(The Turkish Post) – Emek Partisi (EMEP), bu sabah CHP’li belediyelere yönelik yapılan gözaltı operasyonlarını kınadı.
CHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün yerine meclis tarafından belirlenen Belediye Başkanvekili Ahmet Şahin’in hedef alınmasına tepki gösteren EMEP, yaşananların “faşist rejim inşasının yeni bir aşaması” olduğunu belirtti.
Açıklamada, “Tek adam etrafında birleşen güçler ve saray rejimi, sistemli bir biçimde faşist bir rejimi adım adım inşa etme yolunda ilerliyor. Bu operasyonlarla amaçlanan, ana muhalefet dahil tüm toplumsal güçleri zapturapt altına alarak saray rejimini tek seçenek haline getirmektir” denildi.
“Yolsuzluk operasyonları AKP’li belediyelerden başlanmalıdır”
Yolsuzluk gerekçesiyle başlatıldığı iddia edilen operasyonların esas hedefinin muhalefeti tasfiye etmek olduğu ifade edilen açıklamada, “Eğer yolsuzluklar üzerinden operasyon yapılacaksa, Sayıştay raporları dahil pek çok haberle de gündeme geldiği gibi, öncelikle AKP belediyeler operasyonlar adresi olmalıdır” denildi.
Açıklamanın devamında ise baskıların yalnızca CHP’li belediyelerle sınırlı kalmayacağına dikkat çekilerek şu ifadelere yer verildi:
“CHP’li belediyelere operasyon yapanlar, muhalefeti baskı altına alanlar, milyonlarca işçinin insanca yaşama talebini şiddetle bastırmaktan geri durmayacaklardır. Hiçbir koşulda grev hakkını kullandırmayacak, tüm grevleri, direnişleri ve hak alma mücadelelerini yasaklayacak, nefes almamıza bile iznin vermeyecek noktaya getirecektir.
Gazeteci tutuklamaları, televizyonların kapatılması, parti kapatmalar, siyasi baskılar, grev yasakları, kadınlara yönelik baskılar, gençliğe dayatılan geleceksizlik, üniversitelerin arka bahçe haline getirilmesi, DEM Parti ve CHP’li belediyelerine atanan kayyımlar, CHP’li belediyelere yolsuzluk adı altında ardı arkası kesilmeyen siyasi operasyonlar… Diploma iptali ve milyonların oyunu alan belediye başkanlarının tutuklanması…
“Örgütlenme ve grev hakkı dahil her şey tehlike altındadır”
Dünya haklarına savaş açmış ABD ile girilen bağımlılık ilişkileri ve diğer emperyalist güçlerle iç içe geçen çıkar ilişkileri ve emperyalistlerden aldığı güçle önüne çıkabilecek her engeli şiddet, baskı, yargı sopası kullanarak, elindeki polis ve askeri güçleri devreye sokarak, meclis çoğunluğuna dayanan sayısıyla antidemokratik yasaları ardı ardına çıkararak hedefine varmak üzere adımlar atan tek adam.
Yer altı ve yer üstü kaynaklarının tekellere peşkeş çekmek üzere düzenlemeler yaparak ilerleyen saray rejimi… Çıkarılan yasalar, kanunlar, düzenlemeler, yapılan operasyonlar, muhalefeti bölme girişimleri, barış sürecini buna yedekleme tutumu dahil attıkları her adım faşist rejimi kurmak ve kurumsallaştırmak üzere atılan adımlardır. Kadın hakları, işçi hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü, örgütlenme ve grev hakkı, her türden demokratik haklar, gösteri ve yürüyüş hakkı dahil her şey tehlike altındadır.
“Tek adam rejiminin durdurulması birleşik güçle mümkün olacaktır”
Bütün bu baskı politikalarına karşı tek bir panzehir vardır. İşçi ve emekçilerin, tüm ezilen ve sömürülenlerin, farklı milliyetten halkların birleşik, kararlı mücadelesi. Tek adam ve saray rejiminin durdurulması, birleşik bir gücün ortaya çıkarılmasıyla mümkün olacaktır. Gün küçük hesaplarla hareket etme günü değil, güçleri birleştirme, bağımsız, demokratik, laik, hakların eşit koşullarda bir arada yaşayacağı bir ülkeyi hep birlikte kurma günüdür. Çağrımız tüm emek ve demokrasi güçlerinedir. Kurtuluş yok tek başına… Ya hep beraber ya hiçbirimiz!”