(The Turkish Post) – Tolga Yavaş
Sabah evinden çıkarken ‘dolar yükselmeye başladı’ haberini okuyorsun. Tamam, şimdi gelmeye başlar zam haberleri. ‘Gece yarısından itibaren motorinin fiyatı 1 lira 36 kuruş arttı. Zammın ardından motorinin litresi bazı şehirlerde 21 lira seviyesine yükseldi’ diye bir tweet çarpıyor gözüne. Canın sıkılmaya başlıyor.
Dolmuşta bir adam, telefonda kızını üniversiteye hazırlık kursuna yazdırdığını anlatıyor. Duyuyorsun, “Kursa 58 bin lira verilir mi?” diyorsun. İş yerine vardığında arkadaşlarından bazıları altın fiyatlarının ne kadar arttığını hesaplıyor. Bir arkadaşın halka arz edilen şirket hisselerinden bir miktar alıp, biraz değerlenince satarak kar ettiğini söylüyor. Hisse alacak paran yok, buna da üzül. Almanya işçi mi alıyordu? Dil ve yaş şartı var mıydı? Dalıp gidiyorsun.
YORUM- Kalbi kırıklara açık mektup
Başka bir arkadaşın ‘Beyaz eşyaya bu ay yüzde 6 zam gelmiş’ diyor. Bosch 9 kilogram çamaşır makinesi 13 bin lira olmuş. Bir ekonomi profesörü, “Mehmet Şimşek’e hepimiz yardım etmeliyiz. Ucundan tutmalıyız. Siyaseti bırakıp problemi çözmeye odaklanmalıyız. Bu memleket hepimizin. Durum vahim” demiş. “Ne yapalım, devletin İBAN’ına para mı yatıralım” diyor iç sesin. Sonra başka bir ses “Saf olma! Yakında yeni vergiler koyarlar, onun hazırlığı bunlar” diyor.
Eve hem zihnin hem bedenin yorgun dönüyorsun. Yaz her anlamda sıcak geçecek. Cepler yanacak. Belli ki daha çok yorulup, bunalacaksın.