(The Turkish Post) – MEHMET EREN
974 Gün Sonra: Enkazın Altında Kalan Adalet
Bu satırları yazarken 6 Şubat 2023 depreminin üzerinden tam 974 gün geçti.
Neredeyse üç yıl…
O sabah milyonlarca insanın hayatı bir anda yerle bir olmuştu. Şimdi ise Hatay’da, özellikle Antakya ve Defne’de bambaşka bir enkaz yükseliyor: Bu kez adı “rezerv alan”.
Devletin “yeniden inşa” adı altında başlattığı bu uygulama, kağıt üzerinde planlı şehirleşmenin bir parçasıydı. Ama sahada yaşanan, çok farklı bir hikâye anlatıyor. Çünkü deprem yıkıntılarının arasından doğan bu kavram, bugün pek çok insan için tapulu mülküne el konulmanın yasal adı haline geldi.
4 Kat Yıkıldı, 8 Kat Yükseldi
Deprem öncesi 4 katlı, 150 metrekarelik bir binada yaşayan vatandaşın evinin yerinde şimdi 7-8 katlı bloklar yükseliyor.
Yeni daireler ortalama 80–90 metrekare. Yani evin yarısı gitmiş, ama fiyatı ikiye katlanmış.
Devletin “evleri ücretsiz yapacağız” sözü, yerini yüksek borçlu bir konut satışına bıraktı.
Bugün rezerv alanlarda yapılan konutların:
• Metrekare fiyatı 30–35 bin TL’ye ulaştı,
• Ortalama bir dairenin bedeli 3 milyon TL’yi buldu,
• Depremzede, kendi arsasında, kendi evine dönebilmek için borçlanmak zorunda kaldı.
Kısacası, yıkılan binayı deprem yıktı ama vatandaşın belini “rezerv sistem” büküyor.
“Devlet Yaptı, Müteahhit Kazandı, Vatandaş Kiracı Oldu”
Rezerv alan uygulaması bir “yeniden doğuş” projesi olarak sunuldu.
Ama sonuçta ortaya çıkan tablo çok net:
“Deprem yıktı, devlet yaptı, müteahhit kazandı, vatandaş kiracı oldu.”
Bazı bölgelerde, bir arsanın üzerine eskisinden iki kat fazla daire inşa edildi. Bu da rantı artırdı, müteahhitleri zenginleştirdi.
Ama depremzedeye kalan, küçülmüş bir ev, büyümüş bir borç ve silinmiş bir tapu oldu.
Tapudan Hatıraya: Artık O Arsa Sizin Değil
Rezerv alan ilan edilen bölgelerde vatandaşların mülkiyet hakkı fiilen ortadan kalkıyor.
Arsalar, “kamu yararı” gerekçesiyle devlete geçiyor.
Yani devlet diyor ki:
“Artık o arsa senin değil, istersen yeni daireyi satın al.”
Bu uygulama, depremzedeyi bir anda ev sahibi konumundan alıp borçlu konuma düşürüyor.
Üstelik çoğu kişi, yeni daireyi bile göremiyor; yer değişimi ve yeniden planlama gerekçesiyle eski mahallesine dönemiyor.
Rantın Adı, Yeniden İmarın Maskesi
Rezerv alan kavramı, afet sonrası yeniden inşanın bir parçası olmaktan çıkıp, bölgesel rant düzeninin merkezi haline geldi.
Antakya ve Defne’deki geniş alanların rezerv statüsüne alınması, yerel halkın büyük kısmını sürecin dışına itti.
Depremzedeler, devletin “sıfır faizli, uzun vadeli” vaatlerini beklerken karşılarına çıkan sözleşmeler yüksek bedeller, daralan metrekareler ve kaybolan mülkiyet haklarıyla dolu.
Son Söz: Beton Gibi Gerçek
6 Şubat’tan bu yana 974 gün geçti.
Hatay’ın sokaklarında yeni binalar yükseliyor olabilir ama adalet hâlâ enkazın altında.
Devletin asli görevi, yurttaşına “evini geri vermekti”, borç değil.
Bugün Hatay’da beton yükseliyor, ama güven çökmüş durumda.
Ve sormadan edemiyor insan:
“Bu enkazdan kim gerçekten kurtuldu?”






















