(The Turkish Post) – HÜSNÜ YUSUF TURABİÇ
Cumhurbaşkanı Erdoğan merakla beklenen grup toplantısında, MHP Lideri Bahçeli’ye desteğini yeniledi. Ortağına övgü dolu sözler söyledi; ‘Devlet Bey, tavır, konuşma ve tecrübesi ile, akıl dolu cümleleri ile tarihe not düşen, tarihe yön veren bir liderdir’.
Bir parti liderinden, başta bir partinin liderine bu denli methiyelerin dizilmesine Türk siyaseti pek alışkın değildir. Erdoğan’ın Bahçeli için ‘tarihe yön veren lider’ derken acaba neyi kastetti. MHP Lideri tarihe nasıl yön verdi?
DEM’lilerle el sıkışması, Öcalan’ı muhatap alması ve konuşma yapması için Meclis’e çağırması mı Bahçeli’yi tarihe yön veren lider yaptı? Pek sanmıyorum. Erdoğan’ın kastettiği ‘cumhur ittifakının’ kurulmasına yaptığı katkı… Bu katkının sonucunda sistem değişti, Erdoğan’ın seçim kazanması kolaylaştı.
O ‘İMKÂN’ NEDİR?
Erdoğan, Bahçeli’nin son çağrıları için daha önce söylediğini tekrarladı. ‘Tarihi fırsat penceresi’ dedi. Erdoğan’ın şu cümlesi de önemli; ‘Bahçeli’nin elini değil tüm vücudunu taşın altına koyması ile çok daha büyük imkanı ele geçirdik’. Nedir bu imkan? Keşke adını koysaydı.
Grup konuşmasını dikkatlice okudum, Erdoğan’ın duruşunda bir değişiklik görmedim. Selahattin Eyyübi’ye kadar gitti, Türk Kürt kardeşliğine vurgu yaptı; ‘Türkler ile Kürtlerin birbirini sevmesi hem dini hem siyasi farzdır’. Siyasi tarafı ‘tamam’ da ‘dini farz’ nasıl olabilir? Kastı aşan bir cümle gibi geldi bana. Kürtleri sevmeyen bir Türk günaha mı girer? Diyanet ve ilahiyat hocaları acaba ne der bu işe?
Erdoğan, Bahçeli’nin açtığı ‘tarihi fırsat penceresinden’ içeri girmedi. Sadece tespit yapmakla yetindi. Bahçeli hakkında övgüler sıraladı fakat ‘Öcalan çağrısını’ genel ifadelerle geçiştirdi. ‘Bizim Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki bölücü örgüte ve terör baronlarına hiçbir çağrımız yoktur’ dedi. Peki, İmralı’ya var mı?
Ortağının çağrısı, Erdoğan’ın da çağrısı anlamına gelir mi? Benim cevabım hayır. Sürece adını koyacak ve o yolun taşlarını döşeyecek olan Bahçeli değil, Erdoğan… Yürütme ve iktidar Erdoğan’ın elinde. MHP koalisyon ortağı bile değil. Bahçeli retorikten, konuşmaktan başka ne yapabilir ki?
Erdoğan’ın elini kolaylaştırır. Olası bir çözüm süreci için siyasal iklimi elverişli hale getirir. Erdağan’a ‘imkan ve alan’ açar. Erdoğan bu imkanı kullanırsa Bahçeli’nin çağrıları tarihi fırsata dönüşür? Yoksa söz olarak kalır. MHP Lideri’nin daha başka elinden ne gelir ki? Herhalde ‘çözüm sürecini’ tek başına başlatması ve sonuçlandırması beklenmez.
POLİTİKAYA DÖNÜŞECEK Mİ?
Çağrıları nedeniyle Bahçeli’yi takdir etmesine rağmen grup konuşmasında Erdoğan sorunun çözümüne dönük adım atmadı. Bulunduğu siyasi pozisyonu tekrarladı. Kürt halkını, kendilerine ‘destek vermeye’ çağırdı. Ne karşılığında? Kardeşlik, ‘siyasi ve dini farz’ olduğu için.
Erdoğan’ın Bahçeli’ye dönük sözlerinin bazılarını heyecanlandırdığını biliyorum. Perde arkasında bir şeyler dönüyorsa başka, fakat Erdoğan konuşmasından ‘çözüm sürecine’ ilişkin ışık çıkmıyor. Çağrı ve muhataplıktan söz ederken Irak ve Suriye’yi dışarıda bıraktı. Acaba bu cümleden yola çıkarak İmralı, Demirtaş ve DEM’in muhatap alınacağını varsayabilir miyiz? Bu mümkün, seçenek dışı değil elbette.
Ben Erdoğan’ın konuşmasında, Bahçeli’nin açtığı fırsat penceresinden içeri girmesini ve çağrılarının sağladığı ‘imkanı’ kullanmasını beklerdim. Elini açık etmese de örtülü veya dolaylı mesaj verebilirdi. Ne sözlerinde, ne de satır aralarında bunu göremedim. Mesele Bahçeli’ye destek değil projeyi sahiplenmek ve politikaya dönüştürmek…
ERDOĞAN’IN BAHÇELİ’YE CEVABI, AHMET ÖZER’İN GÖZALTINA ALINMASI MI?
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’e yapılan operasyonun Bahçeli’nin oluşturmaya çalıştığı iklimi zehirlediği muhakkak. Bahçeli Öcalan’ı Meclis’e çağırdı, Erdoğan, şafak vaktinde Özer’i gözaltına aldırdı. ‘Aldırdı’ diyorum çünkü Esenyurt operasyonuna açıkça destek verdi; ‘Attığımız adımlardan geri durmayacağız’ dedi. En azından yargıya havale edebilirdi. Operasyonu sahiplendi.
Esenyurt Belediye Başkanı Özer, DEM’den değil, CHP’den seçildi. Kürt seçmenlerin oyunu aldı. 7 ay önce yapılan seçimlerde AK Parti’nin adayına yüzde 10 fark attı. Operasyona hedef olmasının ve gözaltına alınmasının gerekçesi terör, PKK-KCK ile ilişkiler… Başsavcılığın yaptığı açıklama gözaltı ve operasyon için dayanaksız. Soruşturma gizli olduğu için kamuoyu dosyanın içeriğine vakıf değil. Fakat söylenenler basit ve afaki…
AK Parti’nin kurucularından Hüseyin Çelik’in tepkisi ve itirazı son derece anlamlı; ‘Sayın Ahmet Özer, saygın bir bilim adamı ve onlarca kitabı olan bir aydındır. Sabahın köründe gözaltına alınmasını doğru bulmuyorum. 10 yıllık bir takipten söz ediliyor. Bu arkadaş, Belediye Başkanı olmadan Rektör’dü. Rektörken görüşmek suç değil mi? Niçin şimdi?’
Esenyurt operasyonu, Bahçeli’nin çağrılarına Erdoğan’ın ‘cevabı’ olarak bile okunabilir. Nitekim bu yönde değerlendirme ve analiz yapanların oranı hiç de az değil. Ben de ‘olmaz’ diyemiyorum.