(The Turkish Post) – SAFA KAR
Avrupa yorgunu Fenerbahçe kendi sahasında Samsunspor’a takıldı. Ve ‘2 altın puan’ kaybetti.
Samsun ligin diri ve iyi top oynayan takımlarından… Sıralamadaki yeri de bunun göstergesi. Fenerbahçe’nin ‘zorlanacağı’ takımlardan biriydi. Geçen sezon da Samsun’a 1 puan kaptırmıştı. Fenerbahçe’nin Avrupa’dan yorgun döndüğü her halinden belliydi.
İlk devre topla çok oynadı fakat pozisyon üretmekte zorlandı. Oğuz Aydın’ın şutları ve ceza sahasına doldurulan toplar defans derinliğinde eridi gitti. Sarı Lacivertli takım neredeyse ilk 45 dakikayı boşa harcadı. Talisca etkisizdi, Tadiç yorgundu, Dzeko takatsizdi. Bu tempo ve oyuncularla Samsun’un direncini kırabilmesi mümkün değildi.
İkinci yarı başlarken gözler Mourinho’nun ‘oyuna müdahalesine’ çevrildi. Portekizli Hoca bekledi. Bir saat dolarken 3 oyuncu birden soktu. Samsun kalesine sağlı sollu ortaların sonuç vermesi zordu. ‘Kilidi açacak çilingire’ ihtiyaç vardı. Samsun defansı Fenerbahçe’nin ‘ezberine’ hazırlıklıydı. Gerekli tedbirleri almıştı.
Samsun da yavaş rakip kaleye doğru çıkmaya başladı. Bu Fenerbahçe için ‘avantaj’ olabilir, defansı eksik yakalayabilirdi. Derken maçın 75. dakikasında Mouandilmadji ikinci sarıdan kırmızı kart gördü. İlk sarı kartı hakem kolay çıkardı, fakat ikincisinde haklıydı. Hem itiraz hem fiziki temasın karşılığı ‘sarı karttan’ başkası olamazdı. Samsunlu oyuncunun yaptığı tam bir sorumsuzluktu. Böylesine önemli bir maçta takımını 10 kişi bıraktı.
Bu dakikadan sonra bir kişi fazla oynanamın da etkisiyle Fenerbahçe üstünlüğü ele aldı. Samsun da iyice geriye yaslandı. Meç tek kaleye döndü. Fenerbahçe sağlı sollu ataklarla Samsunspor’u bunalttı. Mourinho bütün silahlarını sahaya sürdü. Hücum hattını çoğalttı.
Samsun’un çıkmaya niyeti yoktu. Aranan ‘çilingir’ bir türlü bulunamadı. Hep ‘ezber pozisyonlar’… Sağdan Oğuz Aydın’ın, soldan İrfan Can Kahveci’nin o bilindik ortaları…
Samsun defansı bir an gevşemedi. Fenerbahçe gol getirecek pozisyon buldu. Szymanski yakın mesafeden topu direğe nişanladı. Dzeko 3 metreden topu dışarı attı. Uzatmaların son bölümünde havadan gelen topa Dzeko omuzuyla vurdu, top köşeye doğru giderken, tribünlerdeki taraftarlar ‘goollll’ diye ayağa kalkarken Okan Gocuk uzadı uzadı ve ‘parmaklarının ucuyla’ meşin yuvarlığı çeldi. Bu şüphesiz maçın kader anıydı. ‘Ah vahh…’ sesleri arasında top kalesinden uzaklaştı.
Fenerbahçe son bir hamle yaptı ama sonuç alamadı. Ve maç başladığı gibi golsüz bitti. Sarı Lacivertli takım şampiyonluk yolunda ‘ağır yara’ aldı. Telafisi zor 2 puan yitirdi. Galatasaray’la arasındaki puan farkı tekrar 6’ya çıktı. Yavaş yavaş son düzlüğe girerken 6 puan fark, azımsanmayacak bir fark. Bir de bunun moral etkisi var. Psikolojik üstünlük tekrar Galatasaray’a geçti.
Fenerbahçe’nin kalan bütün maçları kazanacağını, daha kolay rakiplerle oynayacağını söyleyenler yanıldı. Samsun engelini kendi saha ve seyircisi önünde geçemedi.
‘Avrupa yorgunlu’ asla mazeret olamaz. Fenerbahçe’deki kadro zenginliği ve derinliği hiçbir takımda yok. Turun kapısından dönmesi Sarı Lacivertli takımı mental olarak etkilemiş görünüyor. Konsantrasyon eksikliği maç boyunca gözlendi. Oysa Avrupa’dan sonra lige daha iyi motive olması beklenirdi.
Şampiyonluğun uçtuğunu, lige havlu attığını söylemek için henüz erken… Hedefinden bir nebze uzaklaştı. İki takım da puan kayıpları yaşayacak. Bu futbolun cilvesi… Fakat Fenerbahçe ‘avansı’ tüketti, Galatasaray’ın ise evet zor maçları var fakat ‘2 maç’ gibi dev avantajı cebinde… Final ve kader maçlarında Galatasaray rakibine oranla daha başarılı…