(The Turkish Post) – Haber-Portre/ Kamil Aslan
Son dönemde iş dünyasından ve spor camiasından onlarca kişi siyaset dünyasına adım atıyor. Ancak bu kişilerin meslek hayatlarında elde ettikleri başarıyı siyaset arenasında bulduklarına dair fazla bir örnek yok. Yeni dönemde de bazı tanımış simalar, Meclis çatısı altında temsil ettikleri misyonlarla ilgili faaliyet göstermek için başvurularına devam ettiriyor.
Bu yazının aslında ana konusu eski milli futbolcu ve teknik direktör Ünal Karaman. Son söyleyeceğimi ilk başta söylemem gerekiyor aslında. Karaman, son dönemde spor camiası içerisinde, karakteri, aile yaşantısı ve meslek bilgisiyle en likayatli isimlerden birisi. Ancak ‘dobra’ olması ve ‘eyyam’ diye tabir edilen hiçbir girişimin içerisinde olmamasından dolayı maalesef bir türlü istediği yere gelemedi. Aslında ‘getirilmedi’ desek daha doğru olur. O son dönemde tanıdığım en nadide ‘adam gibi adamlar’dan birisidir.
Geçmiş dönemde futbol dünyasının tanınan farklı yüzleri Meclis’e adım attı. Hakan Şükür, Alpay Özalan AK Parti’den, Saffet Sancaklı da MHP’den milletvekili seçildi. Siyasi partiler öncelikli olarak spor camiasının tanınmış yüzleri üzerinden taraftarların oylarını almayı düşünür. Aslında siyasetçiler kısa vadede ‘oy avcılığı’ yaparak, ekran yüzlerinin şöhretinden istifade ederler. Eski futbolcular da Meclis çatısı altında futbol dünyasının temel sorunlarını çözeceğini düşünerek bu teklifleri çekinmeden kabul ederler. Ne var ki yüzde 90’ı hayallerini gerçekleştiremeden siyaset dünyasından ayrılmak zorunda kalır. Alpay Özalan, Hakan Şükür ve Saffet Sancaklı gibi isimler de beklentilerini karşılayamadan siyasetten ayrılmak zorunda kaldılar.
ÜNAL KARAMAN’IN OMUZLARINDAKİ YÜK
Şimdi Meclis’e yeni ve tanınmış bir yüz daha girdi. İYİ Parti’nin Konya’dan aday gösterdiği eski futbolcu ve teknik direktör Ünal Karaman. Eski futbolcu Gökhan Zan, İYİ Parti’den aday olmasına rağmen seçilmedi. Şimdi Karaman’ın omuzlarında büyük bir yük var. Hem kafasındaki temel sorunları çözmek hem de başarısını siyasette de taçlandırmak gibi. Bence Karaman bu arena da başarılı olacaktır. Tabii ki fırsat verilirse. Yoksa dört yılın sonunda el kaldırıp indirmek dışında bir faaliyeti olamaz. Yukarıda bahsettim. Benim bildiğim Karaman ‘dobracı’dır. Asla söylemesi gerekenleri söylemekten çekinmez. Çünkü onun kaybedecek bundan sonra hiçbir şeyi yoktur. O başarısını birilerine değil, kendi mücadelesine ve azmine borçludur. Şayet en başarılı olduğu dönemde, siyasetçilerin suyuna gitmiş olsaydı, bugün Süper Lig’in en tanımış takımlarının başında hoca olmaya devam ederdi. Çünkü spor severler en başarılı olduğu dönemde Trabzonspor’dan neden ayrıldığını iyi biliyor.
Dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile yaşadığı polemik onun sadece Trabzonspor ile değil, spor camiasıyla olan bütün bağlarını kopardı. Bu aşamadan sonra spor camiasının Ertuğrul Sağlam ve Hakan Şükür’le birlikte en karakterli ve başarılı bir futbolcusunun hocalık serüveni bıçak gibi kesildi.
Trabzonspor gibi bir takıma üst düzey futbol oynatan bir hocanın Süper Lig’de takım çalıştıramamasının bir örneği olamaz. Ertuğrul Sağlam dışında. Bursaspor gibi bir takımı Süper Lig’de şampiyon yapan bir hocaya birinci lig klasmanında görev verilmiyor. Bunun o kadar çok sebebi var ki… Çünkü Şükür, Sağlam ve Karaman gibi eski oyuncular asla ‘eyyam’ diye tabir edilen bir anlayışa teslim olmadılar. Zaten olsalardı bugün üçü de en iyi konumlarda görev yaparlardı.
Ne yapalım… Spor camiamızın durumu gerçekten içler açısı. Bunu eski milli futbolcu ve hakem Erman Toroğlu her gün anlatıyor. Ancak herkes kulağını kapatarak gözlerini yummayı tercih ediyor.
TOP KARAMAN’IN GÖĞSÜNDE…
Gelinen son aşamada Karaman hoca umarım, siyaset arenasında istediği mutluluğu bulur. Kendisine yeşil sahaları çok görenlerle, Meclis kürsüsünde iyi bir mücadele örneği gösterir. Karaman’ın en büyük şansı şüphesiz İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener. Sayın Akşener’in Karaman için muhakkak güzel fikirleri vardır. Onu spor camiasından çekip aldığına göre… Bundan sonra top Ünal Karaman’ın göğsünde. Vole vurup gol atmak onun ellerinde. Çünkü sorunları en temel noktada çözebilecek bir noktada.
Bekleyip göreceğiz…
Ankara’nın kaynayan kazanı umarım Karaman’ı da etkisiz hale getirmez.
O yeşil sahaların bitmez tükenmez enerjisiyle bir dinamo gibi görev adamı, aynı sinerjini hem parti meclisine hem de TBMM’ye verir. Çünkü siyasetin artık gülen yüzlere ihtiyacı var. Karaman’da bundan fazlasıyla var.