(The Turkish Post) – MEHMET EREN
Ortadoğu’da tansiyon yeniden yükseliyor. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin şüpheli bir helikopter kazasında ölümü, bölgedeki dengeleri sarsabilecek ciddi bir gelişme. Özellikle İsrail ve ABD’nin suikast ihtimalleri üzerine spekülasyonlar yoğunlaşırken, yakın geçmişte İran’ın İsrail’e füze saldırısı düzenlemesi, bu olayın intikam motivasyonuyla gerçekleştirilmiş olabileceği şüphesini doğuruyor.
Siyasi boşluk yaşaması muhtemel olan İran yönetiminin, kazanın ardından İsrail ve ABD’yi suçlayarak uluslararası bir krize zemin hazırlaması da muhtemel. İsrail ve ABD, uzun süredir İran’ın nükleer programına ve bölgesel etkisine karşı sert bir tutum sergilemekte. Son gelişme bu iki ülkenin İran’a karşı askeri ve diplomatik baskısını artırmasına yol açabilir. Öte yandan suikast iddiaları güçlenirse, İran’ın İsrail ve ABD’ye karşı misilleme yapması kaçınılmaz olur.
İran, Reisi’nin ölümünün intikamını almak için İsrail’e ve ABD’nin bölgedeki üslerine yönelik daha agresif eylemler gerçekleştirebilir. Bu, doğrudan füze saldırıları, siber saldırılar veya bölgedeki İran destekli milis gruplarının harekete geçmesi şeklinde olabilir. Şekli nasıl olursa olsun eylemler bölgedeki askeri gerilimleri tırmandırarak yeni bir çatışma dalgasına yol açar.
Öte yandan İsrail, kendisine yönelik olası İran saldırılarına karşı önleyici tedbirler alarak bölgede askeri varlığını artırabilir. ABD de Körfez’deki askeri üslerini güçlendirebilir ve müttefikleriyle birlikte savunma önlemlerini sıkılaştırabilir.
Yaşanan bu gelişmeler, İran ile Batı arasında diplomatik çıkmazların derinleşmesine neden olabilir. İran, Rusya ve Çin gibi ülkelerle olan ittifaklarını güçlendirebilirken, İsrail ve ABD de bölgedeki diğer müttefikleriyle iş birliğini artırabilir. Bu durum, Ortadoğu’da yeni ittifakların ve düşmanlıkların oluşmasına neden olur.
Ortadoğu’daki bu tür gerilimler, küresel enerji piyasalarını doğrudan etkiler. İran’daki siyasi istikrarsızlık, petrol ve doğalgaz arzında kesintilere yol açar ve enerji fiyatlarının dalgalanmasına neden olabilir. Bu durum, özellikle enerji ithalatına bağımlı olan ülkeler için ekonomik zorlukları beraberinde getirecektir.
Türkiye, enerji ithalatında önemli bir paya sahip olan İran’daki bu gelişmelerden doğrudan etkilenecektir. Enerji fiyatlarının yükselmesi, Türkiye’nin enerji maliyetlerini artırabilir ve ekonomik dengeleri zorlayabilir. Bu nedenle, Türkiye’nin enerji arz güvenliğini sağlamak için alternatif kaynaklara yönelmesi gerektiği bir kez daha gündeme gelecektir.
Yaşanan son gelişmeler, Türkiye’nin diplomatik ve askeri stratejilerini de yeniden gözden geçirmesine neden olacaktır. Türkiye, bölgesel barışı korumak için ara buluculuk rolünü üstlenebilir ve aynı zamanda kendi güvenliğini sağlamak için askeri önlemlerini artırabilir.
Türkiye, İran ile olan ilişkilerini dengede tutarken, İsrail ve ABD ile olan diplomatik ilişkilerini de sürdürmeye çalışacaktır. Bu durum, Türkiye’nin bölgedeki stratejik konumunu güçlendirebilir ve uluslararası platformlarda daha etkin bir rol oynamasına olanak tanıyabilir.
İbrahim Reisi Kimdir?
İbrahim Reisi, 1960 yılında İran’ın Meşhed şehrinde doğdu. Hukuk alanında eğitim aldı ve 1980’lerin başında İran Devrim Mahkemeleri’nde görev yapmaya başladı. İran-Irak Savaşı sırasında savcı olarak görev aldı ve savaşın sona ermesinin ardından çeşitli yargı pozisyonlarında bulundu. Reisi, 2016 yılında İran’ın Yargı Erki Başkanı olarak atandı ve bu pozisyonda insan hakları ihlalleri ve sert yargı uygulamaları ile tanındı.
2019 yılında, Reisi İran’ın başsavcısı oldu ve reformistlere karşı sert tutumuyla dikkat çekti. 2021 yılında, İran Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanarak ülkenin en yüksek makamına oturdu. Reisi’nin cumhurbaşkanlığı dönemi, İran’ın nükleer programı ve Batı ile ilişkilerde gerginliklerin arttığı bir dönem olarak öne çıktı. Reisi, ayrıca İran’ın bölgesel etkisini artırmaya yönelik politikalar izledi ve ülke içindeki muhalefeti bastırma çabalarını sürdürdü. Aslında Reisi’nin hayatı ve politikaları, İran’ın gelecekteki adımlarını anlamak için önemli bir referans noktası olarak görülmelidir.