(The Turkish Post) – TOLGA YAVAŞ
Türkiye demokrasiyi özümsemiş bir ülke değil. Vatandaşlar haklarını ve sorumluluklarını yeterince bilmiyor. Ülke nüfusunun önemli bir bölümü, demokratik ülkelerdeki refahın tam olarak farkında değil. Gurbetçilerin anlattığı kadar biliyorlar. Popülist siyasetçilerin aldatıcı beyanlarına inanıyorlar. Bu nedenle demokratik kurumların tam işlediği ülkelerdeki zenginlik ve özgürlük bilinmiyor.
AK Parti’nin 2007-2013 arasında ülkeye sağladığı görece iyileşme, birçok vatandaşta yanılsama oluşturdu. O görece iyileşme, yöneticilerin otoriterleşmeye başlamasının ardından tersine döndü.
AK Parti ve yöneticilerinin otoriteleşmesi karşısında maalesef ne sivil toplum ne muhalefet durabildi. Muhalefet çoğu zaman kendi iç tartışmalarının ve yaşam tarzları üzerinden oluşturulan suni gündemlerin esiri oldu. İktidarın tuzağına düştü ve asıl konuşulması gerekenleri gündem edemedi.
Peki ülkedeki kötü gidişe itiraz edecek; halkı, çiftçiyi, esnafı örgütleyecek bir sivil toplum gerçekten var mı? Dernek sayılarından bahsetmiyorum. Zira hayvanları koruma derneği kurup, dernek lokalinde horoz dövüştürenlerin varlığı herkesin malumu. Onları da bir kenara bırakın.
Sivil toplumun zayıf olduğu ülkemizde haklarını kullanamayan, gücünün farkında olmayan, itiraz edemeyen, farklı düşünenleri yaftalayan, ötekini hain gören bir anlayış giderek yaygınlaşıyor.
Toplumsal muhalefete öncü olması beklenen esnaf odaları, çiftçi birlikleri, işçi sendikaları ne kadar etkin?
Maalesef halkın tarafında, vatandaşların çıkarlarını gözetmesi gereken bu kuruşların başkanları iktidarın yanında yer almayı tercih ediyor. Neden? Çünkü; koltuğu 20 yıldan fazla korumanın yolu iktidarı desteklemekten geçiyor.
‘BABANIZIN ŞİRKETİ OLSA 29 YIL KESİNTİSİZ YÖNETEMEZSİNİZ’
Demokrat Parti İzmir Milletvekili Salih Uzun, meclis toplantısında çok önemli bir konuyu dile getirdi. Uzun, bu tür kuruluşlarda yıllardır görev alan isimlere isyan etti. Öncelikli olarak TOBB Başkanı Rifat Hısarcıklıoğlu’nu ele alan Salih Uzun ardından ise Türk-İş Başkanı Ergün Atalay, Ziraat Odaları Birliği Başkanı Şemsi Bayraktar, Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Bendevi Palandöken’i örnek gösterdi.
Salih Uzun, başkan yardımcılığıyla ve devam edecek 4 yıl göreviyle birlikte toplamda 29 yıldır Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı olacak olan Rifat Hisarcıklıoğlu için “Babanızdan bir şirket miras kalsa 29 yıl kesintisiz yönetemezsiniz” sözüyle toplumsal bir yaraya işaret etti.
Uzun’un “İktidarla iyi geçinerek koltuklarını koruyorlar” sözü, Türkiye’de sivil itirazın neden gelişmediğini çok iyi anlatıyor.
Şimdi yerel seçimlerde iktidara ders veren halkın, sivil toplumu kısırlaştıran bu anlayışı ve temsilcilerini emekli etmesi gerekiyor. Yerine de halkın gerçek sorunlarına duyarlı ve toplumsal muhalefete öncü olacak yeni kadroları işbaşına getirmeli. Bu yapılırsa yeni dönemde sivil itiraz güçlenir. Ki ülkenin en çok ihtiyaç duyduğu şeylerden biri de bu.