(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Önce Ferdi Tayfur’un sitem dolu şarkısı, ardından elinde tuttuğu dosya, sonra 17-25 Aralık saati… Gazetecisiyle yazarıyla bütün ülke bir araya geldi, Bahçeli’nin ne demek istediğini çözmeye çalıştı. Şifre çözmekte mahir olan siyaset uzmanları bile devreye girdi. Erdoğan’a bir mesaj mıydı? Cumhur İttifakı çatlıyor muydu? Şifreler o çatlaktan sızan görüntüler miydi?
Bir şeylerin döndüğü kesindi. Muhalif kesimler heyecanlanmakta haklıydı. Bahçeli her an ‘erken seçim’ kartını masaya sürebilirdi. Bu onun en iyi bildiği işti. Bir ara şifreleri bıraktı. Açık açık meydan okudu; ‘AK Parti ile CHP arasında geniş tabanlı bir ittifakın vücuda gelmesi, buna da altılı masanın diğer unsurlarının desteğinin MHP’nin samimi dileği ve temennisi olduğunu’ söyledi.
‘Her şey bitti’ derken taraflar toparlandı, yaralar sarıldı. Gönüller alındı, kalplerdeki kırıklar onarıldı. İttifaktaki çatlak kapatıldı. Barış süreci bir yere kadardı. İttifak içi ilişkiler sonbaharla birlikte başka bir sürece evrildi. Bahçeli DEM’e el uzattı, Öcalan’ı muhatap aldı, Meclis’e davet ederek konuşma yapmasını istedi. Erdoğan cephesi, kamuoyu gibi duydukları karşısında şaşkındı. Bahçeli’nin niyetini ve hedefini anlamaya çalıştı. Erdoğan ortağının teklifini sahiplenmedi, genel geçer değerlendirmeler yapmakla yetindi. Kayyım atamalarıyla da Bahçeli’yi açığa düşürdü.
‘UĞURLAMA’ ÜSLUPLU VİDEO
Siyasi kulislerde her an Bahçeli’nin erken seçim çıkışı yapacağı konuşulurken yine ‘şifreli mesaj’ geldi. MHP’nin hesabından Bahçeli’yi anlatan bir video yayınlandı. Sanırsınız ki Bahçeli siyasi hayata veda ediyor. Metin ve görüntü ‘bir uğurlama üslup ve içeriğine’ sahip. Videoyu izlediğimde ‘Acaba Bahçeli’nin başına bir şey mi geldi?’ diye düşünmeden edemedim.
Bayram değil seyran değilken durduk yerde bu video nereden çıktı? Sabah saatlerinde grup toplantısında her türlü mesajı vermişken akşam üzeri bu video da neyin nesi? Grup çıkışı bir gazetecinin sorusu olmuştu. Gayet mantıklı ve yerinde bir soruydu; ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’la aranızda görüş ayrılığı var mı?’ Günlerdir bırakın siyaseti sokak bile bu sorunun cevabını merak etmiyor mu?
Bahçeli ne yaptı? Cevap vermek yerine gazeteciye öfkelendi. Bu tavrı Erdoğan’la arasında sorun olduğunun işareti miydi? Evet, öyle. Yoksa, basit şekilde geçiştirebilirdi. Cevap vermemenin binbir makul yolu var. Tepki ve öfke iç dünyasının da yansıması. Oysa Bahçeli ikili ilişkilerde nazik, zarif ve incedir. Kimseyi kırmamaya özen gösterir.
Bu cevap aslında çok şey anlatmıyor mu; ‘Bir defa basın mensubu kardeşlerim Türkiye’yi tahrik edici, yanlış bilgilerle ayrımcılığı körükleyici davranışlardan vazgeçsin. Geçemiyorsan mesleği bırak’. Böyle bir çıkış, değil Bahçeli’ye hiçbir siyasetçiye yakışmaz. Gazetecinin yaptığı soru sormaktan, yani görevini yapmaktan ibaret. Gazeteci zabıt katibi değil ki sadece açıklamaları kaleme alsın… Soru, gazeteciliğin olmazsa olmazıdır.
ERDOĞAN’A SİTEM Mİ?
Acaba Bahçeli videosu bu soruya bir cevap mı? Galiba öyle? Cevapta neler var? Çok şey… Önce şu cümleleri birlikte okuyalım; ‘Bazen çok şey söyleseniz de kalabalıkta kaybolur. Yalnız kalırsınız bazen… En yakınınız bile anlamaz sizi. Ülkücülük ülken için tüm dünyayı karşına almaktır bazen… Hayırlarınız, evetleriniz karışır kalabalığın gürültüsünde. Dünya karşına çıksa ne yazar? ‘Vatan Türk’tür, millet Türk’tür’ diyerek koca bir ömür adandıysa bu davanın ardına. Bozkurta ne düşerse hesapsız atılmalı, aldırmadan güruhun artan uğultusuna. Vakit tamamdır, söz konusu vatandır’.
Bahçeli’yi anlamayan o en yakınındaki kim? Parti içinden birileri mi? Kamuoyu Bahçeli’yi anladı. DEM ve Öcalan çıkışı hakkında sayısız yazı ve değerlendirme yapıldı. Parti içinden muhalefet olmadığına… Taban nezdinde kutsal addedilen lider ‘tartışılmayacağına’ göre… Anlamayan, yalnız bırakan tek kişi olabilir; o da ortağı Erdoğan. Tespit doğru.
Bunu söylemek için şifre kullanmaya ne gerek var? Şifreli mesajların tadı kaçmadı mı? Dozunda olursa iyidir. Fakat sürekli şifrelerle mesaj vermeye çalışmak doğru değil. Bahçeli şifrenin dozunu kaçırdı. Grup toplantısında ‘yalnız bırakıldığını’ açık açık söyleyebilirdi. Ortağı Erdoğan tarafından yalnız bırakıldığını herkes görüyor.
‘Vakit tamamdır’ derken acaba neyi kastetti? Neyin vakti tamam? Ortaklığın mı? Bir dönemin mi? Erken seçimin işareti mi bu? Vaktiyle milli görüşün seçim sloganıydı bu; ‘Vakit tamam’. MHP’nin iktidarı için mi vakit tamam? Bu sözün içinden ‘erken seçim’ mesajları çıkaran da haklı… ‘MHP’nin iktidar yolunun açıldığı’ sonucuna ulaşan da…
Bahçeli şifreleri bıraksa da açık açık konuşsa artık… Bak Türk alfabesine yeni harfler de geliyor. Gazeteciler şifre çözmekten, kodları izah etmekten, ne demek istediğini anlamaya çalışmaktan yorgun düştü.