(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Milli Görüş’ün partisi Saadet ‘ak saçlıların’ yönetimi altındaydı. Çünkü parti yönetimi, saçı pamuğa dönmüş ve seyrelmiş isimlerden oluşuyordu. Kimdi bunlar? Erbakan’la siyaset yapmış kadroydu. Bir kısmı belki de birçoğu AK Parti’ye gidememiş veya kabul edilmemişlerdi. Partinin başında düne kadar ‘liderlerin en yaşlısı Temel Karamollaoğlu’ vardı.
Temel Karamollaoğlu ‘altılı masanın’ etkin üyelerinden biriydi. İçeriden ve dışarıdan bütün baskılara rağmen AK Parti’ye yanaşmadı. Erdoğan’ın karşısına geçti. Eminim ki Erdoğan’ın canını en çok acıtan eski mahallesinden yani Saadet’ten gelen eleştirilerdi. Oğuzhan Asiltürk’le Saadet’e operasyon yapmaya kalktı fakat Asiltürk’ün ömrü vefa etmedi.
Kemal Kılıçdaroğlu ‘cumhurbaşkanı adaylığını’ Saadet Partisi’nin ev sahipliği yaptığı toplantıda açıkladı. Meral Akşener’in masadan kalkıp sonra döndüğü toplantının sonunda Kılıçdaroğlu’nun hemen yanı başında Temel Karamollaoğlu yer alıyordu. Karamollaoğlu’nun tavrı, AK Parti’den çok eleştiri aldı. AK Partililer, eşinin İngiliz olmasını bile dillerine doladı.
Saadet Partisi CHP listelerinden Meclis’e 9 milletvekili göndermeyi başardı. Saadet’in boşalttığı alanı Fatih Erbakan’ın Yeniden Refah Partisi doldurdu. YRP konjonktürü çok iyi kullandı. Saadet’in Meclis’te temsil edilmesi siyasete ayrı bir hava kazandırdı. Genel Kurul kürsüsünden verdiği sese AK Parti tahammül etmekte zorlandı.
Kocaeli milletvekili Hasan Bitmez’i demokrasiye kurban verdi. Bitmez kürsüde konuşurken fenalaştı ve düştü, bir daha da kalkamadı. Başta Özlem Zengin olmak üzere AK Partili isimlerin bu vahim olay karşısındaki arsız söz ve tavırları siyaset tarihindeki yerini aldı. Bitmez, Sezai Karakoç’un ‘Siz sanıyorsunuz ki biz sussak mesele kalmayacak…’ şiirsel metnini okuyordu.
Belki oy oranı düşük ama Türkiye’nin her seçim bölgesinde tabelası ve tabanı olan köklü bir parti. Fakat ‘değişimi’ sağlayamamış ‘gençlerini yukarıya taşıyamamış’ bir partiydi. O gençlerin bir kısmı pasif de olsa Saadet’in çatısı altında bulunmaya devam ederken bir kısmı diğer ‘kardeş partilere’ savruldu. Yani Yeniden Refah ve AK Parti’ye…
Hafta sonu ülkenin dört bir yanından gelen partililerin katılımıyla büyük kongresini yapan Saadet ‘devrim niteliğinde’ değişime imza attı. Temel Karamollaoğlu koltuğunu Kayseri milletvekili Mahmut Arıkan’a bıraktı. İstişare ile belirlenmiş, kazanmasına kesin gözüyle bakılan adaydı. Delegelerin büyük çoğunluğunun da oyunu aldı.
Baktım saçlarına simsiyah, yaşı 47. Belki de en genç liderlerden biri. Ak saçlıların oğulları değil, torunları kuşağından. Oğullar ara kuşak oldu. Fakat ‘torunlar’ iş başına geldi. Radikal bir değişim değil mi? Ak saçtan siyah saça… Dededen toruna… Sanıyorum bu değişimden oğullar da memnundur. Sonuçta kendi çocukları…
Temel Karamollaoğlu veda ederken ‘etkili konuşma’ yaptı. Baştan sona okudum, hem duygusaldı, hem de siyasi… AK Parti iktidarını eleştirirken şunları söyledi; ‘Netanyahu ile el sıkışmakta beis görmeyenler Sayın Kılıçdaroğlu ile el sıkıştık diye bize demediklerini bırakmadılar. Şimon Peres’i Meclis’te alkışlatıp, İzhak Herzog’u Saray’da ağırlayanlar millet için bir araya gelen altılı masa için demediklerini bırakmadılar…’. Karamollaoğlu’nun sözleri partilileri heyecanlandırdı ve salon ‘Katil İsrail, işbirlikçi AKP’ sloganlarıyla inledi.
Kongreyi izlemek için davetli olarak gelen AK Parti temsilcileri yaşadıkları bu manzara karşısında salondan ayrıldı. Kongreler siyaset mekanlarıdır. Eleştiri gayet doğal. AK Partililerin tahammülsüzlüğünü anlamak zor. AK Parti temsilcileri ne bekliyordu ki… Politikalarına övgü mü?
Saadet’te gençleşen sadece ‘lider’ değil. GİK listesi de genel başkan gibi gençlerden müteşekkil. Ak saçlılar sadece sembolik olarak var. Partinin yükü gençlerin omuzlarında. Bu gençlik aşısının Saadet’e dinamizm ve hareket getireceği muhakkak. Türk siyasetinin ciddi bir muhalefet sorunu var. ‘Saadet’in sesi’ topluma ulaştıkça çoğalması ve büyümesi sürpriz olmaz. En ciddi alternatiflerden biri olmaya aday.
Kongre sürecinde adaylar AK Parti ile ilişkiler üzerinden yorumlandı ve komplo teorileri üretildi. Mahmut Arıkan bazı çevrelerin söylediği gibi AK Parti’nin uzantısı olacak bir isim değil. Arıkan ve arkadaşları AK Parti’nin politikalarına ortak olmamakta kararlı. Yeni genel başkanın verdiği mesajlar de hep bu yönde.
Şu sözler Arıkan’ın; “Yakın tarihimizin en badireli dönemlerini yaşıyoruz, hepimizin omzunda ciddi yükler var. Saadet Partisi teşkilatlarımız ile çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Birkaç gün sonra tüm illerimizde çalışmalarımıza başlayacağız. Çok yakın zamanda seçim olacakmış gibi hep beraber omuz omuza vereceğiz, en güzel zaferleri birlikte yaşayacağız.”
Saadet’teki devrim niteliğindeki değişim ve dönüşümün Türk siyasetini derinden etkileyeceğini söylemek abartı olmaz herhalde.