(The Turkish Post) – Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hayat pahalılığının en önemli bileşeninin kira olduğunu ifade ederek bu nedenle bu alana büyük önem vereceklerini söyledi.
Şimşek, İstanbul’da “MÜSİAD 2024 Yılı Değerlendirmesi ve 2025 Yılı Beklentileri” programında konuştu. “Dar gelirli vatandaşların konut alması, bu dönemin en önemli önceliğimiz” diyen Şimşek, “Hayat pahalılığının en önemli bileşeni kira, bu nedenle de bu alana büyük önem vereceğiz. Depremin etkisi azaldıkça kaynağın en büyük kısmını konut arzı kanalına yönlendireceğiz. Konut arzını artıracak bütün tedbirleri alacağız. Gıda arzı artırmak da öncelik alanlarımızdandır. Enerjide önemli bir sübvansiyon var, devam ettiriyoruz, hem elektrik hem de doğal gazda. Yenilenebilir enerjiye öncelik veriyoruz.” açıklamasında bulundu.
“HEDEFİMİZ ENFLASYONU BU SENE YÜZDE 20 CİVARINA ÇEKMEK”
2025’te hedeflerinin dezenflasyonun daha hissedilir olması ve yapısal dönüşümün hızlanması olduğunu ifade eden Mehmet Şimşek şunları kaydetti: “Bütçe disiplinini sağlamaya devam edeceğiz. Dezenflasyon süreci başladı. Hedefimiz enflasyonu bu sene %20 civarına çekmek, bir sonraki sene de %10’lar civarına ve daha sonra tek haneye çekmek. Hizmet sektöründeki enflasyonda büyük katılık var, bu katılığı kırmak zaman alacak. Mal fiyatı %36 artarken, manşet enflasyon neden %44 olmuş, çünkü kirada üst sınırı kaldırdık. Tüm hizmetleri alırsak %66 artmış, hizmet enflasyonu bizim öngördüğümüzden daha katı ve daha yüksek, şimdi tepki vermeye yeni başladı. Birkaç puanlık sapmanın özünde birkaç etken var ancak resim çok net ortada. Dezenflasyon programı ile 2024-2026 öngörülerimizi oturttuk, geçen yılın ilk yarısında birkaç puanlık sapma var, biz inanıyoruz ki bu, bu yılın ikinci yarısında telafi edilecek. Dolayısıyla bu enflasyon inecek. TCMB’ye destek olmak için maliye ve gelirler politikası devreye girmeli.
Reel sektör ve hane halkının enflasyon beklentilerinde program hedeflerine göre bir farklılık var, kısmen kredibiliteyi inşa ederek, kısmen sonuç alarak ve kısmen de daha iyi iletişim ve doğru politikalarla bu farkı azaltabiliriz.
Yeniden değerleme oranı şu, sonra da enflasyonun düşmesini bekliyorlar, deniyor, yeniden değerleme oranına tabi üç ürün hariç ki onu da bu oranda artırıyoruz, enflasyon sepetindeki payı yüzde 0,36.
“İÇ TALEPTE YAVAŞLAMA OLDU”
İç talepte bir yavaşlama oldu, net ihracatın katkısı artıya dönecek, nispeten düşük ama enflasyon ve dış açık yaratmayan geçici olarak daha makul gideceğiz, daha sonra yüksek büyümenin temellerini sağlayacağız demiştik. Ekonomik aktiviteye baktığımızda resmi iyi okumak lazım, Türkiye ekonomisinin %77’si sanayi dışı sektörler, hizmet sektöründe büyüme güçlü. Kısa vadede imalat sanayiinde geçici sınırlı bir düzeltme vardı, genel olarak reel kesim güven endeksi, kapasite endeksi, nereye bakarsanız bakın son birkaç aydır iyileşme başladı. İstihdam bizim için en önemli gösterge, son bir yılda 1 milyon kişiye istihdam sağlandı, imalat sanayii ve belli alanlarında sıkıntı olduğunun farkındayız, ancak ekonominin geneli için kötümser olmak için neden yok. “Rekabet gücünü kaybettik” korkuları var, AB ithalatında düşüş var, Türkiye’nin AB’ye ihracatında düşüş yok, artış var. Yaşadığımız bazı sıkıntıları rekabet gücünden çok küresel gelişmelere bağlamakta fayda var.
“İHRACAT ÖNCELİĞİMİZ”
İhracat bizim en büyük önceliğimiz. Reeskont kredisini indirdik, imkan olursa daha da indireceğiz. Kurumlar vergisini ihracatçılar için artırmadık, tam aksine düşürdük. Yakın dönemde reeskont kredi maliyetini %35’ten %30’a düşürdük, halbuki TCMB faizi 250 baz puan düşürdü, önceliğimiz üretim ve ihracat.
Zorlanan bazı sektörler var, KOSGEB üzerinden belirli sektörlerin prim desteği, finansman desteği gibi konularda çözümler ürettik. Çiftçilerimizi güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz. Çiftçilerin kullandığı kredinin faizinin %70’ini bütçeden ödüyoruz, 2025 yılında bütçeden 160 milyar TL ödeneğimiz var. Tarımsal üretim, tarım sektörü ve çiftçilerimiz bizim için önemli. Esnafımızı da destekliyoruz, 802 bin esnafımıza desteğimizi 60 milyar TL’ye çıkarıyoruz. İhracatı ve yatırımları bütçe disiplinini bozmadan destekliyoruz.
Bütün olumsuzluklara rağmen Türkiye iyi gidiyor, kötümser olmak için hiçbir sebep yok. Finansmana erişim 2025’te iyileşecek.”