Çarşamba, Kasım 12, 2025
Turkish Post
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
  • Son Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Kültür-Sanat
  • Bilim-Teknoloji
  • Language
    • English
    • العربية
  • Son Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Kültür-Sanat
  • Bilim-Teknoloji
  • Language
    • English
    • العربية
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
Turkish Post
Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
Anasayfa Köşe Yazarı

Ali Bulaç yazdı l Heba olan tarihi fırsat

Türkiye’de tarikat ve cemaatler, devlet dışı konumlarını koruyabilselerdi, Batı'dakine benzer sosyo-politik bir değişimin öncüsü olabilirlerdi. Cemaat ve tarikatlar, yüzyıl süren çetin bir mücadeleden sonra sağcı-muhafazakâr-milliyetçi bir iktidar çıkardılar; o da devletin tarihsel ve ulusal/milli reflekslerine göre, cemaat ve tarikatların önemli bölümünü SDK’lara (sivil devlet kuruluşu) dönüştürdü.

16/02/2025 11:02
Okuma süresi: 5 dk. okuma
A A
Ali Bulaç yazdı l Heba olan tarihi fırsat
Facebook'ta PaylaşX'de PaylaşBlueskyWhatsapp
Ali Bulaç

Ali Bulaç

84 köşe yazısı

(The Turkish Post) – ALİ BULAÇ

Tanzimat’tan başlamak üzere hem Düvel-i Muazzama hem Osmanlı iktidar seçkinleri, Şeriat’ın etkisini kaybetmesi ve modern anlamda kaba/otoriter veya rafine merkezi/merkeziyetçi bir toplumsal/siyasal yapının teşekkül etmesi konusunda söz birliği içindeydiler.

Bu konuda Düvel-i Muazzama ile Osmanlı Sarayı aynı fikirdeydi.

I. Mahmut Yeniçeri Ocağı’nı tasfiye etmekle, aslında ulemanın maddi desteğini kesmiş oluyordu. Tasfiyenin öne sürülen ocağın yozlaştığına ilişkin gerekçe zahiri sebepti; asıl maksat, reformların önünde engel duran ve reform konuları gündeme geldikçe zümresel konumunu rasyonelliştirme gayretine giren ulema sınıfının engel olmaktan çıkarılmasıydı.

Resmi ulemanın, sistem için ne kadar önemli olduğunu anlatmak için Şeriat’a başvurmaktan, reform ve yenilik gibi talep ve teşebbüsleri “Şeriat’a aykırı” bulup aleyhte söylemler geliştirmekten başka seçeneği kalmamıştı. (Selçuklulardan bu yana askerin sisteme girmesi, siyasi ve idari hayatta problem olmaya devam etmiştir. Bkz. Ali Bulaç, Din ve Modernizm, 6. Bsm, Çıra Y. İstanbul-2012, s. 82 vd.)

Ulema bu yola başvururken, elinde kullanacağı tarihsel dayanaklar vardı. Tarihte Osmanlı resmi ulemasının maddi desteği Yeniçeri Ocağı’ydı. Yeniçeri ile ulema arasında ismi konulmamış bir iş birliği söz konusuydu; eğer padişah tahttan indirilecekse Yeniçerileri harekete geçirecek olan, ulemanın vereceği fetva idi.

Bu açıdan reformlar ulemanın olduğu kadar Yeniçeri ocağının da aleyhindeydi. Modernleşmeye karar veren Saray, geleneksel ulema zümresi ile modernleşme projesini yürütmenin mümkün olmadığını anladığında, ulemayı tasfiye edip yerine “aydınlar (münevver) zümresi”ni ikame etmeye karar verdi. 

Osmanlı resmi uleması bunu fark edince, modernleşmeye karşı cephe aldı. Fakat Yeniçeri Ocağı gibi maddi bir dayanağı da kalmadığı için ulema, Şeriatı referans alma yolunu tuttu. Resmi ulema zümresinin, “Batı’dan gelen her şey haramdır, Şeriat’a aykırıdır” söyleminin gerisinde bu dışlanmışlık duygusu yatmaktadır. 

Devlet içindeki zümresel konumunu meşrulaştırmak ve rasyonelleştirmek için Osmanlı resmi uleması Şeriat’ı bir bakıma suistimal etti, başka bir deyişle kendi konumlarını rasyonelleştirmede araç olarak kullandı. 

Ulemanın tasfiyesine paralel Mülkiye, Sultani mektepler, mühendishaneler kuruldu. Bu süreçte aydın, devletin önemli sac ayaklarından biri olarak tasarlanmış, bu amaçla bir devlet projesi olarak sermaye sınıfı gibi politik toplumun/modern devletin serasında yetiştirilmiştir. Bir devlet projesi olarak aydının kritik zamanlarda tercihini devletten yana koyması onun tarihsel misyonu hakkında bize fikir verir.

Modernleşme yöntemleri farklı olsa da ulemanın tasfiyesiyle yerine ikame edilecek “aydın zümre” konusunda II. Mahmut ile II. Abdulhamit arasında esasta görüş ayrılığı yoktur. Hatta halka olan muhafazakâr tutumu dolayısıyla, modernleştirme sürecinde II. Abdulhamit’in II. Mahmut’tan daha başarılı olduğunu söylemek mümkün.

Bütün bu anlatılanlardan şu noktaya geliyoruz:

Aydın, Osmanlı ulemasının tasfiye edilmesiyle sistemin içine girdi. Bu özelliği, kendisine yüklenen tarihsel misyonu ve devletle olan organik bağları dolayısıyla aydın da sivil karakterde bir siyasete veya toplumsal değişimi hedefleyen bir projeye sahip olamaz.

Batılılaşmaya sürecine başlanıldığı günden beri denebilir ki; aydın “örtük yarı resmi konumu”nu sağlamlaştırmak ve devletle olan bağlarını güçlü tutmak için kendini İslam’ın bilgi, irfan ve düşünce kaynaklarına karşıt bir konumda olmak zorunda hissetmiştir.

Referans aldığı paradigma dolayısıyla aydın, batı Aydınlanmasından beslenir; bu, onu zorunlu olarak devletin yanında konumlandırır. Aydın kendini kesin bilgi ve doğru reçeteye sahip bir doktor konumunda görür, halka hasta gözüyle bakar. Bu özelliğiyle aydın pozitivisttir. Halkı aydınlatmak ister.

Ne zaman ki halk ile devlet, sivil toplum ile politik toplum gerilime girecek olsa aydın kendini devletin yanında savrulmuş bulur. Deneysel örnekleri 27 Mayıs’tan 28 Şubat’a kadar her zaman öyle yaşanmıştır.

Aydın ne zaman halkın yanında yer aldı? Bugün aydın nerede duruyor? 

Bu soruların cevabı açıktır: Asker-sivil bürokrasi, merkezdeki çekirdek nerede duruyorsa, aydın da orada duruyor. Bu  konuda sağcı muhfazakâr aydın ile solcu sosyalist aydın arasında mahiyet farkı yoktur. Son dönemde bu kafileye müslüman aydınların büyük bir bölümü de katılmış bulunmaktadır.

Mesela din veya bazı İslami meseleler üzerine tartışma başladığında, karşıt görüşlere sahip taraflar hemen son hükmü versin diye Diyanet İşleri Başkanlığına çağrıda bulunurlar. Muhafazakâr dindar aydınlar için Diyanet’in, son karar verici merci veya cazibe merkezi olmasının sebebi devletin bir kurumu olmasından kaynaklanır.

Tarihte ve yakın geçmişe kadar cemaat ve tarikatların öncüleri sivildi. Özellikle Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte sivil karakterleri daha da öyleydi. Eğitim ve kentleşme hız kazandıkça aydın olmaya özenen muhafazakârlar, geleneksel cemaat yapılarına dönüştü.

Ali Bulaç yazdı l Heba olan tarihi fırsat

Muhafazakâr aydının zihni dönüştükçe, geleneksel cemaat ve tarikatlar da seküler STK’lara özenip içinde yer aldıkları sosyal grupları dönüştürdüler. 21. yüzyılın başlarına geldiğimizde ortaya çıkan manzara, bu aydınlar eliyle kendilerine “sivil” etiketi takan dernek ve teşekküllerin seküler aydınlar gibi devlete derin bir tutku içinde olduklarının anlaşılması oldu. Muhafazakâr iktidarın gerisinde yatan desteğin sebeplerinden biri budur.

Laik-seküler kuruluş ve teşekküller, güçlerini dini referanstan ve halktan almazlar; dünya görüşleri, örgütlenme modelleri ve beşeri malzemeleri halk, tarih ve İslam olmadığı için bunlar halka yabancıdırlar.

Politik toplumla resmi veya gayri resmi ilişki kuran muhafazakâr-dindar aydınlar ve teşekküller de hükümet dışı, gönüllü ve özerk karakterlerini kaybettiklerinden gerçek manada STK (Sivil Toplum Kuruluşu) olamıyor, Sivil Devlet Kuruluşu (SDK) olur.

SDK’ların sadakatleri topluma değil, devlete ve devlet aygıtı üzerinde denetim yetkilerini elinde tutan merkezdeki çekirdeğedir. Çünkü asıl tarihsel manada sivil toplum aranacaksa, – bunlar sayıları giderek azalıyor olsa bile -, tarihsel ve geleneksel misyonlarını sürdürmeye çalışan vakıflar, tekkeler, zaviyeler, tarikatlar ve cemaatlerdir.

Batıda burjuvazi, sivil toplumu ortaya çıkardı. Burjuvazi, mutlakıyetçi idareye ve teokrasiye karşı mücadele etti.

İslam dünyasında sivil toplumu ortaya çıkarmak demek, İslamiyet’i etkin kılmayı gerektirir. Eğer Türkiye’de tarikat ve cemaatler devlet dışı konumlarını koruyabilselerdi, Batı’dakine benzer sosyo-politik bir değişimin öncüsü olabilirlerdi. 

Cemaat ve tarikatlar yüzyıl süren çetin bir mücadeleden sonra sağcı-muhafazakâr-milliyetçi bir iktidar çıkardılar; o da devletin tarihsel ve ulusal/milli reflekslerine göre, cemaat ve tarikatların önemli bölümünü SDK’lara dönüştürdü.

Neyin olup bittiğini tam anlayamayan seküler aydın, sivilleşmenin tek referansına işaret eder; o da Avrupai versiyonudur. Ne zaman dini cemaatlerden, tarikatlarden söz edilecek olsa refleksif tepki verir, “din”le bağlantılı hiçbir toplumsal oluşumun sivillikle ilgili olamayacağını söyler. Oysa eğer Batı-dışı Müslüman dünyada sivillik olacaksa bu ancak dinle ve dinin koruduğu zeminde Şeriat’la mümkün olacaktır.

Olup biteni seküler aydınlar anlayamadığı gibi, muhafazakâr dindar aydınlar ve çevreler de İslam alemi için büyük bir fırsatı nasıl heba ettiklerini anlayamadılar.

Etiketler: ali bulaçaydınlanmaaydınlarcemaat tarikat siyasetHeba olan tarihi fırsatŞERİATsivil devlet kuruluşlarıstk sdkÜst Manşetyeniçeri ulema işbirliği
Paylaş35Tweet22PaylaşGönderTara
Ali Bulaç

Ali Bulaç

Önerilen Haberler

Fatma Zehra Fidan yazdı I Kadınların Asr-ı Saadet tahayyülü nasıl değişti?
Köşe Yazarı

Ali Bulaç yazdı I Dindarlık ve dinbazlık üzerine

Hüsnü Yusuf Turabiç yazdı I İddianame sürprizi; CHP’yi kapatma bildirimi!
Köşe Yazarı

Hüsnü Yusuf Turabiç yazdı I İddianame sürprizi; CHP’yi kapatma bildirimi!

TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nun atamaları eleştiriliyor: Çiftliğe çevirdi
Yorum

Kamil Aslan yazdı I Futbol yönetimi aklımızla alay mı ediyor?

Ayşem Narlı yazdı I Kimse sizi anlamıyor mu?
Köşe Yazarı

Ayşem Narlı yazdı I Kimse sizi anlamıyor mu?

Popüler Haberler

Patronlardan ‘yüzde 5 üstü’ teklifi: Asgari ücret kaç lira olacak?

Patronlardan ‘yüzde 5 üstü’ teklifi: Asgari ücret kaç lira olacak?

İslam Memiş cevapladı: Şimdi altın alınır mı?

Gram altın fiyatı Kapalıçarşı’da sert geriledi: Uzmanlar ne diyor?

İslam Memiş cevapladı: Şimdi altın alınır mı?

Altın erimeye devam ediyor: Çeyreğin fiyatı kritik seviyede

Merkez Bankası yıl sonu enflasyon tahminini değiştirmedi

Merkez Bankası Başkanı Karahan, neden yeni banknot basmadıklarını açıkladı

İslam Memiş, “4500” diyerek gram altın uyarısı yaptı

Altın yatırımcısına seslenen İslam Memiş: Kasım ayı fırsat ayı olabilir

SSK, Bağkur, memur ve memur emeklisi için heyecanlı bekleyiş başladı!

SSK ve Bağ-Kur emeklilerine yapılacak zam oranı belli oldu

Öne Çıkan Haberler (Son 24 Saat)

Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı: Muazzez Abacı hayatını kaybetti

Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı: Muazzez Abacı hayatını kaybetti

Mahfi Eğilmez iktidarın ‘mucize’ icadı KKM’nin maliyetini açıkladı

50 aydır yükselen bankalardaki mevduat 25 trilyon 371 milyara çıktı

Merkez Bankası dövizin ateşini söndürebilmek için 3 günde 26 milyar dolar sattı

Türkiye’ye 9 ayda 8 milyar dolarlık yatırım sermayesi geldi

Gelininin darp ettiği yaşlı kadın hayatını kaybetti

Gelininin darp ettiği yaşlı kadın hayatını kaybetti

Emekli uzman çavuş katliam yaptı: 3 ölü, 1 yaralı

Polis memuru eşi ve 2 çocuğunu katletti

Ağızların tadı kaçtı: Kahvenin fiyatında 4 yılda yüzde 780 artış

Fiyatı katlanınca sahtesini ürettiler

Türkiye’nin köklü çay markası yeniden el değiştirmeye hazırlanıyor

Bakanlık ‘boyalı’ çayları ifşa etti

Patronlardan ‘yüzde 5 üstü’ teklifi: Asgari ücret kaç lira olacak?

Patronlardan ‘yüzde 5 üstü’ teklifi: Asgari ücret kaç lira olacak?

Gürcistan’da düşen askeri uçağın enkazına ulaşıldı

Gürcistan’da düşen askeri uçağın enkazına ulaşıldı

Yıl sonuna kadar gram altın 5 bin 500 lirayı görebilir

Altın fiyatları yeniden yükseliyor: Uzmanlardan dikkat çeken tahmin

9 gündür kayıptılar: 5 yaşındaki Osman ve annesi ölü bulundu

9 gündür kayıptılar: 5 yaşındaki Osman ve annesi ölü bulundu

RTÜK’ten Flash Haber ve HaberTürk’e ‘deprem’ cezası

AK Parti ve MHP’nin RTÜK üyeleri belli oldu

Ekranda kavga çıkmıştı: Nagehan Alçı programdan ayrıldı

Ekranda kavga çıkmıştı: Nagehan Alçı programdan ayrıldı

Hakkında

Amacımız, haberlerde tarafsızlık, bağımsızlık ve doğruluk ilkelerine bağlı kalarak, okuyucularımıza en güvenilir ve en nitelikli haberi sunmaktır. Türkiye'de ve dünyada sağlık, ekonomi, siyaset, yaşam, spor, teknoloji, tarih ve gündeme ait gibi birçok alanda geniş bir haber yelpazesi sunarak, okuyucularımıza çeşitli konularda farklı bir bakış açısı kazandırmayı, Türkiye'de, dünyada neler oluyor, Dünyada da Türkiye'de neler oluyor diye merak eden insanların doğru habere zamanında, yazılı ve görsel olarak ulaşacağı büyük bir medya grubu olmayı hedefliyoruz.

false

Bizi takip edin

Kategoriler

  • Bilim-Teknoloji
  • Çalışma Hayatı
  • Çevre
  • Dünya
  • Edebiyat Deneme
  • Eğitim
  • Ekonomi
  • Foto Galeri
  • Gezi İzlenim
  • Gündem
  • Günün Yazarı
  • Güvenlik
  • Haber Analiz
  • Haber Kulis
  • Haber Portre
  • Haber Yorum
  • Köşe Yazarı
  • Kültür-Sanat
  • Magazin
  • Medya
  • Özel Haber
  • Özel Röportaj
  • Politika
  • Sağlık
  • Son Haberler
  • Spor
  • Tarım-Hayvancılık
  • Türkiye
  • Yaşam
  • Yorum

Son Haberler

  • Kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılmıştı: Muazzez Abacı hayatını kaybetti
  • 50 aydır yükselen bankalardaki mevduat 25 trilyon 371 milyara çıktı
  • Türkiye’ye 9 ayda 8 milyar dolarlık yatırım sermayesi geldi
  • Gelininin darp ettiği yaşlı kadın hayatını kaybetti

Gizlilik ve Güvenlik

  • Gizlilik Politikası
  • Kullanım Koşulları
  • Çerez Politikası
  • Künye

 


 

İletişim
[email protected]
Whatsapp
+1 (224) 817-1794

Tekrar hoş geldiniz!

Aşağıdan hesabınıza giriş yapın

Parolanızı mı unuttunuz?

Parolanızı alın

Parolanızı sıfırlamak için lütfen kullanıcı adınızı veya e-posta adresinizi girin.

Giriş yap

Yeni çalma listesi ekle

Sonuç bulunamadı
Tüm sonuçları göster
  • Son Haberler
  • Gündem
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Spor
  • Yaşam
  • Kültür-Sanat
  • Bilim-Teknoloji
  • Language
    • English
    • العربية

© 2023 Turkish Post Haber - Tüm hakları saklıdır.

Sitemizde deneyimlerinizi geliştirmek için çerezler kullanıyoruz. Web sitemizde gezinmeye devam ederek bu çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz. Gizlilik Politikası & Çerez Politikası.