(The Turkish Post) – SAFA KAR
Maçın 13. dakikasıydı. Ekitike topu kaptı, ceza sahasına girdi, kaleciyle karşı karşıya kaldı, Uğurcan kalesinde büyüdü, ahtapot gibi ayaklarını ve kollarını açtı, topu çelmeyi başardı, dönen top Liverpool’lu oyuncunun önüne düştü, bu kez kaleye gitmekte olan topu Jakobs çizgiden çıkardı. Pozisyon bitmedi, Galatasaray atağa kalktı, İlkay pası Torreira’ attı, top kenarda beklemekte olan Barış Alper’ın ayağına geldi.
Barış her zaman yaptığı gibi topu çok iyi sürdü, Liverpool ceza sahasına doğru aktı, vuracakmış gibi yaptı, topa bastı Van Dijk’ın müdahalesiyle yerde kaldı. Fransız hakem tereddütsüz penaltı noktasını gösterdi. VAR’dan da herhangi bir uyarı gelmedi. Sakatlıktan yeni dönen Osimhen topu eline aldı ve beyaz noktaya koydu. Konsantre oldu, hızla geldi, iki kez zıpladı, kalecinin hareket ettiğini görünce kalenin ortasına vurdu; Goollll… Ve Galatasaray’ı 1-0 öne geçirdi.
Kelimenin tam anlamıyla Galatasaray tarih yazdı. Frankfurt hezimetini unutturdu. Kendisini affettirdi. Alanya karşısında tel tel dökülen takımdan eser yoktu. Diri, dipdiri bir takım sahadaydı. Oyuncuların hemen hapsi terinin son damlasına kadar formanın hakkını verdi. Avrupa maçlarının havası başkaydı. Galatasaray artık unutulmaya yüz tutsa da bir Avrupa takımıydı. Müzesini biri süper diğeri şampiyonluk olan iki Avrupa kupası süslüyordu. Tribünler doluydu. 50 binin üzerinde seyirci. Bir an için susmadı. Sürekli takımını destekledi. Maç boyunca Liverpool’ı ıslıkladı. Ali Sami Yen İngiliz takımları için ‘cehennemin’ diğer adıydı.
Rakip İngiliz devi Liverpool’du. Dünyanın en iyi takımlarından… Formunun zirvesinde… Kendi liginde lider. Şampiyonluğun en güçlü adaylarından…
Galatasaray maça pozisyonla başladı. Daha ikinci dakikada Barış Alper kenardan ceza sahasına girdi, topu boş durumdaki Osimhen’in çıkarabilirdi, kendi vurmayı tercih etti. Vuruşu kaleciden döndü. İlk yarı topu Liverpool kontrol etti. Galatasaray rakibini bozmasını bildi. Defans çok dikkatliydi. Frankfurt maçının sakar oyuncusu Sanchez kariyer maçını oynadı. Jakobs aynı şekilde… Torreira her topa ayak uzattı.
Diri ve toplu savunma karşısında Liverpool ilk yarı pozisyon bulmakta zorlandı. Umutlarını ikinci devreye taşıdı. Galatasaray rakibinin risk alacağının farkındaydı. Sabırlı bekledi. Liverpool’a boş alan bırakmadı. 55. dakikada Osimhen süratini konuşturdu. Topu kaptı ve kaleciyle karşı karşıya kaldı. Aşırma veya düzgün sert vuruş golü getirebilirdi. Alisson plaseyi erken sezdi, sakatlanma pahasına hamlesini yaptı. Ve topu çelmesini bildi. Fakat oyuna devam edemedi. Yerine Gürcü Mamardaashvili girdi. Galatasaray defansı Liverpool’un ataklarını ustaca savuşturdu.
Son bölüme girilmiş, geri sayım başlamışken bir karambol pozisyonda hakemin düdüğü yine ağzına gitti. Liverpool lehine penaltı verdi. Fakat Sarı Kırmızılı oyuncunun müdahalesi topaydı. VAR devreye girdi. Pozisyonu izlemesi için hakemi ekran başına çağırdı. Hakem görür görmez kararını değiştirdi, penaltıyı iptal etti. Zamanın geçmek bilmediği, uzadığı anlardı. 8 dakika uzatma verdi. Galatasaraylı oyuncularda en ufak yorgunluk alameti yoktu. Aslanlar gibi mücadele etti. Liverpool’ın panik atakları başladı. Doldur boşalt toplar defans derinliğinde kayboldu. Dakikalar eridi, saniyeler tükendi ve hakem son düdüğü çaldı.
Bu bir tarihi zafer… Kolay unutulmayacak bir futbol başarısı… Liverpool gibi bir dev karşısında sahadan güle oynaya ayrılmak kolay değildi. Yüreklerini sahaya koyan 11 oyuncu… Atanı da tutanı da harika bir takım. Tek gol ama üç puanın çok ötesine bir skor. Avrupa ve dünyada yankılanacağı kesin… Galatasaray manşetlere çıkacak.
Avrupa karnesi kırıklarla dolu Okan Buruk da kariyerinde yeni bir sayfa açtı. Edirne’nin ötesinde başarıya aç Türk futbolu adına da muhteşem bir akşamdı. Teşekkürler Galatasaray… Bu Avrupa’nın topla fethi…






















