(The Turkish Post) – TBMM Genel Kurulu, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ başkanlığında toplandı. Gezi davasında 18 yıl hapis cezasına mahkum edilen ve AYM’nin 2 kez hak ihlali kararı vermesine rağmen tahliye edilmeyen TİP Hatay Milletvekili Can Atalay hakkında Yargıtay 3. Dairesi’nin verdiği milletvekilliğinin düşürülmesi kararı okutuldu, Atalay’ın vekilliği düşürüldü.
Bozdağ kararı okuttuğu sırada kendisine tepkiler yükseldi. Bir kişi kafasına anayasa kitapçığı fırlattı. Bozdağ’ın önüne ‘Can Atalay’a özgürlük’ dövizleri tutuldu. Düşürülme kararının ardından oturuma ara verildi.
Genel Kurul’un başında gündem dışı konuşmak isteyen milletvekillerine söz verildikten sonra CHP’nin kapalı oturum talebi oylandı ve kabul edildi.
CHP’nin, Can Atalay’ın vekilliğinin düşürülmesi kararının okutulmasını geciktirmek için kapalı oturum talebinde bulunduğu öğrenildi.
AKP Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ, itirazlara rağmen kararı Can Atalay kararını Meclis'te okuttu
"Can Atalay'a özgürlük" dövizleri ile başkanlık kürsüsüne yürüyen milletvekilleri Bozdağ'ı protesto etti. Bozdağ'a Anayasa kitapçığı fırlatıldıhttps://t.co/NtXeRP0BuJ pic.twitter.com/hDWpPMZdwT
— Evrensel Gazetesi (@evrenselgzt) January 30, 2024
NE OLMUŞTU?
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay’ın “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu.
Atalay, 14 Mayıs’taki 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde TİP’ten Hatay milletvekili seçilmiş, bunun üzerine avukatları “milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi” talebiyle Yargıtay’a başvuru yapmıştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise talebin reddine hükmetmişti.
Atalay’ın avukatları da milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan başvurucunun yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de “kişi hürriyeti ve güvenliği” hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştu.
Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Can Atalay’a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Atalay’ın bireysel başvurusunda, “seçilme ve siyasi faaliyette bulunma” hakkı ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiği sonucuna varmış, ayrıca Atalay’a 50 bin lira manevi tazminat ödenmesine hükmetmişti.
Yüksek Mahkemenin gerekçesinde, Atalay’ın 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde milletvekili seçildiği, yasama dokunulmazlığına sahip olduğu konusunda kuşku bulunmadığı belirtilmişti.
Atalay’ın durumunun, Anayasa’nın 83. maddesinin ikinci fıkrasında yer verilen istisna kapsamında olduğu gerekçesiyle yargılanmasına devam edildiği ve tutuklu bulunduğu anımsatılan kararda, Atalay’ın, TBMM’de yemin edemediği ve milletvekilliği görevini fiilen yerine getiremediği aktarılmıştı.
Bunun başvurucunun seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkına müdahale anlamını taşıdığı anlatılan kararda, Yüksek Mahkemenin daha önce de benzer durumlarda hak ihlali kararlarına hükmettiği hatırlatılmıştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Atalay’ın yasama dokunulmazlığından faydalanamayacağı kanaatine vardığı aktarılan gerekçede, “Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi içtihadına aykırı davranmış, benzer ihlalleri önleme yükümlülüğünü yerine getirmemiş, aksine başvurucunun anayasal haklarını -Anayasa’nın parlamentoya verdiği bir yetkiyi kullanarak- daraltıcı bir şekilde yorumlamak suretiyle ihlal etmiştir” tespiti yapılmıştı.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin TİP Hatay Milletvekili Can Atalay ile ilgili ikinci ihlal kararına da uyulmamasına karar vermişti.
Kararda, Anayasa Mahkemesi’nin ikinci ihlal kararının “hukuki değeri olmadığına”, bu gerekçeyle karara uyulmamasına hükmedilmişti.