(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Meral Akşener’in istifasının ardından İYİ Parti olağanüstü kurultayını yaptı, 4 adayın yarıştığı kongrede ipi Müsavat Dervişoğlu göğüsledi. Seyircilerin alınmadığı kurultay heyecanlı seçime sahne oldu. Final turuna Dervişoğlu ile Koray Aydın kaldı. Aydın teşkilatçı özelliği ve deneyimine rağmen kaybetti. Kazanan Akşener’in işaret ettiği aday Dervişoğlu oldu.
Akşener kurultayda veda konuşması yaptı ve partililere duygusal mesajlar verdi: ‘Haksız olduğumuz için değil söz verdiğim için bıraktım. Başarısızlığı ben aldım artık başarıyı sizler yakalayacaksınız. Bedeli ben ödedim artık hesabı siz tutacaksınız’.
Hem İYİ Parti’de hem de Türk siyasetinde Meral Akşener dönemi kapandı. Son cümleyi tereddütlü yazdım, ‘kapandı mı?’ diye sormak lazım aslında. Akşener istifa sözü verirken ‘Siyasetin s’si ile bile igilenmeyeceğim’ dedi. Ama öyle olmadı. Gözü arkada kaldı. Yerine gelecek ismin belirlenmesinde kilit rol oynadı. Dervişoğlu’nu aday olarak çıkardı ve el altından destekledi. Dervişoğlu’nun, Koray Aydın’ı saf dışı bırakmasının sebebi Akşener faktörü…
AKŞENER’İN RUHU İYİ PARTİ’DE…
Akşener’in cismi gitti ama ruhu İYİ Parti’de duruyor. Dervişoğlu ‘emanetçi’ bir başkan. Akşener dönmemek üzere değil günün birinde geri gelmek üzere gitti. Kurultaydan çıkan en önemli sonuç bu. Dervişoğlu Akşener’in gölgesinde siyaset yapacak. Güçlü bir genel başkan olmayacak. Olamayacak. İnisiyatif almakta zorlanacak.
Türk siyaseti ‘emanetçi’ başkanlara alışıktır. Fakat seçmen ‘koltuğa emaneten oturanlara’ sempati ile bakmaz. Dervişoğlu ile seçim kazanılabilir mi? İktidar hayalleri kurulabilir mi? Şu ana kadar ki siyasetteki varlığına bakıldığında bu yönde bir ışık verdiğini söylemek mümkün değil.
Dervişoğlu kazandıktan sonra sıcağı sıcağına verdiği ilk mesajda ‘Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’ dedi. Yeni ne olacak? Politikalar mı değişecek yoksa kadrolar mı? Akşener’in yapamadığı merkez açılımını kendisinin yapacağını mı düşünüyor acaba?
Nasıl bir başlangıç yapacak? Partideki dağılmayı durdurabilecek mi? Gidenlerin tekrar geri dönmesini sağlayabilecek mi? Cumhur ittifakı ile muhalefet bloku arasında İYİ Parti’yi nereye konumlandıracak? Hepsinden önemlisi bu kadar köklü politikaları üretmeye gücü yeter mi?
DERVİŞOĞLU İLE ‘YENİ BİR DÖNEM’ BAŞLAR MI?
Sorular çok… Ben İYİ Parti’de ‘yeni bir dönem’ veya ‘taze başlangıç’ gerçekleşeceğine pek ihtimal vermiyorum. Dervişoğlu’nun siyasi geçmişi dikkate alındığında ‘İkinci MHP’ görüntüsünü değiştirmesi zor. İYİ Parti’nin MHP’den farkı ne olacak? İstifaların ardından partide ağırlıklı olarak geçmişte MHP’de siyaset yapan isimler kaldı.
Belki kısa dönem siyasette İYİ Parti 38 milletvekili ile denklemlerin içinde kendine yer bulabilir. İktidara yakın durursa yeni anayasa çalışmalarında AK Parti’nin elini güçlendirir. Fakat uzun dönemde varlığını riske atar ve iktidarla birlikte kaybeden partilerden biri olur.
Dervişoğlu’nun, İYİ Parti’yi konumlandıracağı yer bu açıdan çok önemli. Dervişoğlu’nun siyasi düşüncesine bakıldığında İYİ Parti’yi merkeze açması ve kadrosunu zenginleştirmesi kolay görünmüyor. Mevcutu koruması başarı olarak kabul edilir. Koruyabilir mi? Bu sorunun cevabı iktidar ve muhalefet bloku arasında nerede duracağına bağlı. Bütün mesele bu noktada kilitleniyor.
Neresinden bakılırsa bakılsın ‘emanetçi başkanla’ yeni bir başlangıç yapmak ve partiyi derleyip toparlamak mümkün değil. Dervişoğlu Akşener’in yörüngesinden kolay çıkamaz. Ve iktidar ile muhalefet bloku arasında bocalar durur. Bu kafa karışıklığı parti tabanını olumsuz etkiler ve büyümesini engeller.