(The Turkish Post) – HALİM YILMAZ
Üzülerek söylemem gerekiyor ki Türkiye artık bir suç cenneti haline geldi. Ya da birileri yıllar içerisinde kasıtlı olarak bunu yaptı. Neden mi? Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı’nın (INTERPOL) kırmızı listede aramaya koyduğu onlarca suç grubu lideri Türkiye’de yakalanıyor. Sırp, Macar, Rus, Hollandalı ve Afrikalı onlarca suç örgütü mensupları Ali Yerlikaya, İçişleri Bakanlığı koltuğuna oturur oturmaz yakalandı. Bunların teknik ve fiziki takibi birkaç yıl içinde yapılmadı maalesef. Bir önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu döneminde onların çoğuna vatandaşlık verildiği de ortaya çıktı. Ancak eski Bakan Soylu hiçbir şey yokmuş gibi sokaklarda gezmeye devam ediyor. Hatta eleştirilere o kadar kızıyor ki, Sayın Cumhurbaşkanı’na çıkıp serzenişte bile bulunuyor. O zaman insan soruyor: Biz bu b… neden yedik? Hem ülkenin her noktasını suç gruplarına teslim ettik, hem de INTERPOL nezdinde hiçbir itibarımız kalmadı.
Neden mi bunları yazmak zorunda hissettim. Artık sokakta hiç kimse güvende değil. Polis olsanız da, asker olsanız da. Hatta beylik tabancanız belinizde asılı dursa da. Şimdi sosyal medya üzerinden genç bir kardeşimizin fotoğrafına bakıyorum. Daha hayatının baharında gencecik bir kardeşimiz. Çünkü ben onun ağabeyi yaşındayım. Şimdi gözüm yaşlı masum kızımızın hayallerini tasavvur ediyorum. Ailesi zor şartlar altında bir üniversite okutmuş. İstediği bölüme ataması yapılmadığı için de kızımız haliyle polis olmaya karar vermiş. Ne yalan söyleyeyim. Polislik üniforması ona pek yakışmış. Ancak hayatının daha ilk yıllarında bir suç makinesi karşısına çıkmış. Belki tecrübe eksikliği ya da bir anlık panikle kurşunların hedefi olmuş genç kızımız. İnşallah şehitlik mertebesine yükselir. Ruhu şad olsun kardeşimizin.
Şimdi ben İstanbul Ümraniye’de şehit düşen polis memuru Şeyda Yılmaz’ın yasını tutarken, bir yandan da İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya bazı uyarılarda bulunmak isterim. Baştan söyleyeyim, Sayın Yerlikaya kaliteli bir bürokrattır. Bakanlığın pek çok biriminde görev yaptığı için bürokrasiyi az çok bilir. Ancak son dönemde yaşanan bazı olaylardan hem kendisi hem de ekibi ders çıkarmak zorunda. Çünkü birileri Yerlikaya’nın altını oymaya başladı bile. Neden mi? Birkaç haftadır Diyarbakır’da meydana gelen ve 8 yaşındaki masum bir kız çocuğunun katilini devlet hâlâ bulamadı. Soruşturmayı Jandarma yaptığı için sürecin olumsuz yürümesi Yerlikaya’nın hanesine eksi olarak yazılacak.
Devamında Ankara eski Emniyet Müdür Yardımcılarının organize suç gurubundan rüşvet alması gerekçe gösterilerek meslekten ihraç edilmesi de kendi biriminde yaşandı. Son olarak İstanbul’da genç bir kızımızın şehit olmasının da faturası ona ve ekibine çıkarılacak. Ancak Sayın Yerlikaya, bunlarla ilgili hemen adım atmazsa, bu zafiyetler artarak devam edecek. Sanki emniyet, jandarma ve İçişleri Bakanlığı’nda bir zafiyet varmış gibi gösterilecek. Kaldı ki, hemen bakanlık ve kadroları eleştirilmeye başlandı bile. Bu işlerin doğasında vardır. Nasıl ki başarı lidere etki ederse, başarısızlık halinde de ilk fatura lidere kesilir.
BAKAN NEŞTERİ VURMALI
Bu açıdan Ali Yerlikaya, teşkilatı yeniden uyandırmalı. Demek ki, bazı noktalarda aksayan bazı zafiyetler var. Neden mi diyorum? Polis memurunun şehit olduğu günün sabahında İstanbul İl Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın kebapçı açılışında olduğuna dair görüntüler paylaşıldı. Belki polis memuru şehit olmamış olsaydı, bu görüntüler çok konuşulmazdı. Ancak yaşanan vakadan sonra herkes bunları konuşmaya başladı. Belki Aktaş’ın meslek hayatı aralık ayında bitecek ama Yerlikaya bir siyasetçi artık. Önünde uzun yıllar var. Bunun için Yerlikaya, Türkiye genelinde artık neşteri eline almalı. Suç ve suç gruplarıyla ilgisi olduğu iddia edilen bütün teşkilat mensuplarını meslekten atmalı. Aksi durumda bu gruplar, ona bakanlıkta huzur vermeyecek haberi olsun. Çünkü Yerlikaya, Süleyman Soylu dönemine savaş açtı. Yaklaşık beş yıllık bir enkazı temizlemesi de kolay olamayacak.