(The Turkish Post) – SUNA YAMAN
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un son açıklamaları, Türkiye-Suriye ilişkilerinde önemli bir dönemeç noktasına işaret ediyor. Lavrov, Türkiye’nin Suriye’den askerlerini çekme konusunu görüşmeye hazır olduğunu ancak henüz belirli şartlar üzerinde anlaşma sağlanamadığını belirtti. Lavrov, “Suriye yönetimi Türk birliklerinin Suriye’den çekilmesini istiyor, Türkler buna hazır” dedi.
Bu açıklama, Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığının geleceği ve iki ülke arasındaki gerilimin düşürülmesi adına önemli bir gelişme olarak değerlendirilebilir.
TÜRKİYE’NİN SURİYE’DEKİ VARLIĞI: GEÇİCİ Mİ KALICI MI?
Türkiye, Suriye’deki askeri varlığını, terörle mücadele ve sınır güvenliği gerekçeleriyle sürdürdüğünü belirtiyor. Ancak, Suriye yönetimi bu durumu ülkenin egemenliğine bir tehdit olarak görüyor ve Türk birliklerinin nihai olarak çekilmesi gerektiğini savunuyor. Lavrov’un açıklamalarına göre, Türkiye’nin bu konuda müzakerelere açık olması, Ankara ve Şam arasında yeni bir diyaloğun kapısını aralayabilir. Ancak, bu diyaloğun başarıya ulaşması için iki tarafın da belirli koşullarda uzlaşması gerekecek.
ABD’NİN ROLÜ VE KÜRT MESELESİ
Lavrov’un açıklamalarında dikkat çeken bir diğer unsur ise ABD’nin Suriye’deki Kürt grupları kullanma stratejisi. Lavrov, ABD’nin Kürtleri ayrılıkçılığı teşvik etmek için kullandığını ve bunun bölgedeki istikrarı olumsuz etkilediğini vurguladı. Rusya, Kürtlerin birleşik bir Suriye’nin parçası olarak hareket etmesi gerektiğini savunurken, ABD’nin Kürtleri kendi çıkarlarına alet ettiğini öne sürüyor. Bu durum, Türkiye’nin Suriye’deki varlığına yönelik tutumunu da doğrudan etkiliyor. Ankara, ABD’nin desteklediği Kürt grupları PKK’nın bir uzantısı olarak görüyor ve bu gruplara karşı operasyonlarını sürdürüyor.
BÖLGESEL GÜÇ DENGELERİ VE GELECEK BEKLENTİLERİ
Lavrov’un, Türkiye ve Suriye liderlerinin 2010-2011 yıllarına kadar sıcak ilişkileri olduğunu ve bu ilişkilerin yeniden canlandırılabileceğini söylemesi, bölgedeki güç dengelerinin yeniden şekillenebileceğine dair sinyaller veriyor. Ancak, bu süreçte ABD’nin Suriye politikası ve Kürtlerle olan ilişkisi, Türkiye-Suriye-Rusya üçgenindeki dinamikleri karmaşıklaştırmaya devam ediyor.
BEKLENTİLER NE YÖNDE?
Lavrov’un açıklamaları, Suriye’de uzun süredir devam eden krizin çözümü konusunda yeni bir umut ışığı olabilir. Ancak, bu sürecin başarılı olabilmesi için tarafların çıkarlarını dengeleyebilecek bir formül bulunması gerekiyor. Türkiye’nin Suriye’den asker çekme konusundaki şartları ve Şam yönetiminin egemenlik talepleri arasında bir denge kurulabilirse, bölgede kalıcı bir barışın tesisi mümkün olabilir. Ancak, ABD’nin Kürt politikası ve bölgedeki diğer aktörlerin tutumları, bu sürecin seyrini belirleyecek önemli faktörler arasında yer alıyor.
Önümüzdeki günlerde yapılması planlanan yeni görüşmeler, Türkiye-Suriye ilişkilerinin geleceği ve bölgedeki istikrar için kritik öneme sahip olacak gibi görünüyor. Taraflar arasında bir uzlaşma sağlanıp sağlanamayacağı ise zamanla netleşecek.