(The Turkish Post) – HALİS GÜL
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos 2024 günü kaybolan 8 yaşındaki Narin Güran’dan 19 gün sonra acı haber geldi. Minik kızın cansız bedenine ulaşıldı.
Cenazenin bulunmasından sonra Hüda-Par Genel İdare Kurulu Üyesi Vedat Turgut, Diyarbakır’daki Adli Tıp Kurumu’nun önünde başsağlığı konuşması yaptı. Turgut’un, “Bunlar bizim kültürümüz değil, bunlar Avrupa’nın, Amerika’nın, İsrail’in kültürü” sözleri garip karşılandı. Turgut, “Bunlar bizim kültürümüz değil” dese de Narin olayı diğer katledilen çocukları akla getirdi.
4 YAŞINDAKİ LEYLA – 15 HAZİRAN 2018
Ağrı merkezde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla, Ramazan Bayramı için gittikleri dedesinin yaşadığı Ağrı Bezirhane köyünde 15 Haziran 2018 tarihinde kaybolmuştu. Aydemir çifti eve girmiş, 4 yaşındaki Leyla ise kapı önünde oynamaya başlamıştı. 15 dakika sonra dışarı çıkan çift, kızlarını bulamamıştı.
Leyla Aydemir’in bulunması için yapılan çalışmalar kapsamında ekiplerce bölgedeki dere yatakları, sazlık alanlar, otla kaplı araziler, köydeki metruk yapılar, tandır evleri, ahır ve çocuğun gidebileceği bütün alanlar, kadavra köpekleri de kullanılarak aranmıştı.
NARİN GİBİ DERE KENARINDA BULUNMUŞTU
Olayla ilgili olarak 3 cumhuriyet savcısı görevlendirildi. Tüm Türkiye’nin seferber olduğu mavi gözlü Leyla’nın cesedi, kaybolduktan 18 gün sonra köye 2 kilometre mesafede, kent merkezine giden Kurudere mevkiinde yolun yakınındaki dere kenarında yer alan ağaçların arasında bulunmuştu. Bulunduğu yer, daha önce aranan yerdi. Bu da cesedin oraya daha sonra konduğu anlamına geliyordu. Mavi boncuklu kolyesi boynunda bulunan Leyla’nın cenazesi Bezirhane köyünde defnedilmişti. Leyla’nın ölümünün ardından başlatılan soruşturma kapsamında 2’si Leyla’nın öz amcaları olmak üzere 7 sanık hakkında dava açıldı.
AMCA ÖNCE MÜEBBET CEZASI ALDI
Leyla’nın babası Nihat Aydemir ile miras anlaşmazlığı olduğu ortaya çıkan amca Yusuf Aydemir, şüpheli olarak yakalandı, sorgulandı, mahkemeye çıkarıldı. Arama çalışmalarına da katılan amca masum olduğunu söylüyordu. Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 2 Ekim 1018 günü görülen karar duruşmasında amca Yusuf Aydemir, ‘Çocuğa karşı kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘Çocuğa karşı cebir ve hile ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Amca Musa Aydemir, baba Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir, köylüleri Besim Dursun, eşi Hatun Dursun, Yıldırım Artam ve eşi Ayşe Artam ise beraat etti.
İSTİNAF, DELİLLERİ YETERSİZ BULDU
Ağrı 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi’nde (istinaf) görüşüldü. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi kararında, delillerin yetersiz olduğu belirtilerek, sanık Yusuf Aydemir’in atılı suçlardan ayrı ayrı beraat etmesi, karar kesinleştikten sonra ise gerçek fail ya da faillerin tespit edilmesi için dosyanın Ağır Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesi gerekirken, mahkumiyet kararı verilmesini bozma gerekçesi yaptı.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET ALDI, ÜÇ AY SONRA TAHLİYE EDİLDİ
Minik Leyla’nın karar davasından 3 ay sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla tutuklanan amca Yusuf Aydemir tahliye edildi. Verilen karar dilekçesinde “Yusuf Aydemir’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ileride telafisi güç mağduriyetine sebebiyet verebileceği, tutuklamanın bir ceza değil tedbir niteliğinde olduğu” belirtildi ve amca tahliye edildi.
HESABI SORULAMADI
Leyla’nın dedesi Zeki Aydemir, “Torunumu ot biçmek için bölgeye giden bir köylü bulmuş. Bize haber verdi. Gidip baktığımızda yüzü suya basılmış şekilde duruyordu. Sırtında yara izleri vardı. Yüzüne bakamadım. Mavi gözlümü bu hale getirenler bulunup adalet önünde hesap versin” demişti. Ancak aradan geçen yıllara rağmen katili belirlenemeyen minik Leyla’nın hesabı halen sorulamadı.
***
DEDESİ, BABASI ÇIKAN MÜSLÜME – 10 KASIM 2021
Karaman’dan kış mevsimini geçirmek için 10 Kasım 2021’de Mersin’in Gülnar ilçesinin 175 metre rakımlı Yanışlı Mahallesi’ne gelen 7 çocuklu Yağal ailesinin 6’ncı çocuğu Müslüme, saat 17.00 sıralarında kayboldu.
Çalışma başlatan ekipler, 9 gün sonra 19 Kasım 2021’de minik çocuğun cansız bedenini, olay yerinden yaklaşık 7 kilometre uzaklıkta çalılıkların arasında bulmuştu.
ŞOK! DNA, BABA İLE UYUMSUZ, DEDE İLE UYUMLU
Müslüme’nin cesedinden Adli Tıp görevlilerince alınan DNA örneği, annesi ile uyumlu, babası ile uyumsuz çıkmıştı. Küçük kızın DNA örneği dede Hasan Yağal ile ise uyumlu çıkıyordu. Müslüme’nin boyun kısmında 70 yaşındaki dede Hasan Yağal’ın DNA’sının bulunması tüm Türkiye’yi şok ediyor, ancak gelişme bununla kalmıyordu. Yapılan çalışmalar sonucunda Müslüme’nin 14 yaşındaki ablasının babasının da Hasan Yağal olduğu ortaya çıkıyordu.
Hakim karşısına çıkan aile üyeleri suçlamaları reddederken, dede Hasan Yağal, çocuğun boynunda bulunan DNA örneğiyle ilgili “Her gördüğümde Müslüme’yi yüzünden öperim. Boynundan DNA çıkması normal. Bundan cinsel bir eylem olduğu çıkmaz” dedi. Ancak bilirkişi raporuna göre bu basit bir öpme değildi.
Öte yandan raporda 3 yaşındaki çocuğun cesedinin de ailenin yaşadığı bölgeye 7 kilometre uzaklıkta bulunmasının ‘hayatın olağan akışına aykırı’ olduğu ifade edildi.
Anne Selvi Yağal, duruşmada Müslüme’nin ölümüyle ilgili kimseden şikâyetçi olmadığını söyledi. Mahkeme heyeti, DNA raporunu hatırlatarak Hasan Yağal’a Müslüme’nin ablası yani diğer torunu A.Y.’nin kendi çocuğu olup olmadığı konusunda soru sordu. Yağal ifadesinde, ‘Raporu bilemem. Belki akrabalıktandır” ifadelerini kullandı.
Önceki duruşmalarda, Müslüme’nin ablası, diğer çocuğu, 14 yaşındaki A.Y.’nin DNA raporlarında babasının kayınpederi olduğu iddialarını kabul etmeyip, “Kayınpederimin suçu yok. Bana tecavüz etmedi.” diyen anne Selvi Yağal, daha sonra Hasan Yağal’ın kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu itiraf etti.
MİDE BULANDIRAN OLAYLAR
Mide bulandıran olay net olarak ortaya çıkmıştı. Hasan Yağal, gelinine cinsel istismarda bulunmuştu. 14 yaşındaki A.Y.’nin de, ölü bulunan 3 yaşındaki Müslüme’nin de kayınpeder Hasan Yağal’dan olduğu anlaşılmıştı. Ancak Müslüme’nin katilinin kim olduğu netleştirilemedi.
DEDENİN CEZASI BELLİ OLDU
Önce Silifke’de başlayan yargılamalar daha sonra Adana Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinde görüldü. 11 Mart 2024 tarihinde verilen kararda, mahkeme heyeti, Hasan Yağal’ın Müslüme’ye karşı işlediği öne sürülen suçlardan verilen beraat kararlarını hukuka uygun buldu.
Hasan Yağal hakkında gelini Selvi Yağal’a yönelik ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan verilen 28 yıl mahkumiyet kararı ile ‘suçluyu kayırmak’ suçlamasıyla yargılanan büyükanne A. Yağal, anne Selvi Yağal ve ağabey O. Yağal’a verilen beraat kararları da mahkeme heyetince hukuka uygun bulundu.
Heyet, Hasan Yağal hakkında gelini S. Yağal’a yönelik ‘nitelikli cinsel saldırı’ suçundan doğan kız çocuğu A. Yağal’a karşı ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 9 yıl hapis cezasına çarptırdı.
Ceza, suçun ‘alt soyuna karşı gerçeklemiş olması’ ve ‘birden fazla kez zincirleme suretiyle işlendiği’ gerekçeleriyle 17 yıl 12 aya çıkarıldı.
Böylece Hasan Yağal’ın toplam hapis cezası 45 yıl 12 aya yükseltilmiş oldu.
Gülnar Cezaevi’ne gönderilen Hasan Yağal ile ilgili çıkan haberler ve toplumda doğan öfke sebebiyle cezaevinde güvenlik önlemleri arttırıldı. Tek kişilik hücrede kaldığı öğrenilen Yağal’ın muhtemel saldırılara karşın hücresinden çıkarılmadığı öğrenildi.
***
HALİS GÜL’ÜN TÜM YAZILARI
https://www.turkishpost.net/author/halisgul/