(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Bugüne kadar çok seçim izledim fakat bu kadar erken havlu atan iktidar partisi az gördüm. AK Parti seçimlerin favorisiydi. Yarışın taraflarından biriydi. Sandıklar açılır açılmaz, CHP açık ara öne geçti. AK Parti CHP adayları karşısında ne yarışabildi ne de tutunabildi.
31 Mart belediye başkan adaylarının değil ‘Erdoğan’ın seçimiydi’. 10 aylık aradan sonra bir ‘güvenoylamasıydı’. Erdoğan bunu kendi istedi. Hemen her seçim bölgesinde o yarıştı. Adaylar geri planda kaldı. Mayıs ayında cumhurbaşkanlığını kazandığında zaferinin keyfini sürmeden ‘sevdam, sevgilim’ dediği ‘İstanbul’ için seçim stardı verdi.
İstanbul’a çok yüklendi. Seçimin son bir haftasını İstanbul ilçelerini meydan meydan dolaşarak geçirdi. Tekrar sevdasına kavuşmak için yanıp tutuşuyordu. Bütün bakanları sahaya sürdü. Tüm imkanları seferber etti. İstanbul’u tekrar geri almak için her yolu denedi. Sandıklar açılır açılmaz bir saat içinde İstanbul’un kaderi belli oldu. Rakamlar AK Parti’nin büyük bir bozgun yaşadığının habercisiydi. İmamoğlu baştan sona önde götürdüğü seçimi büyük bir farkla kazandı.
Erdoğan İstanbul isterken Türkiye’den de oldu. AK Parti kalesi durumundaki birçok şehri kaybederken, CHP’li adaylar kazandı. Bu kadarını ne CHP bekliyordu ne de AK Parti… 31 Mart tablosu birçok açıdan yorumlanabilir fakat ilk dikkat çeken sonuç seçmenin AK Parti’yi fena halde cezalandırdığıydı. Basit bir uyarı veya kulak çekmek gibi hafif bir ikaz değil bu. Çok daha ağır.
Süleyman Demirel’in ‘Boş tencere’ tezi 31 Mart’ta doğrulandı. Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yokmuş gerçekten… ‘Soğan ekmek yerik Reis’i yedirmeyik’ diyen Anadolu’nun muhafazakar kitleleri soğan ekmeği kaybedince Reis’i gözleri görmedi. Yeteri maaş zammını alamayan ‘emeklilerin sillesi’ sert oldu. AK Parti’yi sandıktan tarumar eden ne CHP’nin değişim rüzgârı ne de adayların performansı. Tamamen ekonomik…
10 ay önce ‘cumhurbaşkanlığı’ için oy kullanan seçmen bu kısa zaman aralığında görüşünü değiştirdi ve Erdoğan’a güvenoyu vermedi. Bundan sonra AK Parti ve Erdoğan iktidarını zorlu günler bekliyor. Erdoğan ilk kez bu kadar ağır bir sandık yenilgisi yaşadı. AK Parti kurulduğu günden bu yana ilk defa birinci parti olamadı. CHP gibi yüzde 20’lere sıkışmış bir partinin gerisinde kaldı.
Erdoğan’ın bu hezimetin altından kalıp kalkamayacağı soru işareti. Türk siyasetine zaferlerle damgasını vuran Erdoğan ‘son seçimim ve finalim’ dediği seçimde ağır darbe aldı. Veda seçimi hiç de Erdoğan’ın beklediği gibi olmadı. 1994’te İstanbul’la başlayan siyasi hayatı yine İstanbul’la son bulacak gibi…
Bu ağır tablo karşısında 4 yıl daha ülkeyi yönetebilir mi? Biraz zor. 31 Mart, 1989 yerel seçimleriyle büyük benzerlikler taşıyor. Turgut Özal’ın ANAP’ının oyları yüzde 21.75’e geriledi. Ondan sonra da bir daha toparlanamadı. Sonun başlangıcı yerel seçimler oldu. Paralel bir kaderin AK Parti’yi de beklediğini söylemek mümkün.
31 Mart’ın kaybedenleri Erdoğan ile birlikte ortağı MHP ve lideri Bahçeli ile üçüncü yol arayışındaki Meral Akşener’in İYİ Partisi… Akşener için eve dönme vakti… Erdoğan ve Bahçeli buradan bir çıkış bulmanın yollarını arar fakat işleri kolay değil.
Bir de seçimin kazananı var; CHP ve Yeniden Refah Patisi… İktidara doğru yürüyen CHP’nin ayak seslerini bütün dünya duydu. Erdoğan’ın yerini alacak isim az çok belli; Ekrem İmamoğlu… İmamoğlu Erdoğan’ı üç defa yendi. Sandık için 2028 beklenmeyebilir. Mevcut tablo ‘erken seçimi’ Türkiye’nin gündemine soktu.
31 Mart bir devrin sonu, yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Artık hiçbir şey 31 Mart öncesi gibi olmaz. ‘Hiçbir şey olmasa da bir şeyler olacak’. Türk siyaseti büyük gelişmelere gebe. 31 Mart’la birlikte doğum sancısı başladı…