(The Turkish Post) – MÜMTAZ’ER TÜRKÖNE
Edebiyatımız bile bu kadar sanatlı cümleleri taşıyamıyor. Bilmece çözmeyi bilmeyenlerin, fikr-i takibi olmayanların, mecaz, telmih, istiare, kızım sana söylüyorum gelinim sen anla, mazmun kabilinden sanatlara uzak olanların siyasette olup bitenleri kavramaları çok zor. Ne metaforlar zıplıyor siyasetin esnek zemininde. Hangisini yakalayacak, doğru anlamı bulacaksınız?
Tabii ayrıca olup bitenleri anlamaya çalışanların oyun teorisini de hiç olmazsa başlangıç düzeyinde tasarrufları altına almaları lâzım.
Türkiye çok tehlikeli bir uçurumun kenarından döndü. Detaylara takılıp esası gözden kaçıranların, ağaçlar yüzünden ormanı görmeyenlerin biraz daha zamana ihtiyaçları var; yarım kalmış cümlelerin tamamlanması, sözün hükmüne bağlı sonuçların ortaya çıkması için. Merak etmeyin hakikatin ortaya çıkması çok uzun sürmeyecek. Sonra herkes ne badireden geçmişiz diye ürperecek.
‘HUKUK ENDEKSİNDE 117. SIRA HİÇ FENA DEĞİL’
Hukuksuz, yani değneksiz köyümüz:
Dünya Adalet Projesi’nin ‘Hukukun Üstünlüğü ve Yolsuzluk Endeksi’nde Türkiye, 142 ülke arasında 117. sırada yer alıyormuş. Adalet Bakanımız şikâyet ediyor, “Kim inanır buna? Böyle bir endekse güvenilir mi?” diyor.
Ben de inanamadım. Türkiye daha aşağıda olmalıydı. 117. sırada hiç fena değil.
Türkiye’de hiç kimsenin hukuk güvencesi yok. Hukuk açığını gücüyle kapatanlar hariç. Var diyebilir misiniz? Evrensel olarak kabul gören en temel insan haklarından bahsediyorum.
Örneği kendimden vereceğim.
‘BEN BİLDİĞİMİ OKURUM’ DÜZENİ
Tam dört yıldır, idare mahkemesinde bir davayı kovalıyorum. Yargılandığım ceza davasında mahkeme adli kontrol cümlesinden yurt dışı çıkış yasağımı kaldırmıştı. Pasaport almak için gittiğimde, mahkemenin kararından bir ay sonra İçişleri Bakanlığı’nın tedbir kararı uyguladığını öğrendim. Mahkeme safahatında İçişleri Bakanlığı’nın “genel güvenlik gerekçesi” ile pasaport vermediği ve bu kararı da yurt dışı çıkış yasağı kaldırıldıktan hemen sonra aldığı ortaya çıktı. Anayasal düzenin en basit kurallarından biridir, bizde de anayasanın 138. maddesi bu evrensel kuralı hükme bağlar: “Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.” Kısaca idare bana “mahkeme kararı da ne oluyormuş, ben bildiğimi okurum” demiş oluyordu. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma talebimi reddetti. Dava şu anda Bölge İdare Mahkemesi’nde temyiz aşamasında. Anayasal seyahat özgürlüğüm -ki temel haklar cümlesindendir- mahkeme kararına rağmen idari tasarrufla engelleniyor.
Adalet Bakanı hangi ülkede yaşıyor? Afakî bir durumdan değil, şu anda mahkeme kararına rağmen pasaport alamayan ve yurt dışına çıkamayan bir adam olarak tespit ediyorum durumu. Türkiye’de asgari düzeyde hukuk ve temel haklar düzeni işlemiyor.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI HUKUKSUZLUĞU TESCİL EDİYOR
Bugün Resmi Gazete’de yayımlanan kararı ile Anayasa Mahkemesi İçişleri Bakanlığının kullandığı bu yetkinin dayandığı kanun maddesini iptal etti. Anayasa Mahkemesi İçişleri Bakanlığının bu yetkiyi kullanırken 2. Maddede yer alan hukuk düzenine, 13. Maddede yer alan temel hak ve özgürlüklerin sınırlanamayacağı ilkesine ve 23. Maddede yer alan yerleşme ve seyahat özgürlüğüne aykırı davrandığını tespit ederek, kanun maddesini toptan iptal ediyor. Karar’ın hüküm cümlesi aynen şöyle: “15/7/1950 tarihli ve 5682 sayılı Pasaport Kanunu’nun 28/5/1988 tarihli ve 3463 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle değiştirilen 22. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesinin “…memleketten ayrılmalarında genel güvenlik bakımından mahzur bulunduğu İçişleri Bakanlığınca tespit edilenlere…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE.”
Sorun şurada. İçişleri Bakanlığı’na süratli davranması gerektiği durumlar için dikkatle kullanması gereken böyle bir yetki verebilirsiniz. Ama kalkıp da karşısında kapı gibi mahkeme kararları dururken, kendisinin yargıdan daha yukarıda görüp yok sayması ortada anayasal düzen de temel haklar düzeni de bırakmaz. İçişleri Bakanlığı bu yetkiyi, iktidara uzak olanların hareket imkânını sınırlandırmak için kullanıyor. Böyle olunca Anayasa Mahkemesi, İçişleri Bakanlığının sistematik yetki istismarını, o yetkiyi elinden tamamen alarak engellemek zorunda kalıyor. Basit bir durum değil, İçişleri Bakanlığını’z bu tasarruflarıyla Anayasa Mahkemesi’nin bu kararına göre anayasal düzeni iptal, temel hakları ihlal etmiş.
İşte bu yüzden 117. sıra hiç de fena değil. Adalet bakanı hiç şikayet etmesin.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI, ANAYASA MAHKEMESİ KARARINA UYAR MI?
Bakalım İçişleri Bakanlığı Anayasa Mahkemesi kararına uyacak mı?
Uymama ihtimali var mı?
AYM kararını gerekçe gösterip tekrar pasaport için müracaat edeceğim. Sonuç, hukuk ve temel haklar düzenimizde bir ilerleme olup olmadığını gösterecek.
Hukuksuz köyde her şey çürüyor. Ortalığı haşereler kaplıyor ve hiçbir şey yetişmiyor.
Bilmecelerin, metaforların ortalığı sarmasının sebebi de işte bu hukuksuzluk. Açık toplumda bu kadar gizli kapaklı anlam oyunlarına girişmek mümkün olur muydu?
Siyasetin iktidar ve muhalefet cephesinin birer hukuk değneğine ihtiyacı var. Yoksa ne iktidarınki meşru güç, ne muhalefetinki temel haklar güvencesi olarak memlekete fayda sağlayamıyor.