(The Turkish Post) – TUNA CEVHER
Türkiye’de iş bulma süreci her geçen gün daha da karmaşık ve adaletsiz bir hale geliyor. Yüksek öğrenim görmek, yabancı dil öğrenmek, sertifikalar almak ve kariyer yapmak için harcanan onca çaba, iş bulma konusunda ne yazık ki bir güvence sunmuyor. Artık donanımlı olmak bile iş bulmak için yeterli değil; bu durum toplumsal yapının ciddi eksikliklerini gözler önüne seriyor.
LİYAKAT YERİNE TANIDIK İLİŞKİLERİ
Bir iş bulabilmek için gerekli olan niteliklerin ötesinde, özellikle özel sektörde tanıdık birisinin varlığı belirleyici hale gelmiş durumda. Liyakat esasının yerine, kimlerin kimleri tanıdığı daha fazla önem kazanıyor. Bu, toplumda derinleşen adaletsizliğin ve fırsat eşitsizliğinin açık bir göstergesi.
UZUN SÜRELİ İŞSİZLİK VE TOPLUMSAL ÇÖKÜŞ
İşsizlik sürecinin uzaması, bireylerin sosyal hayatlarından ve özgürlüklerinden ödün vermesine yol açıyor. Ekonomik zorluklarla boğuşan birçok kişi, bağımsız yaşamlarını terk ederek aile evlerine geri dönmek zorunda kalıyor. Bu durum, bireylerin sosyal yaşamlarını neredeyse tamamen sıfırlamalarına neden oluyor. Ev kirasını dahi ödeyemeyen gençler, toplumdan kopuk bir şekilde hayatta kalma mücadelesi veriyor.
SOSYAL POLİTİKALARDA EKSİKLİKLER
Toplumun refah seviyesini artıracak sosyal politikaların eksikliği, işsizliğin etkilerini daha da derinleştiriyor. Sosyal yardımlar ve istihdam politikaları, bireylerin sosyal hayata tutunmasını ve kendilerini yeniden inşa etmelerini sağlayacak şekilde düzenlenmeli. Ancak mevcut durumda bu politikalar yetersiz ve insanlar, kaderlerine terk ediliyor.
TOPLUMSAL ÇÖKÜŞÜN AYAK SESLERİNE MEVCUT DURUM DA EŞLİK EDİYOR
Ekonomik ve sosyal zorluklar, özellikle gençler arasında derin bir umutsuzluk yaratıyor. Geleceğe dair umutların azalması, toplumsal refahı ve huzuru ciddi şekilde tehdit ediyor. Bu sorunun çözümü için sadece ekonomik politikaların değil, aynı zamanda güçlü ve kapsamlı sosyal politikaların hayata geçirilmesi gerek. Ancak, mevcut politikalar ve uygulamalar, bu konuda ne yazık ki yeterli adımlar atmıyor.
Ülkede görmezden gelinen birçok sorun gibi bu konu da önemsenmiyor sorun daha fazla derinleşmeden bir şeyler yapılması gerekiyor. Liyakat esaslı bir sistemin oluşturulması ve gençlerin istihdam edilebilirliklerinin artırılması, sadece ekonomik değil, toplumsal istikrar açısından da kritik bir adım. Bu sorunların çözülmemesi durumunda daha derin bir krizin kaçınılmaz olduğu açıkça ortada.