(The Turkish Post) – SUNA YAMAN
1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlıklarını kazanan Orta Asya cumhuriyetleri, geçen 30 yılı aşkın sürede farklı siyasi, ekonomik ve sosyal süreçlerden geçti. Kazakistan, Kırgızistan, Tacikistan, Türkmenistan ve Özbekistan gibi ülkeler, bağımsızlıklarının ardından kendilerine özgü zorluklarla yüzleşti. Bugün, bölgenin jeopolitik dengeleri ve uluslararası ilişkilerdeki rolleri dikkat çekiyor.
KAZAKİSTAN: İSTİKRARLI ANCAK OTORİTER YÖNETİM
Kazakistan, bağımsızlığını kazandığı 1991 yılından bu yana Orta Asya’nın en güçlü ekonomilerinden biri haline geldi. Ancak, 2022’de yaşanan büyük protestolar ve şiddet olayları, ülkenin siyasi istikrarını sarsıyordu. Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev yönetimi reform vaatleriyle durumu yatıştırmaya çalıştı.
Nazarbayev döneminden kalan otoriter yönetim anlayışı devam ediyor, Kazakistan Rusya ile güçlü ekonomik bağlarını sürdürmeye, Batı ve Çin ile de ilişkilerini dengelemeye çalışıyor. Türkiye ile olan ilişkiler, savunma ve ticaret alanlarında artarak devam ediyor.
KIRGIZİSTAN: DEMOKRATİKLEŞME ÇABALARI VE İSTİKRARSIZLIK
Kırgızistan, Orta Asya’nın en demokratik ülkesi olarak kabul edilse de, 2020’deki tartışmalı seçimler sonrasında yaşanan halk ayaklanmaları ve siyasi krizler, ülkenin istikrarsızlığını gözler önüne serdi. Yeni Cumhurbaşkanı Sadyr Japarov, güçlü başkanlık yetkilerini savunan anayasa değişiklikleri yaparak otoriter eğilimler sergiliyor. Rusya’nın etkisi altında kalan Kırgızistan, askeri işbirliğini güçlendirmiş durumda. Türkiye ile eğitim ve kültürel alanlardaki işbirliği ise devam ediyor.
TACİKİSTAN: İÇ SAVAŞIN GÖLGESİNDE OTORİTER REJİM
Tacikistan, bağımsızlığın hemen ardından yaşadığı iç savaşın izlerini hâlâ taşımakta. Ülke, Rusya’nın güvenlik alanındaki etkisi altında kalırken, özellikle Afganistan’daki gelişmelerden kaynaklanan güvenlik kaygılarıyla mücadele ediyor.
Ekonomik zorluklar ve sosyal sorunlar ülkenin gelişimini sınırlarken, otoriter yönetim anlayışı devam ediyor. Tacikistan, Türkiye ile ekonomik işbirliğini artırsa da, dış politika önceliklerinde Rusya ve Çin’in önceliği korunuyor.
TÜRKMENİSTAN: İZOLE BİR REJİM VE DOĞALGAZ ZENGİNLİĞİ
Türkmenistan, izole yapısı ve otoriter yönetimi ile tanınıyor. 2022’de gerçekleşen liderlik değişimiyle Serdar Berdimuhamedov cumhurbaşkanlığı görevini devraldı, ancak ülkenin dış dünyaya kapalı yönetim anlayışı devam ediyor. Ülke, doğalgaz zenginlikleri sayesinde ekonomik olarak ayakta kalıyor ve Rusya ile enerji anlaşmalarını sürdürüyor. Türkiye ile enerji ve inşaat alanlarındaki işbirliği ise güçlenmeye devam ediyor.
ÖZBEKİSTAN: REFORMLAR VE DENGE ARAYIŞI
Özbekistan, Şavkat Mirziyoyev liderliğinde reformlarla öne çıkıyor. Ekonomik ve sosyal alanlarda iyileştirmeler yapılıyor ancak ülkenin demokratikleşme süreci hâlâ sınırlı. Rusya ile ilişkiler stratejik bir önem taşıyor, Özbekistan, Batı ve diğer bölgesel güçlerle de işbirliğini artırmaya çalışıyor. Türkiye ile stratejik ortaklık ve ticaret hacmi her geçen yıl artıyor, bu da iki ülke arasındaki ilişkilerin derinleşmesine katkı sağlıyor.
BÖLGENİN GELECEĞİ: JEOPOLİTİK DENGE VE EKONOMİK KALKINMA
Orta Asya cumhuriyetleri, bağımsızlıklarının ardından geçen otuz yılı aşkın sürede çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Rusya’nın bölgedeki etkisi güçlü şekilde devam etse de, bu ülkeler Türkiye, Çin ve diğer uluslararası aktörlerle ilişkilerini çeşitlendirmeye çalışıyor. Ekonomik kalkınma süreci, enerji kaynaklarına dayalı olarak ilerliyor ve bölgenin jeopolitik dengesi de giderek daha karmaşık bir hal alıyor.
Bölge ülkeleri için ekonomik büyüme ve siyasi istikrar arayışı sürüyor. Orta Asya’nın geleceği, hem yerel hem de uluslararası aktörlerin politikalarıyla şekillenmeye devam edecek.