(The Turkish Post) – SUNA YAMAN
Türkiye’de son yıllarda artan sosyal medya yasakları ve düzenlemeleri, hem yurtiçinde hem de uluslararası arenada dikkat çekiyor. Bu yasaklar, hükümetin kontrolü elinde tutma çabalarının bir parçası olarak değerlendirilirken, Türkiye’nin demokrasi ve medya özgürlüğü endekslerindeki düşüşü, bu durumu daha da vahim hale getiriyor.
Peki, Türkiye bu yasaklarla neyi gizlemeye çalışıyor, hangi konuların konuşulmasını engelliyor, ve dünya Türkiye’yi bu yasaklarla mı tanıyor? Yasakların Türkiye’ye olan yatırımlar üzerindeki etkisi nedir?
TÜRKİYE SOSYAL MEDYA YASAKLARIYLA NEYİ GİZLİYOR?
Sosyal medya platformlarına getirilen kısıtlamalar ve erişim engellemeleri, hükümetin kamuoyunu kontrol altına alma çabalarının bir yansıması olarak görülüyor. Bu yasaklarla, özellikle hükümet karşıtı görüşlerin, yolsuzluk iddialarının ve insan hakları ihlallerine ilişkin haberlerin yayılmasının önüne geçilmek isteniyor. Özellikle, hükümete yönelik eleştirilerin ve protesto çağrılarının geniş kitlelere ulaşması, bu platformlar üzerinden engellenmeye çalışılıyor.
HANGİ KONULARIN KONUŞULMASININ ÖNÜNE GEÇİLİYOR?
Yasaklar, özellikle siyasi muhalefet, insan hakları ihlalleri, çevre tahribatı ve yolsuzluk gibi konuların geniş kitlelere ulaşmasını zorlaştırıyor. Ayrıca, Kürt sorunu, mülteci politikaları ve Türkiye’nin dış politikadaki tartışmalı adımları gibi hassas konulara yönelik eleştirilerin yayılması da bu yasaklarla kısıtlanıyor. Hükümet, bu tür konuların gündemde kalmasını engelleyerek, kendi söylemini toplumda hakim kılmaya çalışıyor.
TÜRKİYE YASAKÇILIK KONUSUNDA HANGİ ÜLKELERLE AYNI KATEGORİDE?
Türkiye, sosyal medya yasakları konusunda yalnız değil. Örneğin, Venezuela’da 28 Temmuz’da yapılan devlet başkanı seçimlerini kazanan Nicolas Maduro, “nefret ve şiddet yaydığı” gerekçesiyle sosyal medya platformu X’e 10 günlüğüne erişim yasağı getirilmesi talimatını verdi. Bu tür yasaklar, otoriter yönetimlerin kamuoyu üzerindeki kontrolü sıkılaştırmak ve eleştirileri bastırmak için kullandıkları bir araç haline geldi. Türkiye’nin de bu tür uygulamaları benimsemesi, ülkenin demokratik değerlerden uzaklaştığı yönünde uluslararası endişeleri artırıyor. Bu durum, Türkiye’yi Venezuela gibi otoriter eğilimlerin ağır bastığı ülkelerle aynı kategoriye yerleştiriyor.
DÜNYA TÜRKİYE’Yİ YASAKLARLA MI ANIYOR?
Uluslararası arenada, Türkiye’nin sosyal medya üzerindeki baskıları, ülkenin demokrasi ve insan hakları siciline gölge düşürüyor. Özellikle Batı’da, Türkiye’nin otoriter eğilimleri ve ifade özgürlüğünü kısıtlaması, demokratik değerlerden uzaklaşma olarak değerlendiriliyor. Bu durum, Türkiye’nin demokrasi endeksindeki düşüşüyle de örtüşüyor. 2023 yılı itibarıyla, Türkiye, demokrasi endeksinde “hibrit rejim” olarak sınıflandırılıyor ve sıralamada alt sıralarda yer alıyor.
MEDYA ÖZGÜRLÜĞÜ ENDEKSİ VE TÜRKİYE
Türkiye, 2024 yılı itibarıyla, Sınır Tanımayan Gazeteciler’in (RSF) hazırladığı Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 180 ülke arasında 165. Sırada yer alıyor. Bu durum, ülkedeki basın özgürlüğünün ne kadar kısıtlandığını gösteriyor. Gazeteciler üzerindeki baskılar, sansür uygulamaları ve bağımsız medya kuruluşlarının kapatılması, Türkiye’nin medya özgürlüğü konusundaki sicilini daha da kötüleştiriyor.
YASAKLAR VE YATIRIMLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ
Sosyal medya yasakları ve genel olarak ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamalar, Türkiye’ye olan yabancı yatırımlar üzerinde de olumsuz etki yaratıyor. Yatırımcılar, hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü gibi demokratik ilkelerin güçlü olmadığı bir ülkeye yatırım yapmaktan çekiniyor. Bu durum, Türkiye’nin ekonomik büyümesini yavaşlatabileceği gibi, ülkenin uluslararası itibarına da zarar veriyor.
Türkiye’deki sosyal medya yasakları, hükümetin kamuoyu üzerindeki kontrolünü artırma ve eleştirileri bastırma çabası olarak yorumlanabilir. Bu yasaklar, yalnızca iç politikada değil, Türkiye’nin uluslararası arenada nasıl algılandığı üzerinde de büyük bir etkiye sahip. Demokrasi ve medya özgürlüğü endekslerindeki düşüş, ülkenin demokratik değerlere olan bağlılığının sorgulanmasına yol açarken, bu durum aynı zamanda yabancı yatırımları da olumsuz etkiliyor. Türkiye, demokratik normlara ve ifade özgürlüğüne geri dönüş yapmadıkça, bu tür yasaklar uluslararası itibarını ve ekonomik geleceğini olumsuz etkilemeye devam edecektir.