(The Turkish Post) – KEMAL ALBAYRAK
Bu operasyonlar acaba kaskolu siyasetçilere de yansır mı? Dışı farklı, içi farklılara. Statüleri fark etmez bunların. Zaman ve mekanda bile çıkarı düşünürler. Güç şekerinden beslenen sineklerin hali böyledir. Lağım fareleri bu türlerin eline su dökemez.
Ağızları da laf yaparlar. Nazi Almanyasının Goebbelsi bile gelse bunların eline su dökemez. Arada bir ses verirler, dışlansalar da, gücle karşılaştıklarında eğilirler, el öperler. Velhasıl riyakarlık akar yüzlerinden. Dışı güce tapan, içi gizli mekanlarda, aleyhte olan siyaset simsarları böyle maalesef.
Lawrens vardı ajan, yirmi yıl namaz kılıp ajanlıkla, topluma gösteriş yaparken, hatıralarında, öyle zamanlar oldu ki, evde yalnız olduğumda da namaz kıldığımı farkettim diyor. Günümüzde de makamdan sebeplenip, adaletsizliğe destek olanlar, gizliliklerde çıkara göre tenkit eden, iki yüzlüler var ya, ülkenin bugünlere geleceğini görmezden geldiler.
Belki yanılanlar da olabilirler. Samimi olup da yanılanlara sözüm yok. Sitemim milletin çıkarını, kişisel çıkara satanlara. Pazarlıkçı çıkarcı yüzlülere bakınca bunları anlamak gerekiyor.
İnanmakla anlamak farklı konular. Biri kolay, diğeri zordur. Araştırmak, sorgulamakla değerlendirilir. İlim gerekir, ilimsiz düşünme, düşüncesiz, siyaset, siyaset olmadan da riyaset olmuyor.
Sadece çıkarcı düşünenler felaketi gördükleri halde görmezden gelirler, duydukları halde duymazlar. Sebeb, çıkar ceplerine akıyordu, tuzu kurulardı. Güç aşığı idiler. Elbette beşeri ilişkilerde, hatalardan yüzleşerek, hakikate ulaşmak, gerçeklere ulaşmak, namusluların yanında olmak ahlakidir.
Pir Sultan Abdal “yanlış zamanda doğru yerde bulunmak insanidir, ahlakidir” der. Bunlara saygı duyulur.
Bakınız tarihte ibretlik bir olay anlatılır. Fransız Devriminin önemli kişilerinden hukukcu Danton devrim sonucu yapılanlara ters düşer, düşüncelerini anlatır ama giyotinle beraber oldukları güç tarafından idam edilir.
Dünyada buna benzer ibretlik olaylar çoktur. Yeter ki ibret alınsa adalet yerli yerinde olsa. Kimliklere, inançlara, renklere göre suçlar üretilmese. Mahalle hukuku olmasa. Bunu uygulamak ve anlamak gerekir.
Adalet herkese lazımdır, zamanı olmaz, mekanı olmaz. İnsan olan aldanabilir, ama asla aldatmaz. Buna itirazımız olmamalı. Ancak adaletsizlikler başkalarına gelirken, onları yakarken, sevinen türler vardı. Doğruda yanlış, yanlışta doğru arıyorlardı. Bahaneleri menfaate göre idi.
Hukuksuz yok edilenlere sevinenler, skandalları kapatanlar, servetlere kanunsuz çökenler, bunlar daim olacak mı sanılıyor? Haramiler, kirlilikleri kapatanlar bu düzen hep devam edecek mi sanıyorlar?
Koltukta çıkar ve kirlenmişlikten beslenen karekterler, servet devletten gelir, çalma sırası bizde diyenler, yediklerini çıkarırken, hesaba çekilirken, zorlanırlar.
Çünkü operasyonlar, yargı sopası, bunlara geldiğinde paniklerler. Bakalım ileriki günler kimlere dayanacak? Kimler kimlerle olacak?
Adalet olsun yeter.





















