(The Turkish Post) – AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 12 yıl aradan sonra Mısır’a gitti. Daha önce “katil”, “darbeci” dediği Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’ye bu kez “değerli kardeşim” diye hitap etti ve sarıldı.
Ziyaretin ardından iki ülkenin iç savaş sürecinde farklı aktörleri desteklediği Libya’da, uzun süredir beklenen bir yargı kararı ilan edildi.
Trablus İstinaf Mahkemesi, Ulusal Birlik Hükümeti’nin Türkiye ile hidrokarbon alanında işbirliğine ilişkin 2022 yılında imzaladığı mutabakat zaptının iptaline karar verdi.
‘Başbakanın imza yetkisi yok’
İki ülke arasındaki anlaşma, Türkiye’ye hem Libya’nın münhasır ekonomik bölgesinde hem de ana karasında hidrokarbon arama yetkisi veriyordu. Türk ve Libyalı şirketler zengin petrol ve doğal gaz rezervine sahip alanlarda birlikte çalışabilecekti.
İptal kararı, Başbakan Abdul Hamid Dibeybe’nin Libya devletine uzun vadeli yükümlülükler getiren herhangi bir anlaşma imzalama yetkisi bulunmamasına dayandırıldı.
Libya’nın komşusu Mısır ve deniz yetki alanı sınırındaki Yunanistan, tepki göstererek bu anlaşmanın hukuken geçersiz olduğunu savunmuştu.
Mısır itiraz etmişti
Halife Hafter yönetimindeki Ulusal Ordu tarafından desteklenen Libya Temsilciler Meclisi de anlaşmayı “Libya’nın iç işlerine müdahale” olarak nitelemişti.
Libya’da Halife Hafter’e destek veren Mısır ise, “Görev süresi dolan Ulusal Birlik Hükümeti’nin herhangi bir uluslararası anlaşma ve mutabakat zaptı imzalama yetkisi yoktur” diyerek Türkiye aleyhinde görüş bildirmişti.
Geçtiğimiz yıl askıya alınan anlaşma, Türkiye ve Mısır’ın “normalleşme” adımlarının ardından hukuki geçerliliğini de yitirdi.
‘Düşman’ toprağına konsolosluk, ‘kardeş’ İhvancılara sınır dışı
”Normalleşme” sürecinde geri adım atılan tek başlık hidrokarbon anlaşması olmadı.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Erdoğan-Sisi zirvesi öncesi Trablus’u ziyaret etmiş, daha önce “darbeci” olarak nitelenen Hafter’e bağlı güçlerin bulunduğu Bingazi’de konsolosluk açma kararı aldıklarını duyurmuştu.
Erdoğan-Sisi görüşmesinin ardından da Müslüman Kardeşler’in İstanbul’daki lideri Mahmud Hüseyin’in Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının iptal edildiği öne sürüldü. Erdoğan’ın “Arap baharı” sürecinde destek verdiği Müslüman Kardeşler’in diğer üyelerinin de Türkiye’den ayrılmak için hazırlandığı belirtiliyor.