(The Turkish Post) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Havalimanı Metrosu Kağıthane-Gayrettepe Etabı’nın açılış törenine katıldı. 31 Mart yerel seçimindeki AK Parti adayı Murat Kurum’un seçim kampanyası havasında geçen törende Cumhurbaşkanı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu eleştirdi.
Törende Erdoğan’ın yanı sıra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Murat Kurum, AKP İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe de yer aldı. Tamamlanan projeyle, seyahat süreleri Gayrettepe-İstanbul Havalimanı için 30 dakika, Göktürk-Mahmutbey için 38 dakika, Tekstilkent-İstanbul Havalimanı için 45 dakika, Taksim-İstanbul Havalimanı için 41 dakika, Taksim-Göktürk için 26 dakika ve 4. Levent-İstanbul Havalimanı için ise 35 dakika olacak.
‘TRAFİK SORUNLARI YÜZÜNDEN OMUZLARI ÇÖKEN İSTANBUL’
Törende konuşan Erdoğan, “Bugün giderek ağırlaşan trafik sorunundan dolayı adeta omuzları çöken İstanbulumuzun yükünü hafifletecek bir projemizi daha hayata geçirmenin bahtiyarlığını yaşıyoruz. Bu hattımızın da hizmete alınmasıyla, İstanbul’da tamamlanan raylı sistem ağlarının uzunluğu 338,5 kilometreye çıkıyor. Biz söyledik mi, yaparız. Ortada bırakmayız” dedi. Erdoğan şöyle devam etti:
“Millete tepeden bakanlar, milleti hor hakir görenler, millete karşı kibirli, nobran davrananlar, siyasette kaybetmeye mahkumdur. Şimdi, 31 Mart akşamı inşallah bunları da hep beraber göreceğiz. Türk siyasi tarihine şöyle bir göz attığınızda, bunun sayısız örneğine şahit olursunuz. Milletin yetki tevdi ettiği, emaneti teslim ettiği ancak bunun hakkını veremeyen nice bakanın, başbakanın, belediye başkanının siyaset sahnesinin tozlu raflarında unutulup gittiğini görürsünüz.
‘ELBETTE EKSİĞİMİZ, HATAMIZ OLABİLİR’
Bizim anlayışımızda ülkesine ve insanına gerçekten hizmet götürmek isteyen ya bir yol bulur ya bir yol açar ama yolda kalanlar da kesinlikle olmaz. Elbette her konu gibi bizim de eksiğimiz, kusurumuz, hatamız olabilir. Tüm samimi gayretlerimizle, tüm çabalarımıza, tüm emeklerimize rağmen gerçekleştiremediğimiz hususlar çıkabiliyor ama şartlar ne olursa olsun, önümüze hangi engeller çıkarsa çıksın, ülkeye ve millete hizmet mücadelesinden asla vazgeçmiyoruz.
‘İFLAS BAYRAĞINI ÇEKMESİNİN ÖNÜNE GEÇTİK’
Kampanya dönemi boyunca yaptıklarımızı anlattık, projelerimizi paylaştık, muhalefetle ilgili eleştirilerimizi açık yüreklilikle dile getirdik. Seçimin bittiği gün sandıktan çıkan iradeye saygı gösterip, kaldığımız yerden hizmetlerimize devam ettik. Bu durum, İstanbul için de geçerlidir. Şayet İstanbul bugün mevcut durumundan çok daha kötüye gitmemişse, bunun en büyük sebebi bizim elimizi taşın altına koymamızdır. Hükümetimizin görev alanına giren hizmetlerden çok daha fazlasını İstanbul’a kazandırarak şehrin iflas bayrağını çekmesinin önüne geçtik.
ÖZGÜR ÖZEL’İ HEDEF ALDI: PANİK İŞARETİ
31 Mart seçimleriyle ilgili takvim işlemeye başladıkça, maskeler düşüyor. Herkesin gerçek niyeti ortaya çıkıyor. Kimin şehrine aşkla hizmet ettiği, kimin de 5 yıl boyunca 3 dönüm bostan, yan gel yat Osman misali vaktini boşa geçirdiği netleşiyor. Ülkenin ikinci büyük partisinin acemi genel başkanının birkaç gün önce belediye başkan adaylarıyla ilgili skandal açıklama muhalefette yaşanan panik havasının bir işaretidir. Neymiş, illerde farklı partilerde adayların olması oyunmuş, tezgahmış. Bakınız çok açık ve net söylüyorum. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böyle bir beyana rastlayamazsınız. Milli iradeye saygı duyulan hiçbir ülkede muhalefet partisinin çoğulcu demokrasinin bir gereği olan yarıştan korktuğunu, ürktüğünü, rakiplerinin sayısı karşısında hırçınlaştığını göremezsiniz. Meselenin çok daha vahim tarafı, suçladığı partilerin daha 8 ay öncesine kadar beraber Türkiye’yi yönetmeye talip olduğu siyasi yapılar olmasıdır. Bunlar 6’lı masada beraber değiller miydi? Gerekirse 16’lı masa da kurarız diyenler değil miydi? Ne oldu bunlara şimdi?
‘KİMSEYİ OYUNBOZANLIKLA, ŞUURSUZLUKLA SUÇLAMIYORUZ’
Üzerinde kurulan vesayetin zincirlerini kırma iradesi göstermek yerine sağa sola sataşarak rüştünü ispat peşinde koşandan kendi partisine de ülkeye de hayır gelmez. Halbuki ortak adayla seçime gitmek nasıl demokratik bir yöntemse, her partinin kendi adayını çıkarması da gayet tabiidir. Biz de Cumhur İttifakı bünyesinde diğer siyasi partilerle ortak belediye başkan adayı belirleme noktasında görüşmeler yürüttük. Hala görüşmelerimizin devam ettiği partiler var, anlaştığımız illerde beraber yol yürüyor, anlaşamadığımız il ve ilçelerde ise demokratik bir yarış için hazırlığımızı yapıyoruz ama hiçbir şekilde kimseyi ihanetle, oyunbozanlıkla, gafletle, oyuna gelmekle, şuursuzlukla suçlamıyoruz.
‘SANDIKTAN ÇIKAN İRADEYİ BAŞ TACI EDECEĞİZ’
Biz de her zaman olduğu gibi sandıktan çıkan iradeyi baş tacı edeceğiz. Tüm bunlar apaçık ortadayken milletin iradesine şimdiden ipotek koymak demokrasinin değil ancak dikta hevesinin bir tezahürü olabilir. Bunlar hala açık oy gizli sayımla milletin iradesinin gasp edildiği tek parti faşizminin özlemiyle yaşıyor. Maalesef o partide genel başkan koltuğunda oturanlar değişse de, demokrasiye tahammülsüzlükleri değişmiyor.
İKİ TÜNEL NEREYE YAPILACAK?
Trafik sorununa kalıcı çözümün anahtarı, karayolu, raylı sistem ve deniz yolu alt yapısını eş zamanlı olarak geliştirmektir. Bizim niyetimiz ulaşımda 2029 yılına kadar karayolunun payını yüzde 60’a düşürmek, raylı sistemlerin payını yüzde 37’ye çıkarmaktır. Bir sonraki aşamada hedefimiz bu oranları yüzde 48’ler seviyesinde dengelemektir. Beylikdüzü’nden Avcılar’dan metroya binen bir İstanbullu’nun boğazın altından geçerek Söğütlüçeşme’ye kadar güvenle varmasını temin edeceğiz. Bunu biz yaparız, şu andaki İstanbul Büyükşehir Belediyesi acaba ne yaptı? Deniz ulaşımı payını 3 yeni hat ile 2 kat artıracağız. İstanbul’un iki yakasına iki büyük tünel inşa ederek karayolu ulaşımını da Allah’ın izniyle rahatlatacağız. Murat kardeşimiz de ilk 5 yılda Avrupa Yakası’nda 15 kilometrelik Çayırbaşı Ayazağa Levazım Dolmabahçe Tüneli’yle 6,5 kilometrelik Kağıthane Bayrampaşa Hal Tüneli’ni açacağız.”