(The Turkish Post) – Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne ilişkin 18’i tutuklu 61 kişi hakkında Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.
ANKA’da yer alan habere göre, sanık Fethi Koyuncu’nun avukatı Uğur Ulutaş, “2018 ve 2021’deki soruşturmaların birleştirilmesi hukuka aykırıdır. Müvekkilimin 2018’den önce Albüm ve Tren Bar ile hiçbir alakası yoktur. Tape kayıtları gündelik konuşmalar ve ticari faaliyete ilişkindir. Gizli tanıkların hukuksuzca dinlendiği ve yönlendirildiği de dosyada sabittir. Bu dosyada tartıştığımız tüm deliller hukuka aykırı. Bora Kaplan’dan talimat aldığına dair de herhangi bir tespit yok. Bir yılı geçen tutukluluk infaza dönüştü. Artık adli kontrol tedbirleri ve tahliye istiyoruz” savunmasını yaptı.
‘ERKAN DOĞAN MADDE BAĞIMLISI GÖRÜNTÜSÜNE SAHİPTİ’
Tutuklu sanıklardan eski AK Parti Ankara İl Başkanı Barış Kurt’un avukatı Nazmi Kobal, ek uzman mütalaası sundu.
Kurt’un tanığı olarak dinlenen Sultan Seyhan, 2015 ve 2023 seçimlerinde Samsun’dan milletvekili aday adayı olduğunu söyledi. Seyhan’ın AK Parti’den aday olduğu öğrenildi.
Seyhan, “Ayrıca ben Gençlik ve Spor Bakanlığı Daire Başkanı olarak da görev yaptım. Erkan Doğan beni gördüğünde olayın yaşandığı kattaydım. Ofis oradaydı. O yüzden sesleri duyduk. Erkan Doğan’ın yüzünde kan vesaire yoktu. Bu çocuğun madde bağımlığıyla alakalı bana daha önce tedavisine ilişkin bir ricada bulunulmuştu. Ben yıllarca psikiyatri hastanesinde çalıştım o yüzden insanların tavırlarını anlayabilirim. Olay günü Erkan Doğan’ın tavırları ve görüntüsü madde bağımlısı olan bir görüntüye sahip” dedi.
BARIŞ KURT’TAN MAHKEME BAŞKANINA: NEDEN SORU SORMUYORSUNUZ?
Söz alan sanık Barış Kurt’un avukatlarından Doç. Dr. Sinan Kocaoğlu, Mahkeme Başkanına; “Savcılık makamı gibi soru soruyoruz gerçeği ortaya çıkartmak için. Siz hiç soru sormuyorsunuz, neden soru sormuyorsunuz” diye sordu.
Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, “Tanıklara sorun varsa konuş, yoksa sus” diyerek avukat Kocaoğlu’nun mikrofonunu kapattı.
‘BİLİRKİŞİ RAPORUNDA HATALAR VAR’
Dosyaya Kurt’un avukatı Nazmi Kabol’un talebi doğrultusunda uzman mütalaası hazırlayan bilirkişi Sinan Yakut, bilişim uzmanı Taha Zengin ile birlikte bu raporu hazırladıklarını kaydederek, “Avukat Nazmi Kobal tarafından 17 maddelik bir raporun incelenmesi talep edildi ben de bunu inceledim ve bir rapor hazırladım” dedi.
Yakut özetle söz konusu HTS kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporunda hatalar olduğu vurguladı ve “Mesela Erkan Doğan tarafından Barış Kurt aranıyor. Ancak polis tutanaklarında tam tersi yazıyor. Barış Kurt’un Ayhan Bora Kaplan ile aynı yerde baz verip verilmediği soruldu. Aralarında 10 kilometrelik mesafenin olduğunu tespit ettik biz” ifadelerini kullandı.
Duruşmaya verilen aranın sonrasında ilk olarak sanık Barış Kurt’un avukatı Nazmi Kobal savunma yaptı.
Bilirkişi raporunda hataların olduğuna ilişkin sundukları mütalaa hakkında konuşan Kobal, “Bu rapor ile bilirkişi raporunun başka bir heyete gönderilmesini talep ettik ancak henüz bir netice alamadık. Erkan Doğan gibi yalancı bir kişinin 8 farklı ifadesi de ortadadır. Müvekkilimin tüm mal varlıklarına TMSF tarafından el konuldu. Ödemesi gereken krediler var ancak ödeyemiyor. Biz tüm delilleri sunduk. Şu aşamada sayın mahkemenizden tahliyesini talep ediyoruz. Aksi halde en ağır şartlarda da olsa adli kontrol şartıyla tahliyesini istiyoruz” dedi.
‘BU OLAY İNTİHARDIR, CİNAYET DEĞİLDİR’
Sanıklardan Tansel Aktan’ın avukatı İbrahim Kama, iddianamenin hukuka aykırı delillerle hazırlandığı iddiasında bulunarak, “Yani balık baştan kokmuştur” diye konuştu.
Sanıklardan Mahfur Tatar cinayetini işleyen Semih Arslan’ı yüksekten atarak öldürmekle suçlanan sanık Mahmut Gökhan Çanga’nın avukatı Ela Leyla Umur, Çanga’nın evine yönelik görselleri sundu.
Umur, “Bu olay intihardır, cinayet değildir. Bu ev örgüt evi olamaz. Örgüt evi lüks olur, her şey olur. Burada tam tersi bir yokluk var. Bu olayda hiçbir şüphe kalmamıştır. Bu olaya dair 2016’da ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verildi. Ama 7 yıl sonra savcılar ne dediyse yazan bilirkişiler olaya ‘cinayet’ dedi. Bu da KOM komiserinin yaptığı Whatsapp yazışmalarında kanıtlanmıştır” iddiasında bulundu ve müvekkilinin tahliyesini talep etti.
‘BU, SAVCININ OYUNUDUR VE TAHLİYE EDİLEN POLİSLERLE BU İŞİ ÇEVİRMİŞTİR’
Sanıklardan Deniz Urcan’ın avukatı Sidar Yurtçiçek, gizli tanık Serdar Sertçelik’in yurt dışına kaçırılması olayında emniyet personelinin yargılandığı Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dosya ile bu davanın birleştirilmesini talep etti.
Yurtçiçek, savunmasında şunları söyledi:
“Bilirkişi raporunun ilk 24 sayfasında ‘balkondan atma’ geçmiyor. Ama sonrasında birden giriyor çünkü savcıların sonuç kısmını okuyacaklarını biliyor. Bu, savcı Mustafa Kaya’nın oyunudur ve yeni tahliye edilen polislerle bu işi çevirmiştir. Bunlar MHP’ye bulaşmasaydı biz bunların hiçbirini göremeyecektik. Allah’tan, Şevket Demircan (eski Emniyet Müdür Yardımcısı) MHP düşmanıydı da biz bu kumpasları görüyoruz. Bir olaya şaibe düşürülmek için savcının talebiyle polislerce ekleme yapılmıştır.
Soruşturmayı yürütenlerin isteği doğrultusunda dosyaya şaibe düşüyor. Savcı Mustafa Kaya ve Şevket Demircan suç işlemişlerdir. Bilirkişileri baskılayarak ‘hürriyeti tehdit’ suçları işlemişlerdir. Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüşülen her şey bizim dosyamızla ilgilidir. Bu yüzden iki dosya birleştirilmelidir. Müvekkilimin Semih Arslan cinayetinde ‘azmettirici’ olduğuna dair en ufak birşey dosyada geçmiyor ama iddianamede geçiyor. Ancak hiçbir delil yok.”
‘USULSÜZLÜKLER KABİNEDE YER ALAN İSİMLERİN YARIN YARGILANMASINA SEBEBİYET VERİLEBİLİR’
Sidar Yurtçiçek savunmasında “Buradan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a sesleniyorum” diyerek, şu iddialarda bulundu:
“Bu dosyada çok büyük usulsüzlükler yapılmaktadır. Buradaki usulsüzlükler bugünkü kabinede yer alan isimlerin yarın bir gün yargılanmasına sebebiyet verilebilir. Bu dosyada müfettişler görevlendirilmelidir. Organize Şube Müdürü Kerem Gökay Öner itirafçı oldu. Tüm bunları onların ifadesinden anlıyoruz. Bu adam ‘Ben sürecin dışına itildim. Bu usulsüz işleri benim dışımda yapan isimler şunlar’ diye açıkladı. Bu organize müdürleri, komiserler gözlerini karartmışlar. Nasıl bu kadar motive olmuşlar? Bu motivasyonun kaynağını bulmalıyız.
Neden bir iş insanı kameralar önünde gözaltına alınır? Bu neden bizi 15 Temmuz’a götürüyor. Bu operasyonun nedeni 15 Temmuz’dur. 15 Temmuz’da silahların nereden bulunduğuna dair Ayhan Bora Kaplan, ‘MİT verdi, polis verdi’ deseydi ne yapacaktınız? 15 Temmuz’da TRT basılırken Ayhan Bora Kaplan ve arkadaşları ellerine silah almış, komando teröristlere karşı çıkmıştır. Burada kahramanlar yargılanıyor.
Şevket Demircan sizin sıralı amiriniz olduğunu söylüyor. Bu adam sizi tehdit mi etti Sayın Başkanım? Ben söylüyorum bu adam sizi, Murat Çelik’i ve herkesi tehdit ediyor. Sizin heyetinizle birlikte çekilmeniz doğru olacaktır. Adınız her yerde geçiyor Sayın Başkanım. Artık cesaretli olun ve doğru kararı verin.”