(The Turkish Post) – SAFA KAR
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ‘bayram değil seyran değil’ iken neden Ankara’ya çıkarma yaptı? Önce CHP Lideri Özgür Özel’i ziyaret etti, ardından MHP Genel Merkezi’ne geçti ve Devlet Bahçeli ile görüştü. Ne konuştular? Koç ne istedi, liderler ne cevap verdi? Herhalde bir ‘nezaket ziyareti’ değil.
‘17 – 25 Aralık saati’ Koç’un temaslarını gölgelese de mevzuyu irdelemekte fayda var. Kulüp başkanları sebepsiz Ankara’ya gitmez. Ya özel bir davete icabet etmek için Başkent’in yolunu tutar ya da maç için gitmişken siyasetin mekanlarına uğrar. Bu genellikle ‘ülkeyi yöneten’ isim olur. Veya ‘takım taraftarı lider’ ziyaret edilir.
Ben bugüne kadar ‘liderler turuna’ çıkan bir kulüp başkanı görmedim. Kulüpler her ne kadar siyasetin gölgesi altında bulunsalar da başkanlar sık fotoğraf vermekten imtina eder. Bir kulüp başkanı CHP Genel Merkezi’e neden gider? Özgür Özel, Ali Koç’un hangi derdine derman olacak? Muhalefetin yürütme üzerinde hiçbir etkisi yok ki…
Hadi MHP Lideri Bahçeli ittifak ortağı olduğu için AK Parti’ye yani Erdoğan’a bir köprü işlevi görebilir. İhtiyacı var mı bilmiyorum ama belki ‘referans’ da olabilir. Erdoğan, Bahçeli’nin ‘Bizim Ali ile görüşseniz…’ isteğini geri çevirmez. Tabii Ali Koç, Bahçeli için ‘Bizim Ali’ ise.
Ali Koç’un bir ‘Ankara sıkıntısı’ olduğunu bilmeyen yok. Fenerbahçe’nin 10 yıldır şampiyon olamamasının sebebi olarak Ankara’yı görüyor. Ankara’dan kasıt ise doğrudan Erdoğan… Geçen sezon rakibi Galatasaray’ın Erdoğan tarafından kollandığını söylemekten çekinmedi. ‘Erdoğan’ demedi tabii. ‘Bilfiil Ankara’ dedi. Bu sözün başka adresi olabilir mi?
Koç bütün kredisini tüketti. Eğer bu sezon da takımını şampiyon yapamazsa akibeti kötü olur. Koltuğunu yitirmek değil bütün mesele, başarısız, mundar olarak gitmek… Türkiye’nin en zengin adamına yakışır mı bu? Böyle bir gidişin geri dönüşü de olmaz. Onun için çabası ‘saha dışı faktörleri’ sonuna kadar zorlamak.
Göztepe maçında sahaya inmesi, itiş kakış sırasında yere düşmesi sezonun ikinci haftasında Ali Koç’u ‘olayların adamı’ yaptı. Mourinho’yu takımın başına getirmesinden sonra biraz geri planda kalması bekleniyordu. Heyhat… Geçen sezondan ders almamış gibi… Kaldığı yerden aynen devam. Spor medyası Fenerbahçe’yi konuşacağı yerde Ali Koç’un açıklamalarını tartışıyor.
İzmir’de Fenerbahçe taraftarlarına polisin biber gazı sıkmasını ‘fetö zamanında yaşadıklardımız gibi…’ diye açıkladı. Bu resmi bir dil… Ankara’ya sesini duyurmak için bir şifre, bir kod… Sorunun bu olmadığı o kadar aşikar ki… Uzun süredir aynı dili tekrarlamakta fakat tıkalı iletişim kanallarını bir türlü işler hale getirememekte.
Koç eğer Özgür Özel veya Devlet Bahçeli’ye İzmir’de yaşadıklarını anlattıysa beyhude bir uğraş. Tam da ‘Davacının şaşkını derdini mübaşire anlatırmış’ hali. Özel, Bahçeli ne yapabilir ki… Bahçeli’nin futbol yönetimi üzerinde etkisi olsaydı fanatik taraftarı olduğu Karagümrük’ün küme düşmesini önlerdi. ‘Kendisi himmete muhtaç dede, nerde kaldı gayriye himmet ede…’. Atalarımızın da her durumu izah eden güzel sözü var.
Ali Koç Ankara’ya gelmişten Erdoğan’la niye görüşemedi? Esas ilacı orası. Erdoğan’dan başka kim Koç’un derdine derman olur ki… Erdoğan’dan randevu talebinde bulunduğunu tahmin etmek zor değil. Karşılığının olumsuz olduğunu da… Ankara çıkarması ‘Erdoğan olmadı, bari Özel ve Bahçeli ile görüşeyim’ durumu ise vay Ali Koç’un haline. Ve de Fenerbahçe’nin…
Yönetimine aldığı Acun Ilıcalı gibi Erdoğan’a yakın isimlere rağmen gerçek muhatabı ile görüşemeyen bir Ali Koç portresi vermenin ne yararı olabilir ki… Ankara çıkarması ‘fiyasko’dan başka bir şey değil.