(The Turkish Post) – HALİS GÜL
“Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır.” (Cum’a, 62/9)
Değerli Müslümanlar!
Bu mübarek günde, dikkat etmemiz gereken diğer bir husus ise Cuma hutbesidir. Hutbe, minberden ümmete sesleniştir. Müminlere nasihat, hatırlatma ve uyarıdır. İmana, irfana, ahlaka davet; hakikate çağrıdır. Hutbe aynı zamanda Cuma namazının bir şartıdır. Tıpkı namaz gibi hutbe de bir ibadettir.
Hutbe okunurken huşû içinde, sessizce ve can kulağıyla hatibi dinlemek dini bir gerekliliktir. Hutbe esnasında yanındakiyle konuşmak ya da cep telefonuyla uğraşmak, hutbenin özünden uzaklaşmaya, sevabından mahrum kalmaya sebep olur. Üzülerek ifade etmek gerekir ki ibadetin ruhuna aykırı söz konusu davranışlar cemaatimiz arasında gittikçe yaygınlaşmaktadır. Hâlbuki Resul-i Ekrem (s.a.s) hutbe esnasında yanında konuşan arkadaşını ikaz etmeyi dahi hoş karşılamamış ve bu konuda ümmetini şöyle uyarmıştır: “Cuma günü imam hutbe okurken konuşan arkadaşına ‘Sus!’ bile desen, hatalı bir iş yapmış olursun.”
Bu satırlar, Diyanet’in sitesindeki ‘Cuma namazı ve adabı’ bölümünden..
***
10 KASIM 2023 CUMA GÜNÜNE DENK GELMİŞTİ
10 Kasım 2023 tarihi Cuma gününe denk gelmişti. Cuma hutbesinde, ölüm yıl dönümü olan Atatürk’e yer verilip verilmeyeceği merak ediliyordu. Resmî hutbede Atatürk’ün ismi geçmiyordu. “Azim ve gayret sahibi bir mü’min olabilmek” başlıklı hutbenin sonunda şöyle deniliyordu:
“Bizlerin azim ve gayretiyle başta Filistin’deki kardeşlerimiz olmak üzere bütün mazlumların yüzü gülecektir; hüzün, yerini sevince bırakacaktır. Zira inancımız, bize bu görevi yüklemekte; insanlık, bizden bunu beklemekte; tarihimiz, bizi buna davet etmektedir… Nitekim böyle bir sorumluluk bilinciyle çalışan şanlı ecdadımız, aziz şehitlerimiz ve kahraman gazilerimiz, bu toprakları bize vatan kılmak için var gücüyle gayret gösterdiler. Nice başarılar elde ettiler. Her birini rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Mekânları cennet, makamları âlî olsun. Unutmayalım ki, Rabbimiz, azim ve gayretle çalışan hiçbir kulunun emeğini asla zayi etmeyecektir.”
Atatürk’ün ismine yer verilmemesi -az sayıda olsa da- kimi camilerde tepkiyle karşılandı. Resmî hutbenin dışına çıkıp Atatürk’ün ismini anan bir cami ve imamına tepki gösteren bir genç ise Türkiye gündemine oturuyordu.
İstanbul Gayrettepe’de, 10 Kasım 2023 günü Cuma namazı hutbesinde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e dua edilmesine tepki göstererek camiden çıkan ve sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımla Atatürk’e ve ona dua eden imama hakaret eden 20 yaşındaki Ahmet Bostancı, oluşan tepkiler sonrası, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderildi.
20 Aralık 2023 günü ilk kez hakim karşısına çıkan tutuklu sanık Ahmet Bostancı, “Ben hutbede, Mustafa Kemal Atatürk anması olmamasına rağmen imam, ‘ruhuna Kur’an okuyalım’ deyince sinirlenip video çektim. Video tanınınca benim eski paylaşımlarımı da irdelemeye başladılar ve hakaret içerikli paylaşımlar oradan çıktı” dedi.
‘İSLAM GÜZEL AHLAKA DAYALIDIR, ÇOK PİŞMAN OLDUM’
Sonradan pişman olup hakaret yazı ve videolarını sildiğini aktaran Bostancı, “Bir anlık öfkeyle böyle bir yazı yazdım. Bütün olay videoyu paylaştıktan sonra oldu. 300 takipçim vardı. Videodan sonra 4 bin 500 takipçim oldu. Sonrasında pişman olup hesabımı kapattım. Ben bu hareketlerin İslam dininde de kabul görmeyeceğini biliyorum. İslam güzel ahlaka dayalıdır. Bu yüzden çok pişman oldum. 20 yaşındayım. Sosyal hayatıma devam etmek istiyorum.” dedi.
56 gün hapis yatan Bostancı, ikinci duruşmada tahliye edildi. Bostancı hakkında tahliye kararı verilmesinin ardından mahkemenin önünde “Yaşasın şeriat” sloganları atıldı, tekbir getirildi. Tahliyeden sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, Bostancı’yı “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçundan 3 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırdı.
***
ÇANAKKALE ZAFERİ ANLATILIRKEN ATATÜRK’ÜN İSMİNİN GEÇMEMESİ
17 Mart 2023 günü ise Bursa Nilüfer’de bulunan Ali Rıza İnak Camisinde Cuma hutbesinde imam Diyanet’ten gelen hutbeyi okudu. Çanakkale Zaferi anlatılıp Mustafa Kemal’den bahsedilmeyince bir kişi itiraz etti. Vatandaş, “Atatürk’ü neden anmıyorsunuz, Çanakkale’de Atatürk çok önemlidir, her hafta aynı olay yaşanıyor” diyerek bağırınca cami karıştı. Cemaatten bazı kişiler, vatandaşa saldırarak camiden çıkarttı. Camiye polis gelmek durumunda kaldı.
***
ALİ ERBAŞ’IN ‘ATATÜRK KENDİSİ İSTEMEDİ’ BİLGİSİ YANLIŞ
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, 27 Mart 2022 günü Sözcü Gazetesi’nden Saygı Öztürk’e yaptığı açıklamada Atatürk’ün hutbelerde isim anılmamasını kendisinin istediğini ileri sürmüştü.
Diyanet Reisi, bu yorumunu Atatürk ve dönemin bakanlarının imzasını taşıyan 5 Mart 1924 tarihli kararnamedeki “Bundan sonra camilerde hutbelerde şahıs ismi söylemeksizin ‘millet ve cumhuriyetin kurtuluşu için’ dua edilmesi karar kılınmış ve bu kararların bütün vilayetlere İçişleri Bakanlığınca tebliğ edilmesi için havale edilmiştir.” ifadelerine dayandırmıştı.
Ancak tarihçiler Erbaş’ın bu yorumunu hatalı bulmuştu. Tarihçi Sinan Meydan şu açıklamayı yapmıştı: “Cuma hutbelerinde şahıs ismi söylenmeksizin Milletin ve Cumhuriyet’in kurtuluşu için dua edilmesi” konusunda 5 Mart 1924 tarihinde çıkartılan ve Atatürk ile hükümet üyelerinin imzalarının bulunduğu Bakanlar Kurulu Kararı, Atatürk’ün isminin hutbelerde zikredilmemesi odaklı değil, hilâfetin kaldırılmasının akabinde hutbelerde (dua bölümünde) halifenin yerine herhangi bir ismin zikredilmemesi odaklı. Mezkûr kararnamede Atatürk’ün hutbelerde özellikle kendi adının zikredilmemesini istediği yönünde bir ibare yer almıyor.”
***
İSMİ ZİKREDİLMEMESİ İSTENEN ATATÜRK DEĞİL ABDULMECİT EFENDİ!
Tarihçi Murat Bardakçı ‘da Erbaş’a tepki göstererek, “İsmi zikredilmemesi istenen Atatürk değil Halife Abdulmecid Efendi’dir” dedi. Bardakçı, Habertürk’teki yazısında konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı: “Diyanet, söz konusu kararnamenin çıkartılma sebebini, yani kararnamede zikredilmemesi istenen ismin Mustafa Kemal’in değil Halife Abdülmecid Efendi’nin ismi olduğunu bildiği halde kararnameyi ‘Atatürk böyle istemişti, onun arzusunu yerine getiriyoruz’ gibisinden bir savunma vâsıtası gibi göstererek kullandı ise, vaziyet hayli vahimdir!”
***
‘DOĞAYI SEV, YEŞİLİ KORU!’ HUTBELERİ
Cuma hutbesi tartışmaları sadece Atatürk konusuyla ilgili olmuyor. Bundan önceki dönemlerde de hutbelerin konuları yönüyle tepki topluyordu. Muhafazakâr kesim uzun yıllar cuma hutbelerinin ‘yavan’ olmasından yakındı. Hutbelerdeki “Doğayı sev, yeşili koru, trafik kurallarına uyalım, kurban derilerini Türk Hava Kurumu’na verelim” türü mesajlar uzun yıllar dalga konusu oluyordu. AK Parti döneminde ise hutbelerin iktidara göre şekillenmesi dikkat çekiyor.
Merhum Süleyman Demirel’in meşhur sözüdür: Camiye, kışlaya, okula siyaseti sokmayın! Ancak günümüzde bu üç kurum da siyasete bulaşmakla itham ediliyor. Özellikle camilerde siyasi imalar sıkça gündeme geliyor.
***
TWİTTER YASAĞINA HUTBE İLE DESTEK
20 Mart 2014 tarihinde Türkiye’de twitter’a yasak gelmiş, yasak cuma hutbesine de girerek onaylanmıştı. O hafta camilerde okutulan ‘Hürriyet ve mesuliyet’ başlıklı hutbede, özgürlüklerin kısıtlanabileceğine dair mesajların yer alması vatandaşlar tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Sosyal medya ‘tahribat merkezi’ olarak nitelenirken, isim belirtilmeden iktidara destek çağrısı yapılmıştı. Hürriyet kavramı üzerinde de durulan hutbede, yasaklamaların hürriyeti kısma anlamına gelmeyeceği savunulmuştu.
***
ELİAÇIK: KENDİLERİNE BİÇİLEN ROLÜ OYNUYORLAR
24 Kasım 2019’da ekonomik sorunlar nedeniyle ‘intihar’ vakalarının arttığı dönemde Diyanet’in ‘Musibetler karşısında mü’minin tavrı’ hutbesi de siyasi bulunmuştu. “Hayatın akışı içerisinde her birimizin yaşadığı zorluklar, çile ve kederler, maddi ve manevi sıkıntılar olması mukadderdir” denilen açıklamada, “Bu dünya, adı üstünde, ‘imtihan dünyasıdır’. Başa çıkmak için uğraştığımız imtihanlardan çok daha fazlasını Resûlullah yaşamıştır” ifadelerine yer verilmişti.
İlahiyatçı İhsan Eliaçık, söz konusu hutbeyi “Diyanet’in Türkiye’deki görevi vatandaşların itiraz etmelerine mani olmak” şeklinde yorumlamıştı. Eliaçık, “Anayasa’da Diyanet’in görevi İslam konusunda vatandaşları aydınlatmaktır. Burada bir aydınlatma göremiyoruz. Bir taraftan hükümetin lehine fetva veriyorlar. Diğer taraftan hükümeti zor durumda bırakacak durumlar söz konusu olunca da halkı yatıştıracak, onları uyuşturacak, sakinleştirecek teskinler yapıyorlar. Halkı din ile yatıştırma rolünü üstleniyorlar. Diyanet yurttaşları, İslam konusunda aydınlatılacaksa Kur’an-ı Kerim’deki ‘Kimseye zulmetmeyiniz ama zulme de razı olmayınız’ sözlerini de söylemeleri lazım.” diye konuşuyordu.
***
GÖÇMEN KARŞITLIĞI ARTINCA ‘YABANCI DOSTU’ HUTBE
Diyanet, göçmen sorununa karşı tepkilerin arttığı bir dönemde (1 Eylül 2023) ‘yabancı dostu’ hutbe verdirdi. Bilal-i Habeşi örneği verilen ve hadis ile ayetleri alıntılayan Cuma Hutbesi’nin ana fikrini “yabancılar ile iyi geçinmek” oluşturdu. Hutbede “Kur’an-ı Kerim’i kendisine rehber edinen bir mümin, suçun şahsiliği ilkesini unutmaz. Aile, etnik köken, inanç ve mezhep gibi aidiyetleri kötülük işleyenle bir tutmaz. İşlenilen suçu genelleştirerek hiçbir masum cana kıymaz.” ifadelerine yer verildi.
***
‘SİZİ BİRAZ KORKU VE AÇLIKLA SINAYACAĞIZ’ AYETİNİ HATIRLATMAK
Ekonomik sıkıntılar düzelmelip artmaya başladıkça, hutbeler de ona göre şekilleniyordu. 26 Şubat 2021’de Diyanet’e bağlı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce hazırlanıp 81 ildeki camilerde okutulan Cuma hutbesinin konusu ‘Zor zamanlarda maneviyatımızdan destek almak’ olarak belirlendi.
Hutbede “Hayatımız boyunca pek çok sıkıntı, keder ve musibetle karşılaşırız. Sonuçları ne olursa olsun başımıza gelen her olay, dünya imtihanının bir parçasıdır… Nitekim Cenâb-ı Hak bir ayet-i kerimede şöyle buyurmaktadır: ‘Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele!.. Müslüman isyan ve taşkınlıkla değil, teslimiyet ve sekînetle hareket etmelidir.” ifadeleri kullanıldı.
***
PROPAGANDA DİNLEMEMEK İÇİN CAMİYE GİTMEYENLER VAR
İlahiyatçı Cemil Kılıç Türkiye’de kılınan cuma namazları ve okunan hutbelerin İslami bir ritüelden ziyade politik bir ritüel olduğunu savunuyor. Kılıç, hutbelerin mahiyetinin değişmesinden ötürü son yıllarda bir kesimin Cuma namazına gitmediğini söylüyor: “Özellikle Ak Parti seçmeni olmayan cami cemaatinin bir kısmı artık Cuma namazlarına gitmemeyi tercih ediyor. Siyasi propaganda dinlemek istemiyorlar. Mesela ben günlük namazlarımı kılıyorum ama cuma namazı için yıllardır camiye gitmiyorum.”
***
***