(The Turkish Post) – İzmir, son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşarken, kentteki barajların doluluk oranı neredeyse sıfıra indi. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, İzmir’de suyun tükendiğini ve su kesintilerinin devam etmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Yaşar, “Barajların dolum ayları Aralık 10’dan sonra başlar ve Nisan 15’e kadar sürer. Bu beş ayda dolması beklenir. Aralık 10’dan sonra barajlar yüzde 20 dolarsa bu çok güzel olur ama muhteşem ötesi dediğimiz düzeye ulaşması mümkün değil. O nedenle yağmur yağsa dahi kesintiler sürmeli, yer altı suları ve kuyular dinlenmeli” dedi.
“İZMİR’DE SU BİTTİ, KESİNTİLER BAŞARIDIR”
Kuraklık krizine karşı geç kalındığını dile getiren Prof. Dr. Yaşar, suyun yanlış yönetildiğini ve yıllardır gerekli önlemlerin alınmadığını söyledi. “Şu anda gece 23.00 ile sabah 05.00 arası su kesiliyor. Bu İzmir’de suyun bittiği anlamına gelir. Gecikmiş bir uygulama olsa da siyasi bir başarısızlık değil, aksine bir başarıdır” diyen Yaşar, sadece bu uygulamayla günde yaklaşık 100 bin metreküp su tasarrufu sağlandığını ve bunun yılda 40 milyon metreküpe ulaştığını ifade etti.
Barajlardaki durumun vahametini anlatan Yaşar, Gördeş Barajı’nda aktif doluluk oranının sıfırlandığını, Tahtalı Barajı’nda ise yüzde 1,66 seviyesinde kaldığını belirtti. Barajların ölü hacmindeki suların kullanılmaya başlandığını ve bunun çok tehlikeli olduğunu söyledi. “Barajın bütün pisliği ölü hacimde toplanır. Buna gerek kalmadan tedbir alınmalıydı” uyarısında bulundu.
“KURAKLIK EKONOMİK KRİZLERİN TEMELİDİR”
Kuraklığın sadece çevresel değil, aynı zamanda ekonomik bir tehdit olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yaşar, “Kuraklık iyi yönetilmezse ekonomik kriz kaçınılmazdır. 2021’de bu durumu yaşadık. Medeniyetlerin çöküş nedeni susuzluktur” dedi. Yer altı sularının sürdürülebilir olmayan biçimde çekildiğini belirten Yaşar, “15-20 yıl önce 40-50 metredeki sular bugün 450 metrelere kadar indi. Bu bir beka meselesidir” diye konuştu.
TARIMDA DESEN DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERİSİ
Tarım politikalarının da kuraklık tehdidi altında olduğunu vurgulayan Yaşar, çok su isteyen tarım ürünlerinden vazgeçilmesi gerektiğini söyledi. Elma gibi suya bağımlı ürünlerin yer altı sularını hızla tükettiğini belirten Yaşar, “Eğirdir Gölü kurumak üzere. 1980’lerde 21 metre derinliğe sahipti, şimdi 7-8 metreye düştü. Her havzada su ve yağış potansiyeline göre ürün deseni belirlenmeli” dedi.
Tarım alanlarının korunması için de arıtma tesislerinin yaygınlaştırılması gerektiğini belirten Yaşar, “Çiğli Arıtma Tesisi’nde günde 500 bin metreküp su denize veriliyor. Bu su arıtılıp tarımda kullanılmalı. Aksi halde tarlalar zehirleniyor ve birkaç yıl sonra ürün alınamaz hale gelir. Bu sadece çiftçiyi değil tüm ülkeyi etkiler” ifadelerini kullandı.
“YAĞMUR TOPRAĞI DOYURMADAN BARAJ DOLMAZ”
Ekim ayında etkili olan yağışlara rağmen barajlardaki doluluk oranının düşmeye devam ettiğini hatırlatan Yaşar, “Çünkü önce toprak doymalı, ardından bitkiler, en son baraja su gelebilir. Geçen yıl çok kuraktı, toprak hala susuz. Dolum ancak Aralık ortasında başlar. Yüzde 20’lik doluluk hedefi bile bu şartlarda iyimser kalır” dedi.
Yaşar, suyun doğru ve sürdürülebilir kullanılmasının öncelikli mesele olduğunu, arıtma ve iletim sistemlerinin hızla iyileştirilmesi gerektiğini vurguladı. İzmir’deki su krizinin ise yapısal reformlar olmadan çözülmesinin mümkün olmadığını belirtti.























