(The Turkish Post) – SAFA KAR
Aslında ‘şans’ değil de Uğurcan demek lazım. Uğurcan belki de sezonun maçını oynadı. Kalesinde devleşti. Aldığı parayı hak etti. Son yarım saat Alanya forvetleriyle Uğurcan arasında oynandı. Galatasaray’ın orta sahası çöktü. Özellikle Eren Elmalı’nın savunduğu koridor otobana dönüştü. Suriyeli muhalifler bile Şam’a bu kadar kolay ulaşmadı.
Uğurcan’ın yeteneğine diyecek yok. Fakat şansı da yaver gitti. Bazı topları ‘refleks ve şansıyla’ çıkardı. Tabii Alanyalı oyuncuların ‘son vuruş’ beceriksizliğini de kayda geçirmek lazım. Ceza sahasına kadar başarıyla taşıdıkları topu kale çizgisinden içeriye sokamadı. Başkan Çavuşoğlu “Futbolun adaleti yok. Biz en az 5 – 1 galip ayrılmalıydık” dedi. Ekranları başında maçı izleyenlerin de düşüncesi farklı değildi.
Alanya ligin dişli takımlarından biri… Büyük maçların da takımı… Sergen Yalçın’ın Beşiktaş’ını 2-0 yendi. İstanbul’da Fenerbahçe’den puan aldı. Daha doğrusu Fenerbahçe’yi iki puandan etti. Galatasaray’a karşı da aslanlar gibi oynadı. Trabzon’un eski futbolcusu Pereira ‘hocalık kariyerine’ çok iyi başlangıç yaptı. Alanya gibi dökülen bir takımı diri ve dirençli takım haline getirdi. İsabetli transferlerdeki rolünü de unutmamak lazım. Alanya’ya imzayı attığında soru işaretiydi. Sınavı iyi verdi.
Kötü oyun karşısında bir puan bile zorken Galatasaray şansı ve tecrübesiyle sahadan 3 puanla ayrıldı. Ve ligde 7’de 7 yaptı. Bu istatistik Sarı Kırmızılı takımın lig tarihindeki en başarılı başlangıcı oldu. 7 maçta 21 puan… Oyun 21 puanlık mıydı? Hayır… Ama bir değil, iki değil 3 kez sıçramayı başardı. Çekirge atasözünü boşa çıkardı. Hemen her maçta kötü sinyaller verdi. Defans aksadı. Orta saha organize olamadı. Sihirli ayaklarla golleri buldu. Ve kazandı.
Sabık Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un yapı falan dediği Galatasaray’ın işte bu şansıydı. Kötü oynadığı maçlardan bile puanlar çıkarmayı bildi. Bir de son dakikada topu elinden kaçıran ‘sakar kalecisi’ yoktu. Aksine ahtapot gibi elleri ve ayaklarıyla kalede büyüyen Uğurcan vardı.
Şans perisi Avrupa’da işe yaramadı. Frankfurt’ta ağır hezimet yaşadı. Şimdi önünde Liverpool maçı var. Eğer Alanya karşılaşması bu maçın provasıysa facia kapıda demektir. Liverpool, Alanla gibi bankör olmaz, cezayı anında keser. Okan Buruk’un da söylediği gibi Avrupa maçlarının havası başka olur. Geçen yıl Tottenham’ı güzel oyunla yenmeyi başarmıştı. Bayern Münih’e karşı da iyi oyun çıkardı. Fakat skoru yakalayamadı.
Osimhen’in son dakikalardaki dönüşü taraftarı sevindirdi. Sane’nin geldiği günden beri bir türlü form yakalayamamasının izahı yok. Okan Buruk ısrarla oynattı. Belli ki oyuncusunu kazanmak istiyordu. Beklenen patlamayı Alanya karşısında da yapamadı. Eski Sane ne zaman ortaya çıkacak? Artık son şanslarını oynuyor. Hiçbir hoca bir oyuncusuna bu kadar tahammül etmez. Taraftar bu kadar fazla avans vermez. Böyle giderse kulübeye çekilmesi ve ıslıklanması yakındır.
Galatasaray içeride kazanmasını biliyor. Kötü oyunlara rağmen golcüleriyle skoru elde ediyor. Lig ne taraftarı ne futbol kamuoyunu tatmin ediyor. Avrupa’da başarı herkesin beklentisi… Liverpool da Galatasaray gibi lige süper başladı, tüm maçlarını kazandı. Şu an Avrupa’nın en iyi takımlarından… Hem kendi liginde, hem de Avrupa’da şampiyonluğun en güçlü adayı… Salı akşamı en azından bir beraberlik ve iyi oyun bekliyoruz… 3 puan Avrupa’yı sallar. Okan Buruk’un üzerindeki Avrupa soru işaretlerini ortadan kaldırır.
Maçın öneminin Okan Buruk ve öğrencileri de farkında olmalı… Yüreklerini sahaya koyarlarsa niye bir Liverpool zaferi yaşanmasın… Galatasaray daha önce başardı. Nice Avrupa devini eli boş gönderdi. Tekrarlanması dileğiyle…






















