(The Turkish Post) – “Suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla gözaltına alınıp tutuklanan ve halen yargılaması devam eden Ayhan Bora Kaplan soruşturmasıyla başlayan süreç emniyet teşkilatında bazı taşları yerinden oynattı kuşkusuz. Kaplan’ın gözaltına alınmasıyla başlayan süreçle, siyaset – bürokrasi – yargı – mafya hattında pek çok iddia gündeme geldi” diyen gazeteci Tolga Şardan, t24’te haklarında soruşturma ve dava açılan polis müdürleri odağında emniyet kulislerinde konuşulanları yazdı. Şardan’ın yazısı şöyle:
Söz konusu iddiaların merkezinde önceki İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve ekibi yer aldı.
Özellikle emniyet ve jandarmada görev yapan Soylu’nun ekibi olarak nitelendirilen isimlerle ilgili iddialar konuşulmaya devam ediyor kulislerde.
Soylu’nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaptığı son görüşmede mevcut durumdan hoşnut olmadığını aktardığı AKP cenahında konuşulanlardan.
Önceki İçişleri Bakanı’nın emniyetteki ekibinin liste başı ismi Servet Yılmaz’dı. Bir önceki Ankara Emniyet Müdürü olan Yılmaz, Ali Yerlikaya’nın bakanlık koltuğuna oturmasının ardından görevinden alındı.
Yeri gelmişken; Yılmaz hakkında önemli bir soruşturma süreci başlatıldı. Detaylarını şimdilik vermeyeyim, yakın zamanda gündeme düşecek.
DİKKATİ ÇEKEN İKİ POLİS MÜDÜRÜ: ALP ARSLAN VE OBEN ÖZAY
Asıl konuya gelelim.
Soylu’nun ekibinin en tepesindeki isim olan Servet Yılmaz’ın Ankara Emniyet Müdürü olduğu dönemde sağ ve sol kolu diyebileceğimiz iki polis müdürü vardı.
Alp Arslan ve Oben Özay.
Yakın zamana kadar kamuoyunun pek de tanımadığı isimlerdi bu iki polis müdürü. Fakat, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü ile eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesiyle ilgili soruşturmalarda kimi ifade ve belgelerde isimlerinin geçmesi nedeniyle tanındılar.
Arslan, Yılmaz döneminde Organize Suçlarla Mücadele Şubesi’nden sorumlu Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı’ydı. Aynı zamanda, 15 Temmuz sürecinde FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetleri İmamı olduğu öne sürülen Adil Öksüz’ün firarında adı gündeme geldi. O dönemde İstihbarat Şube’de görev yapması sebebiyle sahip olduğu bilgiler ışığında yargılandığı davada beraat etti! Ankara Emniyeti içindeki ülkücü polis müdürlerinden olduğu biliniyor.
Sonrasında Arslan, gerek Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü, gerekse sorumlu müdür yardımcılığı görevi sırasında, yakın geçmişte “büyük operasyonlar” olarak açıklanan ancak şimdilerde soru işaretlerini barındıran mafya operasyonlarını yönetti.
Diğer polis müdürü Oben Özay da Ankara Emniyeti Asayiş Şube Müdürü olarak görev yaptı. Bir dönem Başbakanlık Koruma Müdürlüğü bünyesinde görev yaptı. Sonrasında yeniden Ankara Emniyeti’ne döndü.
Özay’ın adı, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi olayında duyuldu. Cinayet soruşturmasını yürüten birimin en tepesindeki isimdi Asayiş Şube Müdürü olarak. Yakın zamanda Ateş suikastının kilit ismi MHP’li Tolgahan Demirbaş’ın, cinayetin işlendiği dönemde MHP Milletvekili olan Olcay Kılavuz’un yanından gözaltına alındığı yönündeki tutanağın imha edilerek yerine yeni sahte bir tutanak hazırlanması iddiasına adı karıştı. Aynı zamanda, Ateş’in öldürülmeden önceki son konum bilgisinin, suikastı gerçekleştiren kişilere ulaştırılması olayına adı karışan Mustafa Ensar Aykan’ın arkasındaki isimlerden olduğu ifade ediliyor.
Özay da Arslan gibi Ankara Emniyeti’ndeki ülkücü polislerden birisi olarak tanınıyor.
‘MAFYA’DAN RÜŞVET ALMA SUÇLAMASIYLA YARGILANIYOR’
Her iki polis müdürü hakkında Ankara Adliyesi’nde önemli bir yargı süreci başladı. Arslan ve Özay’ın aralarında bulunduğu polisler hakkında, suç örgütü lideri Ayhan Bora Kaplan’a Rolex saat aldırdıkları iddiasıyla ‘rüşvet’ suçlamasından dava açıldı. Davada Kaplan da rüşvet vermekle suçlanıyor.
Aynı davanın içeriğinde Arslan ve Özay’ın “mali profili ile uyumsuz şekilde banka hesaplarına yüksek tutarlarda para yatırıldığı” yönünde MASAK raporları mevcut.
İKİ POLİS MÜDÜRÜNE MESLEKTEN İHRAÇ CEZASI
Mesleki profillerini ve haklarında açılan ‘rüşvet’ davasını ortaya koyduğum iki polis müdürü hakkında Emniyet Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde önemli bir karar aldı.
Her iki polis müdürünün aralarında bulunduğu Ankara Emniyeti’nden görevli bazı polisler hakkında düzenlenen soruşturma raporu, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce sonuçlandırıldı.
Emniyet Genel Müdürlüğü Yüksek Disiplin Kurulu, Alp Arslan ile Oben Özay’ın “meslekten ihraç edilmesine” karar verdi.
Meslekten çıkarma, bir devlet memurunun alabileceği en yüksek idari ceza.
Arslan ve Özay’ın hakkındaki müfettiş raporunun, Ankara Adliyesi’ndeki ‘rüşvet’ iddiasıyla bağlantılı olduğu belirtiliyor.
Kararın, Arslan ve Özay’a tebliğ edilmesinin ardından her iki polis müdürünün teşkilatla bağı kesilecek.
Adli ve idari süreçle ilgili dava yolu iki polis müdürü açısından açık elbette.
Şimdi burada “küçük” ama önemli bir tablo var karşımızda:
Suç çeteleriyle mücadele etme görevi bulunan iki üst düzey polis müdürü, mafya liderinden pahalı saat alıyor, mal varlıkları dikkat çekici boyutta.
Her iki polis müdürü, ailelerine ve meslektaşlarına bu durumu nasıl açıklayacaklar acaba?
İşin diğer yönü ise en az bunun kadar vahim.
Haklarında böylesi ağır iddialar ve ithamlar bulunan iki polis müdürünün en tepe yöneticisi konumundaki önceki Ankara Emniyet Müdürü Servet Yılmaz’ın, bu işlerden haberinin olmaması mümkün mü?
Haberi varsa neden iki personelinin böylesi faaliyetlerine göz yumdu?
Bu tabloya karşın Yılmaz, hemen her polis müdürünün idealindeki yurt dışı müşavir görevlendirilmesi çerçevesinde nasıl oldu da Bakü’ye atanarak ‘ödüllendirildi’ adeta?
İSTANBUL EMNİYET MÜDÜRÜ AKTAŞ KEBAPÇI AÇILIŞINDA
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, kamuoyunu bilgilendirme paylaşımlarında gün geçmiyor ki, İstanbul’da çete operasyonları hakkında bilgi vermesin.
Büyük ölçekli suç örgütlerinin yanı sıra çeteler mahallelerde bile örgütlenmiş artık İstanbul’da.
Yerel çeteler mevcut.
Bu durum, elbette geceden sabaha kadar oluşmadı.
Farklı kişi ya da kişiler, siyasetçiler ve güçlü yapıların kurduğu suç örgütleri, kenti adeta parsellemiş durumda.
Halk deyimiyle kentin vaziyeti “evlere şenlik.”
Suç örgütleriyle mücadele eden veya etmesi gereken kamu kurumlarının en üst sırasında polis teşkilatı var.
İstanbul Emniyeti’nin yöneten ve tecrübeli olduğu ifade edilen Zafer Aktaş, dört yıldan fazla süreden bu yana İstanbul polisinin başında.
Ve maalesef İstanbul’da işler istenildiği gibi gitmiyor. Sayılar ve olaylar bunun göstergesi.
Ortaya çıkarılan suç örgütleri, yakalanan şüpheliler, ele geçirilen silah ve mühimmatın yükselen sayıları, mücadele boyutu kadar ortamı da anlatıyor aslında.
İşte en son henüz 27 yaşındaki polis memuresi Şeyda Yılmaz, şehit edildi.
Hâl böyleyken, hafta sonunda İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş’ın sosyal faaliyetinin görüntüleri kamuoyuna yansıdı.
Aktaş, beraberinde korumalarıyla birlikte Yeşilköy’de bir lokantanın açılışına katıldı. Eski futbolcu Tanju Çolak ile fotoğraf çektirdi.
İşyeri sahibince protokolle karşılandı, uğurlandı.
Bu arada küçük bir bilgi daha vereyim; Aktaş, herhangi bir aksilik olmadığı takdirde aralık başında yaş haddinden emekli olacak. Kısa süre öncesine kadar Emniyet Genel Müdürü olacağı ifade ediliyordu. Ancak bu göreve yapılan atama sonrasında Aktaş, büyük olasılıkla aralık ayının ilk haftasında “sade vatandaş” olarak yeni yaşamına başlayacak.
İstanbul’da bu kadar olay ve iş varken, İstanbul Emniyet Müdürü’nün sosyal hayata uyum aşamasına girmesi tartışılması gereken bir durum.