(The Turkish Post) – SUNA YAMAN
Cumhurbaşkanlığı’nın 2025 yılına dair yayımladığı yıllık program, Türkiye’deki çocukların karşı karşıya kaldığı temel sorunları çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyor. Programın detaylarına göre, iki milyondan fazla çocuk, sağlık ve eğitim gibi temel hizmetlere yalnızca sosyal yardımlar sayesinde erişebiliyor. Eğitimde desteğe ihtiyaç duyan çocuk sayısı, ülkenin ekonomik zorluklarının ve sosyal eşitsizliklerin çocukları nasıl etkilediğini gözler önüne seriyor. İhtiyaç sahibi yaklaşık bir milyon 662 bin çocuğun okula devam edebilmesi, devletin sosyal yardımlarına bağlı durumda.
Sağlık hizmetlerine erişimde de benzer bir tablo mevcut. İhtiyaç sahibi ailelerin çocuklarına yönelik sağlık yardımlarından yararlanan kişi sayısı 872 bine ulaşıyor. Bu yardımlar, yalnızca temel sağlık kontrollerini kapsamakla kalmıyor; aynı zamanda yoksulluk sebebiyle göz ardı edilen sağlık ihtiyaçlarının karşılanmasına da katkıda bulunuyor. Ancak, ekonomik güçlükler nedeniyle ailesinden ayrılma riski taşıyan çocuk sayısı da az değil: 169 bin çocuk, yoksulluğun en acı yüzünü yaşıyor.
ERKEN YAŞTA EVLENDİRİLEN ÇOCUKLAR: SARSICI İSTATİSTİKLER
Geçen yılın verilerine göre, 16-17 yaş grubunda 10 bin 500 kız çocuğu ve 706 erkek çocuk evlendirildi. Bu istatistikler, erken yaşta evliliğin yalnızca bireyler üzerinde değil, toplumun geleceğinde de nasıl olumsuz etkiler yaratabileceğine dair önemli bir uyarı niteliğinde. Uzmanlar, çocuk yaşta evliliklerin eğitimden kopuşa, fiziksel ve psikolojik travmalara neden olduğunu, çocukların hayatını şekillendirdiğini belirtiyor. Devlet politikalarının bu konuda daha etkili adımlar atması gerektiği sıkça dile getiriliyor.
YEREL YÖNETİMLERE VE TOPLUMA DÜŞEN GÖREVLER
Toplumda artan yardıma muhtaç çocuk sayısı, yerel yönetimlerin sosyal yardım harcamalarını gözden geçirmesinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Belediyelerin eğlence ve konser organizasyonları yerine sosyal hizmet bütçelerini zor durumdaki çocuklar için kullanması gerektiğine dair eleştiriler sıklaşıyor. Yerel yönetimlerin daha kapsayıcı sosyal hizmetler sunması, çocukların eğitim ve sağlık alanındaki ihtiyaçlarına daha geniş çapta yanıt verebilmesi için büyük bir gereklilik olarak görülüyor.
GÖZ GÖRE GÖRE GELEN FELAKET: İZMİR’DE BEŞ ÇOCUĞUN YAŞAMINI YİTİRDİĞİ YANGIN
İzmir’de yaşanan trajik olay, ihmaller zincirinin çocukların hayatına mal olabileceğini bir kez daha gösterdi. Bu acı olay, zor şartlarda yaşayan ailelerin çocuk güvenliği konusunda daha fazla destek alması gerektiğini bir kez daha gündeme getirdi. Maddi yetersizliklerle boğuşan ailelerin çocuklarının güvenli bir ortamda büyümeleri ve temel ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için devlet ve toplum tarafından daha fazla yardım sağlanması, böyle trajedilerin önlenmesi açısından önem taşıyor. İhmallerin önüne geçilmesi, koruyucu önlemlerin alınması, çocukları daha güvenli bir geleceğe taşımak için bir zorunluluk haline geldi.
Türkiye’nin geleceğini temsil eden çocuklar, ekonomik, sosyal ve eğitimsel alanda daha fazla desteğe ihtiyaç duyuyor. Devletin çocuklara yönelik sosyal politika önlemlerini artırması ve yerel yönetimlerin kaynaklarını çocukların temel ihtiyaçlarına yönlendirmesi, çocukların daha aydınlık bir geleceğe sahip olmaları için atılacak önemli adımlardan sadece birkaçı.