(The Turkish Post) – Tolga Yavaş
Türkiye’de Cumhuriyet’in kuruluşunun 100. yılı düzenlenen etkinliklerle kutlanıyor. Halkta coşku var. Birçok insan da son 20 yılda ülkede yaşanan hukusuzluklara tepki duyduğu için kutlamalara daha fazla sahip çıkma zorunluluğu hissediyor.
Şunu söylemek lazım ki cumhuriyet tek başına yeterli değil. Demokrasi olmadan cumhuriyet iskelet olarak kalır. Onu beden yapan, can veren, güç veren demokrasidir. Türkiye’de cumhuriyet var. Parti kurulları ya da genel başkanların bulup, aday yaptığı vekilleri halk oylamak zorunda kalıyor. Çoğu zaman istemeden bile olsa oy veriyor. Peki kaç milletvekili kendisine yüklenen görevleri hakkıyla yerine getiriyor? Yoksa parti başkanlarının isteği doğrultusunda mı el kaldırıyor?
DEMOKRASİ SAKATLANDI
Bunlar bir yana Türkiye’de demokrasi var mı? Herkes fikrini dile getirmede hür mü? İnançlarından, siyasi görüşelerinden dolayı baskı görüyor mu? Hapislere atılıyor mu?
Özellikle son 10 yılda Türkiye’de demokrasinin işlerliği sakatlandı. Adalet mekanizması ağır aksak ilerliyor. Mafyatik oluşumların halka baskısı arttı. Uyuşturucu ticareti hız kazandı. Can ve mal güvenliği azaldı. Bu da beraberinde ekonomik bunalımı getirdi. Alımı gücü düşen vatandaşların yaşam kalitesi düştü.
DEMOKRASİ ENDEKSİNDE 102 ÜLKENİN GERİSİNDEYİZ
2022 Dünya Demokrasi Endeksi’ne göre ilk sıradaki Norveç’in puanı 10 üzerinden 9,81, son sıradaki Afganistan’ın puanı 0,32. Türkiye’nin puanı ise 4,35. Dünyadaki demokrasi sıramız 103. Türkiye en yüksek puanı 5,76 ile 2012 yılında almıştı.
Türkiye’de siyasi elit, demokrasinin hakim olması için yeterince çaba göstermiyor. Her siyasi eğilim kendi seçmenini kandırma yarışında. Kutuplaştırılan halk kitlelerin oyu ‘ütülüyor’. Bürokratlar, makamlarını kaybetme korkusuyla hukuksuzluklara ses çıkarmadığı gibi, çoğu zaman bu hukuksuzlukların uygulayıcı oluyor.
HALK DEMOKRASİYİ İÇSELLEŞTİREMEDİ
Siyasiler ve bürokratlar demokrasiye sahip çıkmadı. Peki ya halk? Maalesef halk da demokrasinin ve nimetlerinin ne olduğunu yeterince bilmiyor. Birazcık tadına baktıkları demokrasiyi ellerinden kolayca bıraktılar. Ne karşılığında? Fakir halk dönem dönem aldığı kömür yardımları, memurlar maaş zamları, zenginler ise krediler, hibeler ve borç afları karşılığında demokrasiyi sahipsiz bıraktı. Gurbetçilerimiz bile demokratik ülkelerde yaşamanın refahını bildikleri halde, bu refahı anavatanına çok gördü.
Halkın hak, hukuk ve demokrasiyi içselleştirmediğine küçük bir örnek vereyim. 29 Ekim günü iş çıkışı otobüse bindim. Otobüs, Cumhuriyet Bayramı nedeniyle ücretsiz. İndiğim durakta binmek için sıraya giren vatandaşların bir kısmı, nasıl olsa ücretsiz deyip, orta kapılardan binmeye başladı. Kendisinden önde bulunanların haklarını hiçe sayarak.
SAHİDEN DEMOKRASİYE KAVUŞABİLİR MİYİZ?
Kimilerine göre Türkiye’nin demokrasiye dönme umudu ortadan kalktı. Kimilerine göre ise hala o fırsat var. Bunun için idealist eğitimcilere, sağlam sivil toplum kurullarına ve toplumsal muhalefetin dayanışmasına ihtiyaç var.
Belki bu sayede yalandan değil sahiden demokrasiye kavuşmak için imkanlar ortaya çıkar…