir yerdir. Ancak başkan, adayı tek başına ve bildiği gibi yönetmeye taliptir.
Bunun için öncelikle kendini oy çokluğuyla başkan seçtirir. Ve her şeyi değiştirmeye başlar. Yol açmak için ağaçlar budanır. Sonra martılar vurularak öldürülür. Silahlarla vurulan ve yumurtaları kırılan martılar, insanlara saldırmaya başlar. Darbeci başkan martıları bitirsin diye adaya tilkiler getirtir. Tilkiler, martıların yavrularını ve yumurtalarını yiyerek martıları azaltır. Ancak martılar azalınca bu defa da adayı yılanlar sarar. Çünkü daha önce yılanları martılar yiyordu. Böylece ekolojik denge bozulmuştur…