(The Turkish Post) – SAFA KAR
Evinde Antalyaspor’u ağırlayan Trabzonspor sonunda beklenen patlamayı gerçekleştirdi. Alex’in takımına adeta gol oldu, yağdı, tam 5 kez rakip fileleri havalandırdı. İlginç bir maçtı, maçın ilk 15 dakikasında Antalya, Trabzon kalesini sağlı sollu ataklarla bunalttı. Bir topu direkten döndü. Konuk takım biraz dikkatli ve becerikli olsa öne geçebilirdi.
İlk çeyrekte pasif oyun sergileyen Trabzon 15. dakikadan sonra açıldı. Ve hem taraftara hem de ekrandan maçı izleyen seyircilere ‘futbol resitali’ sundu. Visca’nın çabukluğu ilk golü getirdi, Banza’ya ‘al da at’ dedi, o da attı. Golden sonra Bordo Mavili takım üstünlüğü ele aldı. Ve bir daha bırakmadı. İleri uçta ‘presin’ nasıl yapılacağını gösterdi.
Maçın tartışmasız kahramanı Pedro Malheiro’ydu… Bodrum’a ceza sahası dışından attığı golün tesadüf olmadığını ispat etti. Kariyerinin maçını oynadı. Geriden gelerek 3 gol birden attı. Bir defans oyuncusunun ‘üçlemesi’ futbol sahalarında ender rastlanır. İlki kafa vuruşundan geldi. Uzak köşeye öyle bıraktı ki topu, kaleci çaresiz kaldı. İkinci ve üçüncü golleri ise ‘isabetli ve sert ayak vuruşu’ getirdi.
Bundan sonra Malheiro Trabzon’un ‘sürpriz golcüsü’ olarak sahne alırsa şaşırmamak lazım. Hocası Şenol Güneş rakip kaleleri sık sık yoklamasını isteyecektir. Tabii Visca’yı da unutmamak lazım. O da maçın yıldızıydı. Pire gibi çalıştı, didindi ve karşılığını aldı, 3 golün asistini yaptı. Bir maçta 3 gol atmak nasıl değerliyse ‘asist yapmak’ da o derece kıymetlidir. Hele ilk gol, baştan sona Visca’ya yazılsa yeri.
5 gollük Antalya maçı ‘Trabzon’un küllerinden doğduğu ve yeniden dirildiği’ anlamına gelir mi? Eğer bu oyunu diğer karşılaşmalara yansıtırsa, ‘evet bu maç dönüm noktası’ denebilir. Aslında deplasmanda Galatasaray’a karşı da çok iyi oyun çıkarmış fakat skoru alamamıştı. Karadeniz derbisinde Samsunspor’a kaybetmesi moralleri bozmuştu. Trabzon’da ‘Güneş açtı’ demek için henüz çok erken. Her an ‘kabus’ geri dönebilir. Bir ‘umut ışığı’ doğduğu da gerçek…
Galatasaray için Başakşehir maçının ne kadar zorlu geçeceği hafta içinde oynanan kupa karşılaşmasında görüldü. Lig maçı ile kupa maçının konsantrasyonu aynı olmaz. Yağmur ve zaman zaman sert eser rüzgar altında başladı karşılaşma… Orta sahada ‘Sara’nın eksikliği’ hemen göze çarptı. Galatasaray’ın dinamosuydu Sara, hem defansif hem de ofansif yönüyle maça ağırlığını koyuyordu. Kerem Demirbay, Sara’nın yerini dolduramaz.
Daha ilk dakikalarda ‘Sara boşluğu’ kendini belli etti. Okan Buruk’un takımı haftayı ‘hatasız geçmek’ istiyordu. Son haftalarda çıkışa geçen Başakşehir de puan peşindeydi. Çıkışını ancak bir büyük maçla taçlandırabilirdi. Çağdaş Atan da hazırlığını puana göre yapmıştı. İlk yarı Galatasaray’a karış iyi direndi. Maçın berabere bitmesi beklenirken Osimhen, Barış Alper verkaçında gol geldi. Barış sol ayağıyla vurdu, kalecinin bacaklarının arasında top filelere gitti.
Başakşehir’in hiç de pes etmeye niyeti yoktu. Uzun toplarla rakip defansta gedik açmanın yollarını aradı. Nitekim buldu da… İkinci yarının başında beraberliği sağladı. Ligin gol kralı Piatek kale önüne yuvarlanan topu kaleye göndermekte zorlanmadı. Piatek’in etkili bir ayak olduğu attığı gollerden belli. Beraberlik golü ve rüzgarı karşıdan almasına rağmen Galatasaray paniklemedi, ‘normal oyununu’ sahaya yansıttı. Çok geçmeden de ‘galibiyet golünü’ buldu.
Gün Barış Alper’in günüydü. Futbol şansı yanındaydı. Top ile ilişki tek taraflı olmaz. Sen topu seveceksin ki top da seni sevsin. Ceza sahasında topla buluşan Barış Alper yine sol ayakla topu iğnenin deliğinden geçirdi ve kalecinin uzanamayacağı yere vurdu. Sol ayakla iki gol… Barış için ilk olmalı. Kalan dakikalarda Galatasaray ‘skoru korumak’ için oynadı. Biraz geri çekilince Başakşehir’e alan açtı. Kale önünde Torreira’nın ters kafa vuruşu direkten dönmeseydi maçın kaderi farklı olabilirdi. O an Kadıköy’de ‘ahhh’ sesleri yükselmiş olmalı.
Karşılaşmanın öne çıkan oyuncularından biri de Başakşehir’in genç file bekçisi Muhammed… Refleksleri ve sezgisi güçlü. İyi toplar çıkardı. Abdulkerim’in kafa vuruşunu çelmek her kalecinin harcı değildi. Muhammed’in Milli Takım’a göz kırptığını söylemek mümkün.
Haftayı hasarsız geçen Galatasaray, rakibi Fenerbahçe ile puan farkını 11’e çıkardı. Kendisi moral bulurken Fenerbahçe’yi demoralize etti. Çünkü Başakşehir puan kaybı yaşama olasılığı olan maçlardan biriydi. Fenerbahçe’nin deplasmanda Konya’yı yenmekten başka seçeneği yok.