(The Turkish Post) – SUNA YAMAN
Türkiye ekonomisinde mali disiplini sağlamak amacıyla yapılan çalışmalar ve bütçe tedbirleri, bazı kesimlerce Saray’ın politikalarıyla çelişiyor olarak değerlendiriliyor. Özellikle son dönemde uygulanan bütçe tasarrufları ile halktan toplanan vergilerin kullanımı, israf iddialarıyla gündeme geliyor. Yatırımcılar ise ülkedeki ekonomik ve hukuki belirsizlikler nedeniyle tedirginlik yaşarken, hükümetin uyguladığı politikaların uzun vadeli ekonomik istikrar yerine kısa vadeli harcamalara yönelmesi, ekonomi yönetimine olan güveni sarsıyor.
SARAY’IN HARCAMALARI TEDİRGİN EDİYOR
Maliye Bakanlığı’nın bütçe açığını kapatma çabaları halktan fedakarlık beklentisiyle karşılanırken, Cumhurbaşkanlığı harcamalarının yüksekliği tepki topluyor. Kamu kaynaklarının lüks projelere ve gereksiz harcamalara ayrılması eleştirilerin odağında. Saray harcamalarının başında lüks binalar, konutlar ve üst düzey makam araçları geliyor. Uzmanlara göre, ekonomide yapılan fedakarlıklar halk tarafından hissedilse de Saray’a yönelik israf algısının devam etmesi kamuoyunda tepkiye yol açıyor.
EKONOMİDE İSRAF VE LÜKS HARCAMALAR
Türkiye’nin pek çok alanında kamusal harcamaların israf boyutuna ulaştığı iddiaları yaygın. Kamu binalarının gösterişli şekilde yeniden inşası, çok sayıda lüks makam aracı alımı, pahalı ve kalıcı olmayan projelere yatırımlar, ekonomiye zarar veren unsurlar olarak değerlendiriliyor. Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlere yönelik fonlamaların sınırlı tutulması ise vatandaşlar arasında adaletsizlik algısını artırıyor.
HUKUKSUZLUK YATIRIMCILARI KAÇIRIYOR
Ekonomideki olumsuz gidişatın bir diğer ayağı da hukuki belirsizlikler. Yatırımcılar, mülkiyet hakkının ihlali, yargı bağımsızlığının zayıflaması ve düzenleyici çerçevedeki belirsizlikler nedeniyle Türkiye pazarına çekimser yaklaşıyor. Özellikle yabancı yatırımcıların hukukun üstünlüğü konusunda yaşadığı endişeler, doğrudan yabancı yatırımlarda azalmaya yol açıyor. Güven ortamının tesis edilmediği bir ülkede sürdürülebilir ekonomik kalkınmanın sağlanamayacağı uyarısında bulunan uzmanlar, hukukun üstünlüğünün ekonomik kalkınma için zorunlu olduğuna dikkat çekiyor.
HÜKÜMET EKONOMİK İSTİKRARI GERÇEKTEN İSTİYOR MU?
Uzmanlar, hükümetin ekonomi politikalarını değerlendirirken, uzun vadeli reformların ve kalıcı çözümlerin eksik kaldığını vurguluyor. Kısa vadeli harcamalarla sürdürülen bir ekonominin orta ve uzun vadede ciddi kırılganlıklara yol açacağı ifade ediliyor. Maliye Bakanlığı’nın vergi gelirlerini artırma çabalarına karşın, Saray’ın lüks harcamalara devam etmesi hükümetin ekonomik istikrar konusundaki samimiyetini tartışmaya açıyor.