(The Turkish Post) – KAMİL ASLAN
Trabzonspor Teknik Direktörü Şenol Güneş, önceki gün basın mensuplarının karşısına çıktı. Devre arasında yürütülecek transfer politikası ve takımın son durumu hakkında değerlendirmelerde bulundu. Yanında da Yönetim Kurulu üyesi Zeyyat Kafkas vardı.
Ben onları ekranda izlerken iki şey dikkatimi çekti. Birincisi Şenol Güneş, takımın bu durumda olmasından ve anlaşma imzaladığından dolayı çok pişman. Çünkü hocaya imza attırırken, yönetim kurulu ciddi sözler vermişti. Geldiği dönemde her ne kadar transfer dönemi bitmiş olsa da, devre arasında istediği bütün yıldızları getirecekleri yönünde güvence vermişlerdi. Deneyimli hoca da, verilen sözlere itimat etmiş olmalı ki imzayı basmıştı. Diğer dikkatimi çeken konuysa sayın Kafkas’ın söylediği sözlerdi. Devre arasında takımın finansal bütçesine göre hareket edeceklerini söyledi. O sırada Güneş hoca adeta dondu kaldı. Çünkü bu sözün tek bir anlamı var: O da Trabzonspor’un hiçbir transfer politikasının olmadığı ve düşük bütçeli oyuncuların kadroya alınacağı. Aksi durumda hiçbir oyuncu, düşük maaşlarla devre arasında bir takıma imza atmaz. Neticede sezon sonunda imza parası gibi değerli bir rakamı kimse kaçırmak istemez.
Geçen yazımda Başkan Ertuğrul Doğan’a âcizane bir seslenişte bulunmuştum. Trabzon medyasından biraz uzak dursun diye. Sebebi çok açık. Bazı gazeteciler Başkan Doğan’a adeta yaranmak için bazı transfer dedikodularını yaymaya devam ediyorlar. Ancak bu adım hem takıma zarar veriyor, hem de ismi yazılan futbolcu apar topar elden kaçıyor. Örneğin; Rey Manaj, Yari Verschaeren, Oleksandr Zubkov, Júnior Santos, Samuel Chukwueze ve Vítor Tormena gibi yıldız isimlerin takıma dahil olabileceği yazıldı. Sonrasında ne mi oldu? Bu oyuncuların hepsi başka takımlara imza attı. Bu işin tek bir açıklaması var: O da iş bilmezlik. Başka izahatı yok. Şayet hocaya söz verilmişse, devre arasına kadar bazı oyunculara en azından ön protokol imzalatılması gerekiyordu. Gerekirse piyasa şartlarının üzerinde bir anlaşma karşılığında. Çünkü devre arası en zor transfer dönemidir. Hiçbir akıllı oyuncu, ciddi bir sorun yaşamadığı müddetçe, ara dönemde takımından ayrılmak istemez. Tek bir gerekçesi olabilir anlaşma için: O da aldığın maaşın kat be kat üzerinde bir maaş teklifinin gelmesi gerekir.
KİMSE ŞENOL GÜNEŞ’İN YERİNDE OLMAK İSTEMEZ
Ben sadece Trabzonspor taraftarına ve Güneş hocaya üzülüyorum. Kurt hoca aylardan beri kendini heder ediyor adeta. Takımı düştüğü çukurdan kurtarmak için. Onun dışında yönetimin ciddi bir gayretinin olduğunu düşünmüyorum. Olmuş olsaydı Zeyyat Kafkas, hocanın gözlerinin içine bakarak o sözleri söylemezdi. Bu politik yanlışların hedefinde şüphesiz, Trabzonspor Başkanı Ertuğrul Doğan ve yönetimi var. Çünkü yönetimin özellikle transfer politikaları ve yönetim kararlarında ciddi sorunlar bulunuyor. Öncelik transfer politikası haliyle. Ertuğrul Doğan döneminde Trabzonspor, 30 oyuncu transferi için yaklaşık 34 milyon Euro harcadı. Ancak, bu transferlerin birçoğu beklenen performansı sergileyemedi. Bir çoğu demek doğru değil aslında! Hiçbiri desek daha mantıklı olur. Ne yazık ki, transferlerin hepsi büyük bir fiyasko çıktı. Avrupa’nın başka bir takımında yaşansaydı bu rezalet, transferde imzası olan herkes kapı dışarı edilirdi. Ne yazık ki, Türkiye’de işler öyle yürümüyor.
Özellikle yabancı oyuncu transferlerinde yaşanan sorunlar, kulübün finansal yapısını olumsuz etkiledi. Transfer bedelleri, maaşlar ve fesih için ödenen milyonlarca Euro, takımın büyük mali planlarını ters yüz etti. Buna rağmen hala yönetim, pembe tablo çizmeye çalışıyor. Benden acizane söylemesi, devre arasında bütçeden kimse yıldız oyuncu beklemesin. Kaldı ki, sözleşmesi devam eden yabancı oyuncu sorunu çözülmeden yeni isimler de eklenemez. Dediğim gibi; siz Bankalar Birliği’ne borcu olmayan tek takım reklamlarına çok kulak kabartmayın. Sonuçta burası için gerekli kaynaklar da, borsadaki küçük yatırımcıdan toplandı haliyle. Kazın ayağı hiç de göründüğü gibi. Aksi durumda transfer bütçesi güçlü olsaydı, birkaç yabancı oyuncu için 300-500 bin Euro pazarlığı yapılmazdı.
Her ne kadar kulüp şeffaf yönetiliyor gibi gözükse de, gerçek öyle değil. İçeriden aldığım duyumlar da bu yönde. Takımda para sadece Başkan Doğan’da var. Onun dışında kimse elini taşın altına koymuyor, koyamıyor. Hal böyle olunca Başkan da paranın gücünü kullanıp, kararları hemen alıyor! Bundan dolayı, yönetim kurulundaki üyeler, başkanın kararlarına yeterince müdahil olamıyor. Yetki tek elde toplanıyor. Yönetim şayet, finansal sürdürülebilirlik ve şeffaflık konularında gerekli adımları atmadığı müddetçe, kulübün geleceği açısından büyük sorunların baş göstermeyeceğini kimse garanti edemez.
BÜYÜK TAKIMLARI MENAJERLER YÖNETİYOR
Gelelim sorunların kaynağına. Maalesef Trabzonspor başta olmak üzere, bazı takımların bütün planlamasını bazı menajerler yapıyor. Bunların takımlardaki yöneticilerle bazı yakın ilişkileri mevcut. Ne demek istediğimi aslında Beşiktaş’tan olaylı bir şekilde istifa eden Samet Aybaba açıkça ifade etti. Ne yazık ki, bazı açgözlü yönetici ve yönetim kurulu üyeleri, takımların yapacakları transferlerde, menajerlerle dirsek teması kurarak açıktan komisyon alıyor. Bu sayede piyasada iş yapamayan, artık futboldan ümidini kesmiş oyuncular, büyük takımların kadrosuna dahil ediliyor. Birkaç yıllık anlaşmalarla da, ceplerini dolduruyorlar kısacası.
Avrupa’da da benzer vakalar yok değil tabii ki. Takım yönetimleri bunun önüne geçmek için Scout denilen özel bir izleme ekibi kurmuş. Bu ekip, dünyayı adım adım gezerek, gelecek vadeden yıldızları kadrosuna katıyor. Bu yöntemle takımlar, hem menajerlerin ağına düşmemiş oluyor, hem de başarı halinde oyuncu satışından milyonlarca Euro kazanıyor. Dortmund, Benfica, Porto, Leipzing, Barselona ve Arsenal bunun en güzel örnekleri ile dolu. İşte Bordo Mavili takımın asıl sorunu burada. Ne izleme ne de takip merkezi olmadığı için, takım menajerlerin akınına uğruyor. Her gün bir kişi, elindeki CD ile oyuncusunu takıma satmak için mücadele veriyor. Basına düşen bazı isimleri gördüğümde, takımın ciddi bir sorunla karşı karşıya kaldığını fark etmemek mümkün değil.
Trabzonspor, yarından tezi yok, gelecek sezon için Scout ekibini kurmalı. Bu yıl artık geçti gitti. Bütün taraftarlar takım ligden düşmesin diye dua ediyor. En azından Güneş’in takımı ligde orta seviyede tutması için birkaç kritik alımla bu işi kısa vadede çözebilir. Şayet hafta içinde ciddi bir adım atılmazsa, piyasada alacakları bir oyuncu da kalmayacak. Bizden uyarması.