(The Turkish Post) – SAFA KAR
‘Derbi’ kelimesi Avrupa’dan ithal. Aynı şehir takımları arasında oynanan maçlar için kullanıyor. Bizde ise ‘büyük maçlar’ için kullanılıyor. Türkiye’de hiç kimse Alanya – Antalya maçına derbi gözüyle bakmaz. Ama Trabzon – Fenerbahçe karşılaşmasına ‘derbi’ demekten geri durmaz.
Başlıkta ‘derbi’ kelimesini büyük maçlar için kullandım. Son üç dört güne o kadar büyük karşılaşma sığdı ki… Barcelona Şampiyonlar Ligi’nde Bayern Münih’i ağırladı. İki büyük dev… Geçen yıl Münih, Barcelona’yı kelimenin tam anlamıyla ‘parçalanmıştı’. Skor 8’e 2 idi.
BARCELONA – BAYERN MÜNİH
İspanyol ekibi hocasını değiştirdi. B. Münih’in teknik direktörü H. D. Flick’i transfer etti. Rövanşı almak Flick’e düştü. Aldı da… Raphael’in yıldızlaştığı maçta Bayern Münih’i 4 – 1 gibi net skorla yendi. Ve eski şaşaalı günlere dönüşün sinyallerini verdi. Fetret dönemini atlatan Flick’in ekibi küllerinden yeniden doğuyor.
Barcelona – B. Münih haftanın en iyi maçlarından biri miydi? Hayır. Daha ne maçlar oynandı. Dortmund – Real Madrid maçı mesala. Heyecanı, mücadelesi ve oyun kalitesiyle bir adım öne çıktı. Nuri Şahin’in Dortmund’u, deplasmanda ilk yarıyı 2-0 önde tamamladı. R. Madrid o muhteşem geri dönüşlerine yenisini ekleyebilecek miydi? Ben biraz umutsuzdum. Çekirge sürekli sıçrayamaz. O da bir yere kadar…
Ne dönüş hem de… Real Madrid 45 dakikaya tam 5 gol sığdırdı. Ve Dortmund’u eli boş gönderdi. 2-0’dan 5-2’ye ancak Real Madrid gibi bir takım sıçrayabilir. Tribünde taraftarlar ekranları başında futbolseverler futbola doydu. Bir maçta olması gereken her şey vardı. Daha ne olsundu ki…
REAL MADRİD – BARCELONA
Real Madrid 3 gün sonra bu kez ‘El- Clasico’ maçına çıktı. Ezeli rakibi Barcelona’yı evinde ağırladı. Bu iki takım arasındaki mücadelenin sporu aşan siyasi ve sosyolojik anlamları olduğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Real Madrid ‘Kral’ın takımı’, Barcelona ise ayrılıkçı Katalanlar’ın…
Maça ev sahibi takım çok hızlı başladı. Pozisyonları cömertce harcadı. Eğer başta Mbappe olmak üzere forvet oyuncuları bencil davranmasaydı, ilk yarı maçı koparabilirdi. Barcelona karşısında üstün oyun ortaya koydu. İkinci devre her şey değişti. Barcelona uyandı ve Real Madrid savunmasını delik deşik etti. Sahanın en yaşlı oyuncusu R. Lewandowski iki golle yıldızlaştı. Yine karşılaşmanın en genç oyuncusu 17’lik Lamine Yamal de gol atanların oyunculardan biriydi.
GÖZTEPE – TRABZON
Şimdi bu maçların arasında Göztepe – Trabzon maçının ne önemi olur. Maalesef bu maçı izleme talihsizliği yaşadım. Trabzon tel tel döküldü. Takımın başına geçeli haftalar olmasına rağmen Şenol Güneş etkisi sıfırdı. Takım sahaya hocasız çıksa bu kadar zayıf ve aciz oynamazdı. 10 kişilik Göztepe mağlup oldu Trabzon. İzmir ekibi için muhteşem bir skor tabii. Trabzon içinse, ilk yenilgisini olası Fenerbahçe maçında almaktansa Göztepe’ye kaybetmesi iyi oldu denebilir. Taraftar için Trabzon ile Fenerbahçe arasında maçların önemi ve anlamı farklı.
ARSENAL – LİVERPOOL
‘Büyük maçlar’ kapsamında iki maçı daha zikretmeliyim. Şampiyonluk adayı Arsenal ile Liverpool karşı karşıya geldi. Saka’nın harika golüyle başlayan maç 2-2 beraberlikle bitti. İtalya’da ise kelimenin tam anlamıyla ‘derbi’ vardı. İnter ile Juventus kozlarını paylaştı. Ne maçtı ama… İnter’in 4-2 öne geçtiği karşılaşma 4-4 bitti. Gol var, heyecan var, mücadele ve oyun var. Tam dört dörtlük karşılaşma.
FENERBAHÇE – BODRUMSPOR
Aynı saatlerde İstanbul’da Fenerbahçe, Bodrumspor’u ağırladı. Yavan ve vasat oyunun sonunda Sarı Lacivertliler sahadan 2-0 üstün ayrılmayı başardı. Y. Nesyri’nin ilk golü atması dışında söylenecek fazla bir şey yok. Taraftarın coşkusu ve tribünlerin ‘cumhuriyet’ gösterileri, bir çift mavi göz görülmeye değerdi. Trabzon maçı da, Fenerbahçe karşılaşması da ‘büyük maçlar’ karşısında çok zayıf kaldı.
Galatasaray – Beşiktaş maçı derbi olur mu? ‘Büyük maçlar’ zincirine bir halka eklenir mi? Golü bol, oyun kalitesi yüksek, mücadelesi centilmence olsun…