(The Turkish Post) – SAFA KAR
Derbi maçları her zaman zordur. Favorisi olmaz. Şampiyonluk yarışının heyecanı kadar büyük takımların kendi aralarında yaptığı karşılaşmalar da ilgi çeker. Bir de buna ‘puan hassasiyeti’ eklenirse heyecan zirve yapar. Derbi maçlarındaki 3 puan sadece 3 puan değildir. Onun ötesinde anlamı vardır. Özellikle taraftar için…
Galatasaray, Beşiktaş derbisi büyük heyecana sahne oldu. Futbolu ve skoru ‘büyük’ olmasa da mücadelesi, iki takımın da kazanma isteği yüksekti. Sarı Kırmızılılar’ın puan kaybı Fenerbahçe’yi bir adım öne geçirecekti. Sarı Lacivertliler’in gözü de bu karşılaşmadaydı.
Beşiktaş son haftalarda biraz toparlandı. Kupada yarı finale yükseldi. Galibiyet serisi yakaladı. Santos yönetiminde zor gol yiyen bir takıma dönüştü. Seyirci ile takımın arasındaki soğukluk büyük oranda giderildi. Derbi maçına siyah beyazlı taraftar olağanüstü ilgi gösterdi.
Tribünler doluydu. Taraftarın coşkusu ekranlardan bile göründü. İlk yarının sonunda takım 1-0 geride olmasına rağmen taraftarlar takımlarını tribüne çağırarak destek verdi. İkinci yarı için moral alkışında bulundu.
Galatasaray daha dezavantajlı çıktı sahaya. Sürpriz bir şekilde kupadan elenmesi ve sakat, cezalı oyuncu sayısının fazlalığı Sarı Kırmızılılar’ı zayıf düşürdü. Galatasaray’ın kulübesi ilk kez bu kadar derinlikten yoksundu. Maç içinde Okan Hoca’nın hamle yapacak oyuncu sayısı sınırlıydı.
GALATASARAY’DA YORGUNLUK ALAMETLERİ
Maç golle başladı. Galatarasay şanslı, Beşiktaş şanssız günündeydi. Daha maçın ikinci dakikasına girmeden ceza sahasına gelen top karambole neden oldu; Beşiktaş’ın pahalı transferi El Musrati, İcardi’nin topa vurmasını engellemek isterken kendisi kafayla dokundu ve meşin yuvarlak ağlara gitti. Derbi maçlarında ilk atılan golün önemi büyüktür.
Maçın sonraki stratejisi ona kurulur. Golün ardından Galatasaray presle Beşiktaş’ın oyununu bozmaya çalıştı. Buna rağmen siyah beyazlı oyuncular biraz dikkatli ve becerikli olsa ilk yarıyı beraberlikle bitirebilirdi.
İkinci yarı daha dinamik ve istekli Beşiktaş vardı sahada. Galatasaray’da ise yorgunluk alametleri erken başladı. Topu kaptıran sarı kırmızılı oyuncular geri dönmekte zorlandı. Bir ara Beşiktaş baskısını iyice arttırdı. Neredeyse maç tek kaleye döndü. Ancak siyah beyazlı oyuncuların final pasları iyi yapamaması, ileri uç oyuncuların fırsatları cömertçe harcaması golü getirmedi.
Galatasaray kalecisi Muslera’nın başarılı kurtarışları golü engelledi. Bu kadar baskılı oyundan gol çıkaramaması Beşiktaş adına üzücü. Omar Colley’in Muslera’dan dönen topu boş kale yerine dışarı atması ve Ghezzal’ın karşı karşıya kaldığı pozisyonda meşin yuvarlağı kaleciye nişanlaması Beşiktaş’ın kazanma umutlarını tüketti.
ABOUBAKAR ISLIKLANDI
Maçın son bölümünde Aboubakar oyuna girdi. Seyirci tarafından ıslıklanması ve moralsizliği nedeniyle etkili olamadı. Belli Aboubakar’ın Beşiktaş günleri bitmiş. Yaşanan onca olaydan sonra takımdan kopmaması düşünülemezdi.
GS skoru arttıracak toplar yakaladı fakat kritik pas tercihlerinin yerini bulmaması golü getirmedi. Yoksa son dakikaları tribünde seyircisi, ekranları başındaki taraftarları daha rahat geçirebilirdi.
Ve büyük heyecan ve mücadeleye sahne olan derbi Galatasaray’ın 1-0 üstünlüğü ile sona erdi.
Sarı kırmızılılar rakip sahadan hem derbi kazanmanın hem de şampiyonluk yarışını kayıpsız sürdürmenin moraliyle ayrıldı. Beşiktaş, takılma olasılığı olan bir takımdı Galatasaray. Siyah beyazlılar’ın yeni stadında hiç galip gelememişti. Şeytanın bacağını da kırmış oldu. Derbiyi kazanamaması Beşiktaş’ı üzmüş olsa da üçüncülük şansı bitmiş değil. Türkiye kupası iki adım ötede.
Galatasaray, Beşiktaş engelini kayıpsız aşarak şampiyonluk yolunda büyük bir adım attı.