(The Turkish Post) – KAMİL ASLAN
Futbol benim için taraftarlıktan öte, bir yaşam felsefesi. Yeşil sahalarda kendimi daha bir huzurlu hissediyorum. Özellikle günlük hayatın yorgunluklarını ve stresini bu dünyaya bağlanarak atlatmaya çalışıyorum. Tabii ki önüme gelen her futbol maçını da izlemiyorum. Onları takip edecek ne zamanım var, ne de izleme keyfim. Ancak konu Avrupa Şampiyonlar Ligi olduğunda tabii ki, bütün maçları izlemediğimde kendimi huzursuz hissediyorum. Malumunuz yarım final maçlarının ilk maçları oynadı. Yarı finalde Almanya’dan Borussia Dortmund ve Bayern Münih, İspanya’dan Real Madrid ve Fransa’dan da PSG kaldı. İlk maçlarda Bayern Münih ile Real Madrid 2-2 berabere kalırken, Borussia Dortmund evinde Fransız temsilcisini tek golle geçti. Şayet Dortmund’un forveti gününde olsaydı, final cepteydi. Ben şimdiden itiraf edeyim. Son 16’ya kalındıktan sonra benim final tahminim, Borussia Dortmund ve Real Madrid’di. Kupayı kazanacak takım olarak da İspanya devini görüyordum. Gelinen aşamada da aynı noktadayım.
Diyorum ya… Avrupa ligi başka bir klasman. Geçtiğimiz sezona nazaran çok fazla yıldız oyuncu yok. Çünkü Arabistan ligi gözlerin paslarını silen yıldız oyuncuları yüksek paralar karşılığında satın aldı. Ancak Ronaldo, Messi ve Neymar gibi isimlerin olmamasına rağmen, yeni yıldızların da onlardan eksik kalan yanı yok. İnsan onları izlerken, iyi ki yıldızlar Arabistan’a gitmişler diyesi geliyor. Şimdi Avrupa maçlarını izlediğinizde, insanın aklına gelmiyor değil. Avrupa’da oynanan futbol ise, Türk takımları nelerle meşgul. İnanır mısınız Avrupa’da pek çok canlı maçı izleme fırsatı yakaladım. Ancak Türk futbolu kadar sıkıcı ve zaman kaybettiren başka bir lig yok ne yazık ki. Aslında futbolcularımızın kalitesi iyi. Ama oyuncular kendilerini geliştirmek ve Avrupa hayaline kavuşmak adına hiçbir adım atmıyorlar. Dört büyük bir takıma kapağı attıktan sonra da, sanki futbolu bir anda unutuyorlar. Gençlerimiz için çok üzülüyorum.
Salı ve Çarşamba akşamı Şampiyonlar Ligi’ni izledikten sonra bu arenada futbol oynayacak çok az oyuncu var Türkiye’den. Real Madrid’in kadrosunda bulunan Arda Güler bile yeşil sahalara ayak basamıyor. Bu bile Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu göstermesi açısından önemli. Ekran karşısında izleyen Türk seyirciler de Arda sahaya çıksın diye dua edip duruyor.
Ama bu yıl benim şampiyonada birkaç favori oyuncum var. Bu sıralamanın başında şüphesiz ki, Borussia Dortmund’un Bayer Leverkusen’den kadrosuna kattığı Alman milli futbolcu Julian Brandt. Alman devi bu transfer için yaklaşık 25 milyon avro ödeme yapmıştı. 2019 yılında kadrosuna kattığı oyuncunun sözleşmesi Mayıs 2024’te son buluyor. Şu anda bile Avrupa’nın sayılı takımları Julian Brandt’ın kapısında bekliyor. Ancak alman oyuncunun kafası Şampiyonlar Ligi finalinde. Her ne kadar Borussia Dortmund, bu sezon Alman liginde istediği sonucu alamamış olsa da, şampiyonlar liginde finale yeşil ışık yaktı gibi. Bir önceki turda Atletico Madrid’i 4-2 gibi farklı bir skorla yenen Sarı Siyahlılar, önceki gecede Fransız devi PSG’yi 1-0 ile geçtiler. İki maçında yıldızı kesinlikle Julian Brandt’tı. 28 yaşındaki Alman oyun kurucu hem defansif hem de ofansif anlamda takımın dinamosu gibi görev yaptı. Asistleri ve takımın ataklarını yönetmesi açısından turnuvanın en değerli oyuncularından biri olmaya şimdiden hak kazandı.
ALMAN DEVİ FUTBOL OKULU GİBİ OYUNCU YETİŞTİRİYOR
Yine Borussia Dortmund’un kadrosunda yer alan Niclas Füllkrug, Gregor Kobel, Marcel Sabitzer, Jadon Sancho, Karim Adeyemi ve Sébastien Haller gibi isimler de Alman takımının finale bir adım yaklaşmasında büyük pay sahipleri. Şunun altını çizmemde fayda olduğu kanaatindeyim. Borussia Dortmund finalde olsa da olmasa da, takımın bazı yıldızları muhakkak yüksek bonservis ücretleri ile soluğu İngiltere, İspanya ya da İtalya’da alacak. Çünkü yıldız avcıları, final maçını bekliyorlar. Haziran ayı başında imzalar atılmasından kimsenin şüphesi olmasın. Borussia Dortmund şimdiden Julian Brandt için 40 milyon avro bonservis belirlemiş durumda. Şayet finalde de oynarsa bu rakam 60 milyonu bile bulur.
YAŞINDAN BÜYÜK TOP OYNAYAN JAMAL MUSIALA
Şampiyona da dikkat çeken isimlerden bir diğeri de Bayern München’den Jamal Musiala. 21 yaşındaki genç yetenek turnuvanın en başarılı oyuncuları arasında yer almayı başardı. Hele Real Madrid ile oynadıkları yarı final maçındaki performansı da büyük alkış aldı. Gelelim turnuvanın en gözde oyuncularına. Tabii ki bu oyuncuları her takım kadrosunda görmek ister. Ancak almak içinde bir servete ihtiyaç var. Bana göre Şampiyonlar Ligi’nin diğer karizma oyuncularının üçü de İspanya devi Real Madrid’de. Vinicius Júnior, Jude Bellingham ve Rodrygo bu yıl gözlerdeki pası silen oyuncular arasında yerini aldı. Özellikle Brezilyalı yıldızlar Vinicius Júnior ve Rodrygo yaşları itibariyle Real Madrid formasıyla daha pek çok kupayı kaldıracak potansiyele sahip.