(The Turkish Post) – Bu sene 41’incisi düzenlenen TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı dokuz günlük maratonun ardından dün sona erdi. Bundan yaklaşık 15 yıl önce Taksim’den Beylikdüzü’ne taşınan, o tarihten beri mesafesi nedeni ile dillere pelesenk olan fuar son iki yıldır ise ekonomik krizin darboğazında gerçekleşiyor. Açılıştan önce Notos Kitap, Ayrıntı, Kaknüs, Beyan, Rağbet gibi birçok yayıncının yüksek maliyetler nedeni ile katılmama kararı ile gündeme gelen İstanbul Kitap Fuarı, sırtında banka gibi ciddi sermaye desteği olan yayıncıların varlığı, butik birçok yayıncının inadı ile bu yıl da gerçekleşti.
Önceki yıllara nispeten iki salon eksikle yoluna devam eden fuarın son hafta sonunda bu senin nasıl geçtiğine dair değerlendirmelerini aldığım birçok yayıncı öncelikle organizasyonun zamanlamasından şikayetçi. Bir standın ortalama maliyetinin en az 250 bin lira olduğu hesaba katıldığında, zaten dövizdeki kur artışı ile son birkaç yıldır büyük bir maliyet artışı ile boğuşan yayıncı fuarda kar edemese de en azından standa yatırdığı parayı çıkarmak istiyor. Öğrencilerin sınav haftasına gelen bir fuar takviminin bu ihtiyacı karşılamaması, fuarın mesafesi gibi diğer sümen altındaki problemleri de derinleştiriyor. Bir yıl emek verdikleri bir kitabın tadını fuarda çıkarmak isteyen butik yayıncılar nitelikli okurun uzak mesafeyi katetmek istemediğini, kitabı internetten almayı tercih ettiğini vurgulayarak, Wattpad yazarlarının önünde uzayan imza kuyruklarından dem vuruyor.
Bütün eleştirilerin sonu kültürel çölleşme tehlikesine işaret ederken, çözüme dair görüşlerde fuar alanının daraltılması, girişin ücretsiz olması gibi değişiklikler öne çıkıyor. Yayıncılar, İstanbul Kitap Fuarı’ndan köklü değişiklikler yapılmadığı takdirde yayıncılar TÜYAP’ın kendileri için bir şenlik değil kaygı merkezi olacağı görüşünde birleşiyor.
ÇİFT STANDLAR SENEYE TEKE DÜŞECEK
Fuar hafta içi epey zayıf geçti, tabii bunda ekonominin, okulların sınav haftası olmasının ve trafiğin etkisi var. Şu an hafta sonu ve katılım iyi görünüyor ama adet bazında satışlar çok düşük. En az 10-15 kitap alan müşterilerimiz iki üç kitap alıyor, yani alım gücü çok düştü. Kendi katılan yayınevleri iyi indirimler yapabiliyor ama temsilci üzerinden katılanlar aynı oranda yapamıyor. Bizim indirimlerimiz iyi durumda ancak birçok yayınevinin indirimi internetteki indirimlerden daha düşük. Ve okur pandemide internetten alışverişe alıştığı için kitap taşımayı problem görüyor ve oradan alışverişi tercih ediyor. Katılım bana göre geçen yıla göre daha düşük, seneye fuar iki salona düşebilir diye düşünüyorum. Çift stant açan yayıncılar var, seneye çoğu teke düşürmeyi planlıyor.
ÖĞRENCİLERİN SINAV TARİHİ İLE ÖRTÜŞMEMELİYDİ
Fuar bu yıl beklentimizin çok altında kaldı. Gerek okuyucu kitlesi, gerekse okur kitlesinin kalabalıklığı bizi üzen bir düzeyde ilerliyor. Şu an görünen kalabalık son iki güne yansıyan bir kalabalık. Öncelikle alışageldiğimiz ve beklediğimiz bir TÜYAP değil bu. Ekonominin mutlaka etkisi var ancak öncelikle fuarların dinamiği olan öğrencilerin sınav tarihleri ile örtüşmemesi lazım, tarihleri güncellemeliler ve buna göre düzenlemeliler. Toplumsal olarak insanların katılmayı tercih ettiği maraton gibi organizasyonlarla da çakışmamalı. Bunları bertaraf edip sonra gerçek performansa bakmak gerekiyor.
PİYASA POPÜLER KÜLTÜRE YENİK DÜŞTÜ
Paralı fuarlar artık yayıncılar açısından pek olumlu geçmiyor, TÜYAP bu anlamda beklentimizin altında kaldı. Bunun en büyük sebebi tabii ki ekonomi ancak zamanlama açısından da yanlış bir planlama yapıldığını düşünüyorum. Okulların sınav haftası olması beklenen ilgiyi karşılamadı. Hafta sonu yazar için gelinen bir duruma dönüştü sadece. Wattpad yazarları onlar da. İyi okurun azaldığını görüyoruz, maalesef popüler kültüre yenik düştü piyasa. Böyle devam ederse yayıncılar açısından olumlu bir sonuç vermeyecek. Birçok yayıncı bu yıl kiraların yüksekliği nedeni ile katılmadı, bir yayın evinin bu maliyetlerle fuar giderlerini karşılaması çok zor. Eski heyecan yok. İnternet satışları da etkili, onların da tam fuar zamanı yüzde kırk indirimler yapması da etkili oluyor. Gönül ister ki biz de burada yüzde 40, 50 iskonto yapalım ama bu maliyetlerle mümkün değil.
HALK ŞARTLARI ZORLUYOR AMA ALIŞVERİŞ YAPAMIYOR
TÜYAP’ın 41’incisini geride bıraktık, ekonomik şartlara rağmen halkta bir ilgi alaka olduğu görülüyor şartları zorluyorlar ama alışveriş yapamıyorlar. Yayıncılar da fuarın hakkını vermeye çalışıyor ama bana göre salon sayısı çok fazla, belki ikiye indirilse, üç dört standı olanlar bire ikiye düşse metre kare başına düşen insan sayısı artacak, hem yayıncı, hem TÜYAP memnun olmayacak ama biz biraz TÜYAP’ı feda etmeliyiz, bunu özellikle söylüyorum. Öte yandan yayınevi olarak okurlarımızın yeni bastığımız kitapları takip ettiğini görüyoruz. Gelip stantta bunları soruyorlar. Klasik eserlerimiz halen belli bir okur kitlesi tarafından takip ediliyor. Bu gürültünün heyecanın içinde yayıncı maddi yönden bir miktar da mutlu olabilse daha iyi olacaktı ama bu kadar işte.
YEREL BİR ETKİNLİK OLMA YOLUNDA İLERLİYOR
Bu sene fuarda alışık olduğumuz üzere hafta için öğrencilerin oluşturduğu kalabalığı göremedim. Okulların sınav haftasına denk gelmesinin ardından ciddi bir plansızlık olduğu aşikar. Hafta sonu oluşan kalabalık ise okurun yayınevi stantlarındaki kitapların incelenmesine engel olacak nitelikte. Birçok yayınevi ilgisizlikten ve organizasyon probleminden yakınıyor. Beylikdüzü gibi İstanbul’un en uzak noktasında okuyucuya büyük bir avantaj sunmayan, sadece imza meraklısı kitlenin sevdiği yazarla buluşması gibi bir hoşluk vadeden İstanbul Kitap Fuarı bu görüntüsüyle İstanbul fuarından ziyade yerel bir etkinlik olma yolunda hızla ilerliyor.