(The Turkish Post) – TUNA CEVHER
Yüksek yaşam maliyeti, doğa özlemi ve uzaktan çalışma modeli, şehir hayatının çekiciliğini azaltırken, kırsala yönelim artıyor. Ancak plansız yapılaşma, altyapı eksikliği ve sürdürülebilirlik sorunları gölgesinde duruyor.
KENTİN ÇEKİM GÜCÜ ZAYIFLIYOR
Son yıllarda, özellikle büyük şehirlerde kira, ulaşım, yiyecek, enerji ve diğer hizmet maliyetlerinin artışı, birçok vatandaş için “şehirde yaşamak” olgusunu cazibesiz hale getirdi. Genç kuşaklarda “doğayla iç içe, sakin bir yaşam” arayışı hızla yayılıyor.
İzmir, Muğla ve Balıkesir gibi illerde köy nüfusları yeniden artış eğilimine girmiş durumda. Uzaktan çalışma modelinin kalıcı hale gelmesi de bu dönüşümü hızlandırıyor.
ŞEHİRDE HAYAT PAHALILIĞI İNSANLARI KIRSALA MI İTİYOR?
Ekonomistler ve sosyologlar bu eğilimin temelinde ekonomik baskıların yattığını söylüyor. Konut fiyatlarının, kiraların ve temel ihtiyaç maliyetlerinin yükselişi şehirlerdeki orta ve alt gelir gruplarını zorlarken; kırsal bölgelerde arsa ve ev fiyatlarının halen nispeten düşük olması, insanları yeni bir yaşam arayışına yöneltiyor.
Uzmanlara göre “şehirden kaçış” artık sadece romantik bir doğa hayali değil, giderek ekonomik bir zorunluluğa dönüşüyor.
TOBB Türkiye Tarım Meclisi Başkanı Ülkü Karakuş’a göre, bu eğilim kalıcı hale gelmeden önce devletin altyapı, rehberlik ve ekonomik teşvik programlarını devreye alması gerekiyor.
KIRSALIN YENİ CAZİBESİ
Köylerde doğayla temas, sakin yaşam, mülkiyet imkânı ve tarımsal üretim fırsatları; şehirdeki kalabalık, stres ve kirli hava karşısında güçlü bir cazibe oluşturuyor.
Teknolojik ilerlemeler, özellikle internet altyapısının gelişmesiyle, köyde yaşayıp şehirle iş bağlantısı kurmak artık mümkün hale geldi.
Bu da özellikle serbest çalışanlar, uzaktan çalışan beyaz yakalılar ve emekliler için kırsalın yeni bir yaşam alternatifi haline gelmesini sağladı.
YENİ TEHLİKE: KIRSALDA GECEKONDULAŞMA RİSKİ
Ancak bu hareketin kontrolsüz biçimde gelişmesi yeni sorunları da beraberinde getiriyor.
Kırsal bölgelerde altyapı yetersizlikleri, su ve kanalizasyon eksiklikleri, plansız yapılaşmalar ve tarım alanlarının konuta dönüşmesi ciddi riskler oluşturuyor.
Uzmanlar, “şehirdeki çarpık yapılaşmanın” bu kez kırsalda tekrarlanmaması için önlemlerin şimdiden alınması gerektiği uyarısında bulunuyor.
BU SADECE BİR BAŞLANGIÇ MI?
Veriler, tersine göçün kalıcı bir eğilim haline geldiğini gösteriyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) son verilerine göre, 2023’te şehir merkezlerinde yaşayan nüfus oranı yüzde 93,4’ten 93’e gerilerken, köy ve kasaba nüfus oranı yüzde 7’ye yükseldi. Bu küçük fark, toplumsal eğilimin yönünü değiştirmeye başladığını gösteriyor.
Şehirlerdeki yaşam maliyeti ve çevresel baskılar sürdükçe, kırsala yönelimin önümüzdeki yıllarda hızlanabilir gibi gözüküyor.
Ancak bu dönüşümün sağlıklı ilerlemesi için planlı kırsal kalkınma, ekolojik denge ve sürdürülebilir üretim modelleri şart.





















